30

955 68 82
                                    

Jungkook'la garip bir şekilde iyi gidiyorduk. Söz verdiği gibi bazı zamanlarda, gerçekten rahatsız etmeyecek aralıklarda bana yazıyor, sadece nasıl olduğumu öğreniyordu. Babası ile yıllardır görüşmeyen, annesini yoğun çalışma hayatından ötürü neredeyse hiç görmeyen, bazı güvensizliklerinden dolayı hiç arkadaşı olmayan biri olarak Jungkook'un bana karşı karşılık beklemeden gösterdiği ilgi hoşuma gidiyordu. 

İtiraf etmek de zorlansam da ona ve ilgisine alışmaya başlamıştım. 

Okulda sık sık görüşmesek de ona karşı iyice yumuşadığımı hissediyordum. Aynı sırada oturmaya devam etmiyorduk ancak birbirimizi gördüğümüz yerde birbirimize gülümsüyor ve zaman zaman kantinde beraber oturuyorduk.

Jungkook ile muhabbet edilebileceğini öğrenmiştim. Dışardan ne kadar korkutucu olursa olsun kendi arkadaşlarının yanında çok komik ve ailenin şımartılan küçük çocuğu gibi olduğu da onun hakkında öğrendiğim diğer şeylerden biriydi. 

Rosé başta bana yaptıklarından dolayı çok sinirli olsa da, Jungkook'un arkadaşlarından çekinse de o da benimle beraber Jungkook ve arkadaşları ile takılmaya başlamıştı. Her geçen gün onlarla daha iyi anlaştığını görebiliyordum. Kafa yapısı Taehyung ile uyuşuyordu ve Jimin ile de garip bir çekim vardı aralarında, onlar her ne kadar bunu şu an inkar etse de ben ve Jungkook bunun çok farkındaydık ve arada bir onları bu konuda utandırmaktan çekinmiyorduk. İkisi de böyle anlarda gerçekten komik tepkiler veriyordu.

Beraber takılmamız; uzaklaşması biten Sana ve okuldaki diğer tüm herkesin bana olan tavrını da değiştirmişti. Artık kimse yüzüme karşı alenen laf edemiyor, ahlaksız tekliflerle ya da küçümseyici sözlerle karşılaşmıyordum. Yüzüme bakıp fısıldaşmalar ise devam ediyordu. Özellikle kızların yüzündeki kıskançlık görülmeyecek gibi değildi ama umursamamayı tercih ediyordum.

Jungkook arada bir bana karşı olan ilgisini belli etmekten çekinmese de genellikle beni bu konu da sıkıştırmıyor, ısrarcı davranmıyordu. Sanırım ona henüz yeterince güvenmediğimin farkındaydı ve bana zaman tanıyordu. Şu an iki arkadaş gibiydik ve ben hayatımın hiç bir döneminde bu kadar huzurlu ve mutlu hissetmemiştim. Bu yüzden bu belirsizlik halini uzatmak istemiyordum. Bugün Jungkook'a bir şans vermeyi düşünüyordum.

Kantinde tek başına oturduğunu bildiğim Jungkook'un yanına gittim. Gerçekten bulutların üstünde hissetmekten alamıyordum kendimi. Ufak bir selam verdim yanına vardığımda.

Telefonunda olan bakışlarını sesimi duyar duymaz kaldırmış ve gülümseyerek bana bakmaya başlamıştı. En çok bunu seviyordum; beni gördüğünde yüzünde oluşan o huzurlu, mutlu ifadeyi. Bana kendimi değerli hissettiriyordu.

'Selam sarışın' dedi o da. Çok uzatmadan üzerinde günlerdir düşündüğüm teklifimi sundum.

'Bugün izinliyim. Okul çıkışı biraz ilerdeki parkta buluşalım mı? Bir şeyler yaparız ya da konuşuruz falan' Heyecanlanmıştım. Jungkook da şaşırmıştı. Kaşlarını çatmasından, kötü bir şey olup olmadığı konusunda endişelendiğini görebiliyordum.

'Olur' dedi sade bir şekilde. Ona kendisini iyi hissettirecek bir şey söylememeye karar verdim. Ona bir şans verecek olmamın sürpriz olmasını istemiştim bir an.

Gün boyunca gergindi, kötü bir şey konuşacağımız konusunda endişeliydi görebiliyordum ve açıkçası bu beni eğlendiriyordu ama yine de gün ikimiz içinde yavaş geçmişti. Önleyemediğim bir heyecana sahiptim. Sürekli gülmek, önüme gelen herkese sarılmak istiyordum.

...

İşte o an gelmişti. Parkta bir bankta oturmuş onun gelmesini bekliyordum. O kadar heyecanlıydım ki okuldan Jungkook'u beklemeden çıkmış ve onu parkta beklediğime dair bir mesaj atmıştım. En azından o buraya gelene kadar biraz sakinleşebilirim diye umuyordum.

Umduğum gibi olmadı henüz sakinleşememiştim ancak Jungkook parkın içine girmişti bile, yanıma yürüyordu. Gergin görünüyordu benim gibi.

'Selam. Kötü bir şey olmadı dimi?'

İki yana salladım kafamı hayır anlamında. Jungkook'a güvenmekle ilgili şüphelerimin tamamının bittiğini söylemezdim belki ancak onun yanında bu kadar mutlu hissetmemin, kalbimi kırdığında bile onu özlememin başka bir açıklaması olamazdı.

'Ben senden hoşlanıyorum' dedim bir anda. O kadar bir anda olmuştu ki bu. Ben bile şaşkındım. Bu kelimelerin ağzımdan nasıl çıktığını bile fark etmemiştim.

Jungkook ise benden daha şaşkın, benden daha komik görünüyordu. Donmuş gibiydi, tepki vermiyordu. Başta bu tepkisizliğini şaşkınlığına yorsam da bu kadar tepkisiz olması hoşuma gitmemişti.

'Bir şey demeyecek misin?'

'Sen benden hoşlanıyorsun?' dedi Jungkook zorlukla. Kafamı salladım. 'Ben zaten sana aşığım' Kafamı salladım tekrar bu sefer kocaman bir gülümseme eşliğinde.

Jungkook da gülümsememle gülümsemiş ve bana sarılmıştı. Tanrım, ne güzeldi ona sarılma hissi. Biraz sarıldıktan sonra önce saçlarımı öpmüş sonra benden ayrılarak ellerimi tutmuştu. Her şeyin bu kadar güzel hissettirmesi imkansız gibiydi.

'Jungkook ben senden hoşlanıyorum ancak tereddütlerim var. Yaşadıklarımızı biliyorsun. Korkuyorum' dedim biraz çekinerek. Sinirlenmesinden ya da düşündüklerimi saçma bulmasından korkuyordum ancak korktuğum gibi olmamıştı.

'Haklısın. O kadar haklısın ki küçüğüm ama yemin ederim sana hak ettiğin gibi davranacağım. Bu uğurda bambaşka bir adam olmam gerekse bile.'

Uzanıp dudağına ufacık bir öpücük bıraktım. Bu bile o kadar utandırmıştı ki beni. Kalbim göğsümden çıkacak gibiydi. Aşık olmak böyle hissettiriyormuş demek ki diye düşünmüştüm.

Bu sırada telefonum çaldı. 

'Efendim anne' dedim. Sesimdeki mutluluğun hissedilmemesi imkansızdı ama annem fark etmemiş olacak ki gergince söze girdi.

'Lisa acilen eve gelmen lazım.' Şaşırmıştım annemin beni bu şekilde çağırması hiç hayra alamet bir şey değildi.

'Neden? Bir şey mi oldu anne?' diye sordum. Az önce çok mutluydum ama şimdi korkulu, garip bir gündü.

'Sadece gel Lisa. Meraklanman gereken bir şey yok' dese de meraklanmam gereken bir şey olduğu belliydi.

Konuşmamıza kulak misafiri olan Jungkook telefonu kapatmamla bana gülümsemiş;

'Gel seni eve bırakayım. Biz sonra devam ederiz' demişti.

O gün o eve giderken hayatımın en kötü günlerinin başlayacağından habersizdim. Haberim olsaydı her şey farklı olabilirdi belki.  


İşe biraz heyecan katmam gereken yere geldiğimize göre yaşanacak her şey şimdiden hepimize hayırlı olsun. Güzel bölümler bizi bekliyor. Yeni bölümde buluşmaküzere.

Her gün bölüm gelmesine rağmen sıralamamız yükselmek yerine düşüyor, bu da beni üzüyor o yüzden bölümü beğendiyseniz oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayı lütfen.

Sevgiler🎈

FORGET FOREVER -Liskook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin