26. BÖLÜM

353 54 50
                                    


Zil sesini duyunca telaşla kapıya doğru yürüdüm bir yandan da küpe takmaya çalışıyordum. Nefes nefese otomata basıp evin kapısını açık bıraktım ve odama geri geçtim. Gelenin Pars olduğunu bildiğim için hızla ayakkabılarımı giyip en son parfüm sıktım ve son kez aynada kendime baktım. Gayet güzel görünüyordum. "Afşin?"

Yatağımın üzerindeki çantamı aldım ve odadan çıktım. pars kapının önünde dikiliyordu. Bakışlarım üzerini bulduğunda nefesimin kesildiğini hissettim. Gerçekten kelimenin tam anlamıyla nefes kesici gözüküyordu. Baştan aşağı simsiyah görüntüsünün beni bu denli etkilemesine şaşırmadım diyemem.

Yutkunup gözlerine baktığımda aslında bendeki ifadenin benzerinin onun yüzünde olduğunu gördüm. Bir şey söylemek için aralanan kırmızı dudakları öylece duruyordu ve bu görüntü dudaklarımı karıncalandırdı.

Yutkundukça hareket eden adem elması dikkatimi dağıttığı için odağımı boynuna çevirdim. Saniyeler yerini dakikalara bıraktığında Pars'ın aralık duran dudakları kıpırdandı. "Çok.. çok güzel olmuşsun." Konuştukça hareket eden dudaklarını izledim ve dudaklarımı yaladım. Bu hareketimle onun da bakışları dudaklarıma düştüğünde gülümseyip "Teşekkür ederim. Sen de çok iyi gözüküyorsun." dedim.

"Hazırsan çıkalım mı?" dediğinde evin anahtarını alıp çantama attım.
"Şimdi hazırım." Gülümseyip elini uzattı tutmam için. Büyük bir zevkle tuttum elini ve birlikte evden çıkıp asansöre bindik.

Asansörün aynasında saçlarımı düzeltirken çaprazımda sırtını asansöre yaslamış bir şekilde aynadaki görüntümü izlediğini gördüm. Aynada kesişen bakışlarımız asansör durduğunda birbirinden ayrıldı.

Hemen kaldırımın kenarına park ettiği arabasına bindik ve yola koyulduk. "Çok durmayız. Bir saat falan en fazla, sonra gideriz." dedim yan profilini incelerken.
"Bana fark etmez."

Balonun yapıldığı yere vardığımızda Pars hızla çıkıp anahtarı valeye verdi ve dolanarak kapımı açtı. Uzattığı elini tutup elbiseme dikkat ederek indim.
Pars'ın koluna girdiğimde birlikte içeriye girdik. Büyük salondaki insanlara bakıp Hikmet amcaları bulmaya çalıştım.

"Oradalar." elimle ileriyi gösterdim ve oraya doğru yürümeye başladık.
Bizi fark eden Hikmet Amca, Semiha teyzeye bizi gösterdi.
Yanlarına vardığımızda Pars'ın kolundan çıktım ve sarılmak için bekleyen Semiha teyzenin kollarının arasına girdim. "Afşin! Çok özlemişim seni iyi ki geldin. Ne zamandır görüşemedik bir bakayım sana." Geri çekilip baştan aşağı süzdü ve "Harikasın. Bu ne güzellik böyle!" dedi coşkuyla.
"Sen de her zamanki gibi çok güzelsin Semiha teyze."

"Ee beni unuttunuz." Hikmet amcanın isyan edercesine konuşması üzerine gülümseyerek ona da sarıldım. "Seni unutabilir miyiz hiç?"

"Hoşgeldin kızım. Yüzüne hasret kaldık." Geri çekilip bizi izleyen Pars'ı gösterdim. "Pars.. arkadaşım." dedim bir an neyim olduğunu düşünürken. Semiha teyze ve Hikmet Amca merakla Pars'ı incelemeye başladı. "Pars, Hikmet ve Semiha."

Pars mesafeli bir gülümsemeyle elini uzattı. "Memnun oldum efendim." Hikmet amcayla el sıkışırken Hikmet Amca "Seni bir yerden tanıyor muyum? Çok tanıdık geldin. Soyadın neydi?" diye sordu merakla.

"Tunalı. Aren Pars Tunalı."
Hikmet Amca "Cahit Tunalı ile bir akrabalığın var mı?" diye sordu.

"Amcam olur kendisi." Hikmet Amca şaşkınlıkla Pars'a baktı. "Öyle mi? Tanıyorum amcanı. Aynı işi yapıyoruz."

AFŞİN |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin