Ben geldimm🥺 İstediğim sıklıkta yazmaya asla vaktim olmuyor ama inanın elimden geldiğince her boşlukta bir şeyler yazıyorum inanın bana. Umarım beğenirsiniz! Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfenn unutmayın💖
Media: Matteo Romano & müziği yeri geldiğinde açın🤍
🍃
Güneş'in samimi ve sıcak ışıkları yüzüme dokunmaya başladığında huzurla derin bir nefes aldım. Evet. Sanırım sabah olmuştu.
Acele etmeyerek bir süre daha gözlerim kapalı yatmaya devam ettim. Sonunda gözlerimi araladığımda dikkatle odayı incelemeye başladım. Her şey bıraktığım gibi görünüyordu. Bakışlarım yatağın boş tarafına kaydığında bir süre daha oraya bakmayı sürdürdüm.
Yalnızdım.
Her zamanki gibi.
Son kez yatakta uzunca gerildim ve yataktan çıktım. Banyoya doğru olan yol hiç bu kadar uzun gelmemişti.
Banyoda hızlıca elimi yüzümü yıkarken zihnimden binbir düşünce geçiyordu. Özellikle dün olanlar... Aynada gözlerim kısık bir süre kendimi inceledim. Sürekli görünen yorgunluğum en azından biraz azalmış gibi görünüyordu.
Ayaklarımı sürüyerek banyodan sonrasında da odadan çıktım. Fakat adımlarım anında kesilmişti. Salonda eşyalarını toplayan Amdrea'yı görmeyi beklemiyordum.
"Cemre! Ben de seni bekliyordum." Andrea elindeki çantayı kapatırken bir yandan da bir şeyleri unutmamak adına sanırım etrafa bakınıyordu. Tüm sevimliliğiyle arkasından gelen Maximus dili dışarda onun ayaklarında bittiğinde Andrea da bağırmakta gecikmedi. "SENİ DEĞİL SENİ DEĞİL!"
"Maxi! Gel buraya!" Bacağıma vurmamla Maximus hızlıca yanıma geldi vs patilerini üzerime atmakta gecikmedi. Eğilip onu severken ilgiyle Andrea'ya bakmayı sürdürdüm. "Bir yere mi gidiyorsun?"
Andrea gergin bakışlarla Maximus'a baksa da sözlerine devam etti. "Evet. Ne yazık ki Sicilya'ya dönmek zorundayım. Matteo da dün gece acil olarak Milano'ya gitti. İki gün tek başına kalabilir misin Cemre?"
Sorusuyla şaşkınlıkla ona baktım. Matteo gitmişti ve Andrea da gidiyordu öyle mi? Koca evde tek kalacaktım. Maximus düşüncelerimi hissetmiş gibi patilerini tekrar bacaklarıma dokundurduğunda ona gülümsemeden edemedim.
Tekrar bakışlarımı Andrea'ya çevirdiğimde merakla sordum. "Sorun ne peki? Neler oluyor?"
Andrea sıkıntıyla derin bir iç çekip çantasını omzuna attı. "Sergio son olaylardan sonra bize meydan okumaya devam ediyor. Güvenliğimizi tehdit eden durumlar yaşandı. Detayları... Matteo geldiğinde sana anlatır." Kapıya doğru ilerlemeye başladığında onu takip ettim. Maximus çoktan yanımda ayrılıp salonda dolanmaya başlamıştı.
"Kimseye... Bir şey olmadı değil mi?" Andrea olumsuz anlamda başını sağa sola salladı. Kapıyı açmadan önce tamamen bana döndü. "Şimdilik yok... Bu arada buzdolabı tamamen dolu. Bir şeye ihtiyacın olursa telefon numaralarımızı masanın üzerine yazıp bıraktım. Ve... Seni yalnız bırakmak zorunda kaldığımız için çok üzgünüm Cemre ama inan başka çaremiz yok. Senin için en güvenli yer burası. Matteo da zaten iki gün sonra gelecek merak etme." Andrea'nın durumdan hoşnutsuzluğunu görebiliyordum. Her neler oluyorsa oldukça canını sıkmış olmalıydı. Gülümsemeye çalışarak mırıldandım. "Anladım. Çabuk dönün yeter."
"En kısa zamanda döneceğiz. Dikkatli ol Cemre. Arkamdan da kapıyı kilitle lütfen." Andrea artık kapıyı açtığında içim buruk bir şekilde kapıdan çıkışını izledim. Artık benim elim kapının kolundaydı. "Sen de öyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roma'daki Söz
ActionCemre, yeni mezun olmuş bir psikologtu ve ne kadar zor olsa da geçmişini geride bırakarak Roma'ya yerleşmişti. Burada yeni başlangıçlar için her şeye hazırdı. Ta ki yan komşusu Matteo ile tanışana kadar... Romantik ve aksiyon dolu bir hikayeye hazır...