Ders biter bitmez eşyalarımı
toplayıp herkes gibi hızla çıkışa yöneldim.Kapının orada dikilen yüzü görünce önce arkamı dönüp Elif'i kontrol ettim. Eşyalarını toparladığını gördüğümde yoluma devam edip Murat'ın önünde durdum. Murat da çekingen bakışlarını Elif'ten çekip önünde duran bana baktı. "Konuşacak mısın?"
Eliyle saçlarını karıştırıp "Evet, daha fazla ertelemek istemiyorum."
"Bol şans o zaman sana. İhtiyacın olacak gibi." İkimiz de Elif'e baktık.
"Haklısın. Bolca şansa ihtiyacım var."
Gözlerimi kısıp bir süre inceledim onu. "Yanlış anlama sevgini küçümsemek için sormuyorum ama kendinden emin misin gerçekten? Elif biraz kırılgan bir insan sanırım. Gelip geçici olmasını istemem."
Anlayışla gülümsedi. "Merak etme anlıyorum seni." Derin bir nefes çekti içine ve Elif'e baktı. "Ben daha önce böyle şeyler hissettiğimi hiç hatırlamıyorum Afşin. Duygularım hangi boyutta kestiremem ama hiç olmadığı kadar yoğun emin olabilirsin."
"O zaman umarım karşılığını alırsın." Samimi bir tebessüm oluşan yüzüne bakıp ben de gülümsedim hafifçe.
"O zaman sen daha fazla bekletme." Elimle omzuna vurup gidecekken konuşmaya devam etmesiyle durdum.
"Hiç dışarıdan gözüktüğü gibi biri değilsin Afşin. Aylarca Alp ile yan yanaydınız ama bizimle bir kere iletişimin olmamıştı. Ne yalan söyleyeyim ukala, burnu havada ve kendini beğenmiş biri olduğunu düşünüyordum diğer herkes gibi. Yanılmışım."
Yarım ağız gülüşüm ukala bir tavır taşıyordu. "Yanıltmayı severim."
O da verdiğim cevaba güldü.Daha fazla oyalanmak istemediğim için oradan çıktım. Umarım o da beni yanıltır ve Elif'i ikna edebilirdi.
Bahçeden çıkıp taksiye binmek istemediğim için yürümeye başladım. Kaldırımın ilerisinde gördüğüm ikili ile adımlarım duraksadı. Onlar da beni fark edince hızla yanıma geldiler.
"Afşin bebeğim de buradaymış."
Ufuk yanağımdan makas almaya çalışınca başımı arkaya itip eline vurdum. "Sen de buradan gitmez oldun. Hayırdır?"Naz başını çevirip etrafa bakarken Ufuk şımarık bir gülüşle "Hayırdır hayır merak etme." dedi.
"Ee iyi o zaman hayırlı işler size." deyip yoluma devam edecekken Ufuk önüme geçip durdurdu beni.
"Bu arada kankacığım yarın kulüpte sahne alıyorsun.""Efendim, anlamadım."
"Yarın yedi gibi falan doğum günü organizasyonu var kulüpte. Sen de çalıp söylersin bir şeyler artık."
Öyle mi der gibi baktım. "Oldu canım başka bir isteğiniz?"
Dudaklarını büzüp düşünür gibi yaptı. "Şu an için yok sanırım. Yazarım sana ben zaten."
"Gelmiyorum Ufuk. Bu şimdi mi haber verilir? Başkasını çıkart."
Ellerini hararetle iki yana sallamaya başladı. "Olmaz. Senden iyisini nasıl bulayım ben? Geleceksin."
"Hiçbir güç beni oraya getiremez Ufuk boşuna nefesini tüketme. Daha önceden haber verseydin belki gelirdim."
"Ya ben ne yapayım? Naz da son dakika söyledi zaten bana. Her şey hızlı gelişti benim elimde olan bir şey değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFŞİN |+18|
ChickLitAlt dudağımı ısırınca istemsizce dudaklarım aralandı. Bunu fırsat bilen Pars dilini devreye soktu. Yeni yeni olayı kavrayınca kendime gelip karşılık vermeye başladım. Pars bununla birlikte belimdeki eliyle beni kendine daha da yapıştırdı. Ellerimi...