Media: Trevi Çeşmesi
Ayaklarımı yavaşça zeminle buluşturdu. Karanlık da olsa parlayan ela gözleriyle son kez gözlerime baktı ve kollarını yavaşça çekti. tekrar elimi sıkıca kavrarken fısıldadı. "Gidelim."
🍃
Birkaç adım onunla birlikte atsam da olduğum yerde duraksadım. Şu an ne oluyordu? Ben ne yapıyordum? Olayın şokunu yeni yeni atlatabildiğimi hissettim. Eşyalarım... Evim... Bu yabancı...
Benim duraksamamla o da adımlarını durdurdu ve bana baktı. Birkaç saniyelik ama bana asırlar gibi gelen bir bakışmanın sonunda elimi elinden kurtardım ve ondan birkaç adım uzaklaştım. Kalbimin çarpıntısı yeni durulsa da tekrar hızlandığını hissettim. Şimdi ne olacaktı?
"Ben... Ben ne yapıyorum? Benim geri dönmem gerek." Elime, oradan da gözlerime baktı. Gözleri olduğundan çok daha koyu görünüyordu şimdi. Gergince başını bana doğru eğdi. "Cemre... Bunun sırası şu an değil. Gitmeliyiz."
"Seninle hiçbir yere gitmek zorunda değilim." Gözlerini kırpmadan bana bakmayı sürdürdü. Sitemli sesimin onu huzursuz ettiğini görebiliyordum ama umrumda değildi. Beni nasıl bir girdaba soktuğunun farkında mıydı?
Birkaç adımda yanımda bitti ve doğrudan gözlerimin içine baktı. Takati kalmamışçasına yine kelimelerin üzerine basa basa konuşmaya başlamıştı. "Olan oldu ve şu an ne kendinin ne de başkasının zarar görmesini istemiyorsan benimle gelmek zorundasın. Evet boktan bir işe karıştırdım seni ama artık çok geç. Oturup ağlaman ya da geri dönmen hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Hatta daha kötü olmasına neden olacak. Hoşnut ol ya da olma başka çaren yok."
Gözlerim dolarken burnumun ucundaki sızıyı düşünmemeye çalıştım. Söyledikleri çok ağırdı ve... Böyle bir şeyi kabul edemezdim. Başka bir çaremin olamayacağını bilmek korkunçtu. Ne olduğunu bile bilmiyordum. Ona güvenmek istemiyordum çünkü tehlikeli biriydi. Boşluğa düşmüş gibiydim.
Kaçmaya kalksam beni yakalayabilecek kadar akıllı biri olduğu belliydi. Belki de bu planı derinlemesine düşünmem gerekiyordu. En azından neler olup bittiğini öğrenmeliydim ve öğrenmeden de bu işin peşini bırakamazdım.
"Bana ne olduğunu anlatmadan sana hep ayak uydurabileceğimi düşünme. Bir açıklamayı hak ediyorum." Matteo bakışlarını gözlerimden çekip yüzümde kısaca gezdirdi ve yavaşça başını salladı. En azından kabul etmesi bile bir şeydi. Umarım güvenimi kırmazdı.
Ki her şeye hazırlıklı olmalıydım.
"Sonra... Anlatacağım. Şu an gitmeliyiz." Cevabımı beklemeden önüne döndü ve hızlı adımlarla sokakta yürümeye başladı. Arkasından bakakalsam da adımlarımı hızlandırdım ve ona yetişmeye çalıştım. Uzun bacakları ona yetişmemi zorlaştırıyordu. Hiçbir zaman kısa bir kız olmamıştım ama çok uzun da olduğum söylenemezdi. Sadece onun boyu çok uzundu.
"En azından nereye gittiğimizi söylesen?" Bana kısa bir bakış attıktan sonra telefonunu cebinden çıkardı ve birini aramaya başladı. Laptop çantama da kısa bir bakış atmayı da ihmal etmemişti. O dosyanın içinde her ne varsa gerçekten de önemli olmalıydı.
"Andrea... Evet buldular. Yeni bir araç ve yer ayarlamamız gerek. Yanımda birini daha getireceğim. Ne? Bak- sorgulama! Kapatıyorum." Telefonu kaşları çatık bir şekilde kapattı ve ana caddeye doğru inerken yüzüme bakmadan mırıldandı. "Taksiye bineceğiz."
"Soruma cevap vermedin?" Oysa gün ne kadar güzel başlamıştı. Bitişinin böyle olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Evde normal bir şekilde sohbet ederek makarna yediğim adam bu olamazdı.
Kelebek etkisi böyle bir şeydi işte. Onu bugün yemek için eve davet etmeseydim ve o benden tuz istemeseydi bunların hiçbiri olmayacaktı ve... Hiçbir şey böyle değişmeyecekti.
"Cemre bak." Matteo beni durdurup gözlerime baktı. Yine ona aşağıdan bakmak zorunda olmak sinirlerimi bozsa da bunu düşünmemeye çalışarak gözlerine baktım.
"Seni böyle boktan bir işe karıştırdığım için gerçekten üzgünüm ama... Sana aklına gelebilecek hiçbir şekilde zarar vermeyeceğimi bil. Şu an evet bir yere gidiyoruz ama güvenli olabileceğimiz bir yere. Tamam mı?" İtalyancası çok baskın ve düzgündü. Bazen konuşmasına ve sesine odaklanmaktan söylediklerini kaçırabiliyordum ama neyi kast ettiğini anlamıştım. Bana böyle bir güvence vermesi bile beni bir nebze de olsun rahatlatmıştı. Gerçekten korkunç bir şeyin içerisindeydim ve en azından kötünün iyisi gibi bir yerde olmak şükredebileceğim bir şeydi.
Yavaşça başımı salladım ve gözlerimi ondan kaçırdım. Böyle bir durumda ondan teşekkür etmek istemiyordum. Beni bu duruma o sokmuştu ve kibarlık yapabileceğini söylüyorsa zaten yapmalıydı.
Cevapsız kalmama karşılık hala yüzüme baktığını hissedebiliyordum. En sonunda tekrar önüne dönüp yürümeye devam etti.
Daha fazla beklemeden ben de arkasından yürümeye devam ettim ve yine hızlanarak ona yetiştim. Kafam yeterince doluydu ve daha fazla yorulmak istemiyordum.
Ana caddeye çıktığımızda az da olsa telaşlı olduğunu fark ettim. Sanırım tehlike hala tam olarak geçmemişti.
Neyse ki çok beklemeden bir taksiyi durdurdu ve hızlıca arka kapıyı açıp geçmemi bekledi. Sabırsız haline uyumlu bir şekilde hızlıca içeri geçip en sola kaydım. O da bindiğinde sertçe kapıyı kapattı ve taksiciye yolu tarif etti.
Taksici hızlıca yola sürmeye başladığında dışarıyı izlemeye başladım. Bu şehire aşkım hiçbir zaman sönmeyecekti.
Trevi Çeşmesi'nin önünden geçerken büyüleyici gözlerle bu şaheseri inceledim. Çok güzeldi.
Çeşme artık göremeyeceğim konuma gelene kadar gözlerimi ayırmadan izledim. Artık çok uzaklaştığımız için görünmediği için tekrar düzgünce önüme döndüm ve istemsiz bir şekilde ona baktım. Bakışlarımız kesiştiği an beni izlediğini anlamıştım. Yüzündeki belli belirsiz gülümsemeyi anında düzeltti ve mırıldandı. Sanırım yakalanmayı beklemiyordu.
"Roma'yı seviyorsun." Cümlesine karşılık içten bir şekilde gülümsedim ve başımı salladım. "Evet. Büyüleyici bir şehir."
"Öyle." O da başını sallayarak tekrar önüne döndü ve yolu izlemeye devam etti.
Bu büyüleyici şehir bize neler yaptıracaktı, neler yaşatacaktı zaman bize gösterecekti.
🍃
Merhaba!🤍 Hikaye çok yeni ve gerçekten çok hevesliyim. Hayatımda beni mutsuz eden bazı şeyler var ve bu hikayeyi yazmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Ama okuyucu sayımız çok az:( Nasıl arttırabilirim hiçbir fikrim yok. Lütfen eğer beğendiyseniz beğeni ve yorum yapmayı, sevdiklerinize önermeyi unutmayın!🤍
Düşünceleriniz gerçekten benim için çok değerli ve beni motive ediyor🤍 Lütfen bölüm sonu fikirlerinizi de benimle paylaşın!♥️ Yeni bölümde görüşmek üzere☺️🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roma'daki Söz
AcciónCemre, yeni mezun olmuş bir psikologtu ve ne kadar zor olsa da geçmişini geride bırakarak Roma'ya yerleşmişti. Burada yeni başlangıçlar için her şeye hazırdı. Ta ki yan komşusu Matteo ile tanışana kadar... Romantik ve aksiyon dolu bir hikayeye hazır...