32

246 9 1
                                    

Uzuuun bir bölüm💖 lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ikisi de çok az, unutmayın oy ve yorumlar biz yazarları hep motive ediyor o yüzden...🥹💖 keyifli okumalar💖

🍃

"Abla! Burada daha fazla durmana imkan yok sen delirdin mi?!'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Abla! Burada daha fazla durmana imkan yok sen delirdin mi?!'

"Ali Ateş Harp! Biraz sakin olur musun?" Bu çocuk daha doğarken bile adından deli olacağı belliydi. Ateş gözlerindeki yangınla bana bakarken Eda şakaklarını ovalayarak yere bakıyordu. Masada karşımda oturan benim için çok önemli iki insana baktım.

Bu delilikti.

"Beni nasıl takip edersiniz hala aklım almıyor." Isabella önümüze sırayla üç bardak yeşil çay bıraktığında gülümsemeye çalışarak başımı salladım. "Teşekkürler Isabella."

"Isabella? Onun adı bu mu? Ben daha çok Vahşi gibi bir anlam beklemiştim." Ateş'in cevabı gözlerimi kocaman açmama neden olurken Isabella gözlerini kısarak Ateş'e deyimi yerindeyse ateş dolu bakışlar attı. "Ateş!"

"Kardeşinin Türkçe konuştuğunun farkındayım ama az önce kesinlikle benim hakkında iyi bir şey söylemedi Cemre." Birbirlerine öfke dolu bakışlar atmaya devam ederlerken Isabella'yı rahatlatmak istercesine elini tuttum. "Sen ona bakma. Saçmalıyor."

"Benim de İtalyanca bildiğimi unuttun herhalde?" Ateş'in cevabıyla gözlerimi devirirken Isabella kocaman olmuş gözlerle ona baktı. Şaşırdığı her halinden belliydi ama bu duygu yüzünden çok çabuk yok olmuştu. "İtalyanca biliyorsan benim hakkımda konuşurken de İtalyanca konuş."

"İstediğim zaman istediğim gibi konuşurum." Türkiye'de İtalyanca kurslarına giderken genelde Ateş'i kaydettiriyordum. O her ne kadar benim kadar devam etmese de bir şeyleri öğrenmemesi zaten garip olurdu. Ki şu an haline bakılacak olursa Isabella'ya kafa tutacak kadar da biliyordu.

"Harika. İtalyanca bilmeyen bir ben varım o zaman. İngilizce'ye ne oldu? Hani evrensel dil? Hani herkesin az buçuk yesini nosunu bildiği?" Eda'nın cevabıyla bakışlarımı ona çevirdiğimde ona üzerime ölü toprağı dökülmüş gibi baktım.

Kelimenin tam anlamıyla olduğumuz konumu sorguluyordum şu an.

Onlar geleli tam bir saat olmuştu ve şu an Matteo ile Andrea balkonda sigara içiyorlardı. Matteo Andre'ya kızgındı çünkü Eda ve Ateş'in bizi bulabilmesini ona bağlıyordu. Telefonumda kaçırdığı bir ayardan dolayı bulabildiklerini düşünüyorlardı.

O yüzden telefonum geldiklerinden beri kapalıydı.

Ki Ateş yazılım mühendisliği okuyordu ve bu tarz şeylere bir anlamda kafası hep basıyordu. Kardeşimin siyah düz saçlarına ve benimkinin kopyası kahverengi gözlerine baktım.

Her şey çok garipti.

Anladığım kadarıyla bu sabah İtalya'ya gelmişlerdi ve benim telefonumun sinyalini takip ederek burayı bulmuşlardı. Kapıda ikisi adımı söylediklerinde Isabella kararsız kalsa da kapıyı açmıştı.

Roma'daki SözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin