16

619 19 0
                                    

Merhabaaaa🥹 Evet aylar sonra ben geldim ve... Çok utanıyorum artık bu uzun gitmelerimi bırakmam gerekiyor çünkü yazmayı çok seviyorum!
O yüzden hikayemize kaldığımız yerden devam edeceğim çünkü ne olursa olsun her karakter gibi Cemre ve Matteo'nun da bir sona ihtiyacı var değil mi?
Keyifli okumalar dilerim lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum!💖

Media: Matteo Romano

🍃

Maximus sanki anlamış gibi tekrar havladı ve dili dışarda bize bakmaya devam etti. Gözlerimin dolmaması için uğraşsam da kalbimin sıcaklığı ruhumun içine dağıldı ve... Matteo'ya şefkatle bakmamı sağladı. Ellerini tuttuğum ve hayatımda gördüğüm en güzel gözlere sahip olan bu adamın gerçekten çok güzel bir kalbi vardı.

(...)

Matteo odasındaki büyük dolabında bana ayrı bir kısım boşaltmıştı ve aldığımız eşyaları buraya koyabileceğimi söylemişti. Oturduğum yataktan sakince yerdeki koca koca torbalara baktım. Dünyayı aldık desem yeriydi herhalde.

Çaresizce torbalardan birini kendime doğru çektim ve içindeki kıyafetleri teker teker çıkarmaya başladım. Elimde topladığım kıyafetleri de sonrasında dikkatli bir şekilde rafa dizmeye başladım. Bana ayırdığı raf oldukça büyüktü ve kıyafetlerin rahatça sığacağına emindim. Gözüm hemen alt taraftaki rafa kaydığında yutkunmadan edemedim. Onun eşyaları vardı.

Resmen bir kıyafet dolabını paylaşıyorduk.

Az önce kapının önünde olanlar gözlerimin önünde canlanırken gözlerimi kırpıştırdım. Her şey çok garipti ve... Her ne kadar kendime itiraf edemesem de ben o an... İyi hissetmiştim. Uzun zamandır hiç olmadığım kadar hem de.. Onun o sıcak ela gözleri ve söyledikleri aklımdan bir türlü çıkmıyordu.

Derin bir nefes aldığımda ciğerlerime onun kokusunun dolması bile beni sakinleştiriyordu. Sinir bozukluğuyla alnımı önümdeki rafa yasladım. Harika. Gerçekten harika... Kendime inanamıyordum.

Birden gürültülü bir kapı açılışı sesinin ardından Andrea'nın söylenişini duymam gecikmemişti. "Benden istemediğin gerçekten bir bu kalmıştı Matti!"

Birkaç adım sesinin ardından Maximus'un havlaması ve Andrea'nın bağırışıyla şok içinde başımı yasladığım raftan kaldırdım. "AMAN TANRIM YANINA ALDIĞINI GERÇEKTEN DÜŞÜNMEMİŞTİM UZAK TUT ONU BENDEN! AAAA-"

"Andrea... Bebek gibi bağırmayı keser misin o sana bir şey yapmaz. Tabi böyle bağırıp hayvanı germediğin sürece..." Matteo'nun sakin ve sitemli sesine karşılık Maximus da onu onaylar bir şekilde havlamıştı.

Gülüşümü saklama gereği duymadan keyifli bir şekilde odanın kapısından çıktım. Karşılaştığım manzarayla artık gözümden yaşlar geliyordu.

Maximus heyecanlı bir şekilde kuyruğunu bir sağa bir sola sallıyordu ve Matteo'nun hemen yanında oturarak Andrea'yı izliyordu. Andrea ise dehşet içinde Maximus'a bakıyordu ve elindeki kocaman torbaları önünde siper etmişti. "Ver şu elindekileri hadi."

"Ben veremem sen al!" Andrea elindeki torbaları sitemle Matteo'ya uzattı ve devam etti. "Sana inanamıyorum dostum! Ne kadar korktuğumu biliyorsun!"

Matteo Andrea'ya uzanıp elindeki torbaları dikkatli bir şekilde aldı ve sakince söylendi. "Senden bunları istediğimde gerçekten birini kulübeye bağlayacağımı mı düşündün?"

Elindeki torbalarla arkasını döndüğünde direkt onunla göz göze geldik. Kısık gözlerle keyifli bir şekilde bana gülümsedi. Gülümseyişi karşısında anlık nutkum tutulsa da aynı şekilde ona karşılık vermeye çalıştım.

Roma'daki SözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin