Media: Matteo Romano
Matteo'nun yüzünde küçük bir gülümseme belirirken mırıldandı. Ela gözleri yine ışıldıyordu. "Bir şey yapmadan da seni mutlu edebiliyorsam... Özellikle yapacağım bir şeyde yüzünde açacak çiçekleri çok merak ediyorum Cemre."
🍃
Sözlerinin ardından dona kalmış bir şekilde ona baktım. Gülümsemem yüzümde kalakalmıştı çünkü söyledikleri tekrar tekrar zihnimde yankılanıyordu. Yüzümde açacak... Çiçekler...
Matteo birden kaşlarını çattı ve tıpkı benimkine benzer yüz ifadesiyle bana baktı. O da en az benim kadar şok içerisinde gibi görünüyordu. Birden aceleyle önüne dönüp anahtarı kilide soktu ve kapıyı hızlıca açtı. Elindeki alışveriş torbalarını kapının kenarına adeta fırlatırcasına bırakırken içeri bir adım attı. Bana asla bakmıyordu. "Ben... Seni rahatsız ettiysem özür dilerim."
Hızlı adımlarla içeri geçeceği sırada bileğini tuttum ve bana dönmesini sağladım. Anında elimin içi alev alırken sertçe yutkundum. Teni yine sıcacıktı.
O bu kadar düşünceli bir insanken beni rahatsız etmesi çok zordu. Şu an ona bakarken bile gözlerimin parıldadığına neredeyse emindim. Uzun zamandır kimse bana böyle bir şey söylememişti. Matteo bir bana bir de tuttuğum bileğine baktı. Ela gözleri tüm yoğunluğuyla beni hapsine almıştı ama hala tedirgin bir hali vardı. Bileğindeki elimi aşağı doğru kaydırıp bu sefer elini tuttum. Tutuşuma anında karşılık verdi ve elimi sıkıca kavradı. Parmaklarımız birbirlerine kenetlenmişti. Tutuşu güven vericiydi.
Farkına vardığım gerçek içimin cız etmesine neden oldu. Elimi tuttuğunda... Yalnız hissetmiyordum.
"Beni rahatsız etmedin. Daha önce kimse bana böyle bir şey söylememişti." Matteo'nun bakışları yüzümde hızlıca gezdi. Gözlerimde, kaşlarımda, burnumda, dudaklarımda... Bense her ne kadar ona aşağıdan baksam da kirpiklerinin gözlerine düşen gölgesini görebiliyordum. Dalgalı-kıvırcık saçları yine alnına düşmüştü.
"Aynısı olmasa da... Eminim buna benzer bir şey söylenmiştir." Başını yavaşça yana doğru eğip gözlerimin tam içine baktı. Bakışları ruhumun içine işlemişti sanki. Bu bakışı hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyordum. Dudaklarını tekrar yavaşça araladı. "Sen... Gerçekten çok güzelsin."
Kalp atışlarım hızlandı ve adeta kulaklarımda uğuldamaya başladı. Boynum alev alıyordu. Gözlerim bir an için dolsa da zorlukla göz yaşlarımı geri ittim. Onun düşündüğünün aksine hayır... Bana hiç böyle bir şey söylenmemişti. Gerçekten... Güzel olduğumu mu düşünüyordu?
Elinin üzerindeki baş parmağımı hafifçe hareketlendirdim. Elinin üzerine yavaşça küçük hayali daireler çiziyordum. Elleri bile o kadar güzeldi ki... Bir adım daha atıp ona biraz daha yaklaştım. Yüzlerimiz arasında artık çok daha kısa bir mesafe vardı. Klasik ferah ve odunsu kokusu daha yoğun etrafımı sararken gözlerimi kırpıştırdım. Bu kokuyla karşılaşmak her seferinde bende aynı büyülenmeyi
yaşatıyordu.İçten bir şekilde gülümsedim ve dudaklarına baktım. Dudakları... Ne kadar da biçimliydi ve... Pürüzsüz görünüyorlardı. Acaba onu öpmek nasıl bir histi? Diğer elimi de yeni çıkmaya başlamış sakallarının üzerinde gezdirmemek için kendimi zor tutuyordum. İçimdeki mantıksız ve dürtüsel yanım bunu yapmam için bana yalvarıyordu. Tuttuğum elini daha da sıkı kavradım.
"Gerçekten güzel olduğumu mu düşünüyorsun?"
"Aksi bir şey mümkün olabilirmiş gibi." Cevabı kalbimi tittretmişti. Yüzünü bana doğru biraz daha yaklaştırıp aramızda sadece santimetrelerin kalmasına neden oldu. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Elindeki elim alev alıyordu ve teması içimi eritiyordu. Matteo derin bir nefes alarak gözlerini kapattı.
Diğer elim kontrolüm dışında gibi bir istekle yüzüne dokundu. Şu an ne yapıyordum, ne yapıyorduk hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim içimden bir sesin bana bunun doğru olduğunu söylemesiydi. O sesi dinlemeye karar vermiştim.
Parmaklarımın yavaşça yanağının üzerinde gezmesine izin verdim. Pürüzsüz tenine dokunuşum içimi huzurla kaplarken yanağını avucumun içine aldım. Sakalları elimin içine batıyordu ama bu rahatsızlıktan çok uzak bir histi. Göz kapakları dokunuşumla titredi ve kesik bir nefes aldı. Sertçe yutkunarak fısıldadı. "Cemre... Ben..."
Yaklaşıp burnunu burnuma sürttü yanağında asılı olan diğer elimi de kavradı ve tekrar aşağı indirdi. Gözlerimi içgüdüsel olarak kapattım. Artık her iki elimizle el ele tutuşuyorduk ve birbirimizin nefeslerini dinliyorduk. Nefes alış verişlerimiz bile birbiriyle uyumluydu. Göz kapaklarım sızladı. Güzel kokusunu kesik bir şekilde içime çekmeye devam ettim. Yüzünden bana ulaşan sıcaklığını hissedebiliyordum. Dudakları çok yakınımdaydı ve... Ona daha da yaklaşmamak için kendimi çok zor tutuyordum.
Koşuşturan pati sesleri radarıma girdiğinde kaşlarım çatık bir şekilde gözlerimi araladım. İkimiz de istemsizce birbirimizden uzaklaştık ve aynı ifadeyle çok kısa bir an birbirimize baktık. Maximus koşarak yanımızda belirdiğinde ikimiz de şaşkınlıkla bu sefer dikkatimizi ona verdik. Gözlerimi kırpıştırarak ne olduğunu algılamaya çalışıyordum. Maximus dili dışarıda ikimize heyecanla baktı ve yükselerek patisini tutuşturmuş olduğumuz ellerimizin üzerine koydu. İçten bir şekilde havladı ve... Resmen gülümsüyordu!
Matteo'nun yüzündeki şok ifadesi silinip yerini hayrete ve içten bir gülümsemeye bıraktı. Tüm dikkatini Maximus'a verse de o büyüleyici bakışlarıyla bana bakmayı ihmal etmemişti. Tutuşturduğumuz diğer elimizi de Maximus'un patisinin üstüne koydu ve mırıldandı. Aslında patisini bir nevi tüm ellerimizin arasına almıştık. "Artık sensiz de bir yere gidebileceğimizi sanmıyorum Maximus."
Maximus sanki anlamış gibi tekrar havladı ve dili dışarda bize bakmaya devam etti. Gözlerimin dolmaması için uğraşsam da kalbimin sıcaklığı ruhumun içine dağıldı ve... Matteo'ya şefkatle bakmamı sağladı. Ellerini tuttuğum ve hayatımda gördüğüm en güzel gözlere sahip olan bu adamın gerçekten çok güzel bir kalbi vardı.
🍃
Ben geldimm🥺 O kadar dolu ve yoğun bir hafta geçirdim ki kendime zaman ayıramadım desem yeridir. Sizi daha fazla bekletmemek adına kısa da olsa bu tatlı bölümü atmak istemedim dayanamadım🥺♥️ En kısa sürede uzun ve heyecanlı bölümler gelecek yoldaa♥️ Sizi seviyorum yeni bölümde görüşmek üzere♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roma'daki Söz
ActionCemre, yeni mezun olmuş bir psikologtu ve ne kadar zor olsa da geçmişini geride bırakarak Roma'ya yerleşmişti. Burada yeni başlangıçlar için her şeye hazırdı. Ta ki yan komşusu Matteo ile tanışana kadar... Romantik ve aksiyon dolu bir hikayeye hazır...