18. BÖLÜM

29.4K 808 387
                                    

OKUMADAN ÖNCE YILDIZLAYALIM CİVCİVLERİM...

HER SATIRDA YORUMLARINIZI OKUMAK İSTİYORUM.

DEVA KİTABIMA BİR ŞANS VERİN LÜTFEN :)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

O konuşmamızın üzerine bir hafta geçmişti. Bana baba olmak istediğini söylemiş, benimde güzel bir anne olacağımı dile getirmişti. 

Araf'la bana ait bir varlığın düşüncesi bile beni mutlu ediyordu ama henüz buna hazır değildim. Korkuyordum, Araf gelgitli bir adamdı ve canımı yakıp beni incitmesinden delicesine korkuyordum. Bir haftadır hiç beraber olmamıştık. Kendini çok zor tuttuğunu iliklerime kadar hissediyordum. 

"Güneş Hanım dersiniz başlamak üzere." Diyen Kadir'le düşüncelerimi bir köşeye kaldırıp oturduğum sandalyeden kalktım. Bir aydır okulda olmama rağmen hala ilk günkü gibi çoğu öğrencinin gözü benim üzerimdeydi. Kimse benimle tanışmak istemiyordu. Bu durum çok canımı sıksa da ses edemiyordum. 

Bugün bir proje için profesörün belirlediği kişiyle grup çalışması yapacaktık. Çok heyecanlıydım belki bir arkadaş edinebilirdim. Hızla sınıfa girip boş bulduğum orta sıralardan birine geçip oturdum. Kadir ve Ali her zamanki gibi aynı şekilde yerlerini almıştı. 

Profesörün sınıfa girmesiyle derin bir nefes aldım acaba kimle eş olacaktım. Erkek olmasını istemezdim çünkü Araf kesinlikle buna izin vermezdi. 

Profesör tekrardan gruplaşmayı anlatıp isimleri saymaya başladı. Çoğu kişiyi kız erkek olarak grup yapmıştı. Erkekler bittiğinde geriye  üç kız kalmıştı acaba hangisiyle grup olacaktım.

"Güneş Karahanlı" Dediği anda elimi kaldırıp indirdim. 

"Cansu Demirci" Dediğinde ön sıradan bir kız elini kaldırıp ayağa kalktı. Kafasını bana çevirip birkaç saniye baktığında içimi huzursuzluk kaplamıştı. Gözlerini Kadir ve Ali'de gezdirdiğinde hızla profesöre dönüp konuşmaya başladı.

"Ben Güneş'le çalışmak istemiyorum hocam." Dediğinde sınıfta hiç ses çıkmıyordu. Hoca kaşlarını çatıp gözlerini hem bende hem de Cansu'da gezdirip sordu.

"Neden ? Güneş'le iyi iş çıkartacağını düşünüyorum." Demesi üzerine ;

"Hayır hocam, Güneş beni tedirgin ediyor. Hele ki yanındaki adamlar çok ürkütücü. Özelliklede ikimiz arasında bir fikir ayrılığı tartışması olursa bu sorun haline gelir. Canımı tehlikeye atmak istemiyorum. Bu adamların bana ne yapacağı belli olmaz." Demesi üzerine hızla ayağa kalkıp konuştum.

"Hayır, neden böyle düşünüyorsun ? Onlar asla sana veya başka birine zarar vermez." Dediğimde arka sıradan bir çocuk konuşmaya başladı.

"Okula geldiğin ilk gün bir çocuğu dövdüler. Cansu doğru söylüyor biz bile sana yanlışlıkla çarparız yada bir şey olur diye korkuyoruz. Kimse ders aralarında senin olduğun yere adım atmıyor." Dedi.

Nefesimin kesildiğini hissediyordum. Böyle nasıl düşünürlerdi. Burada kalmak istemiyordum, herkes kendini tehlikede hissediyordu benim yüzümden. Evet Kadir ve Ali tehlikeliydi ama kimseye zarar vermezlerdi ki. Dolan gözlerimi sınıfta gezdirip hocaya döndüm. Herkesten, Cansu ve adını dahi bilmediğim çocuğu onaylar nitelikte sesler çıkıyordu. Çantamı alıp masadan uzaklaşacağım sırada bir kızın konuşmasıyla duraksadım.

"Hem, bence senin kendini yormana da gerek yok. Sonuçta bu okul Araf KARAHANLI' ya ait."

Bu cümleden sonra hızla sınıfın kapısına doğru yürümeye başladım. Kadir ve Ali hızla peşimden geliyorlardı. Sınıftan çıktığım anda ağzımdan firar eden hıçkırıkla koridordaki duvara sırtımı yaslayıp yere çömeldim. Araf nasıl böyle bir şeyi benden saklardı, ben not beklerken herkesin gözü üzerimde bana dalga geçerek bakan gözler bir bir aklıma gelmeye başlamıştı.

BEYAZ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin