36. BÖLÜM

312 75 5
                                    

O gecenin ardından ertesi gün Pars işim çıktı diyerek erkenden gitmişti. Ben ise tek bir kelime edememiştim yüzüne karşı. O gece aynı yerde bir yabancı gibi geceyi geçirmiştik. Kamp bittiğinde evime dönmüştüm ve Pars'ı aramıştım. Açmamıştı. Saatler sonra geri dönüş yaptığında ise aramızda geçen konuşma çok kısa ve mesafeliydi.

İki üç gün hiç durmadan düşündüm ne yapmam gerektiğini. Kendimi cesaretlendirmeye çalıştım. Kaç kere kapısına dayanıp ben de sana boş değilim demenin kıyısından dönmüştüm.

Ama artık olmaz. Kendi korkaklıklarım yüzünden Pars'ı ve onunla olan şansımızı kaybetmek istemiyorum.

O yüzden uzunca düşünüp Ufuk'tan yardım aldım. Beni hesaba katmadan Naz'ı zorla Pars ile kulübe getirtecekti. Pars benim de olacağımı bilmeyecekti ama bu gece sahneye onun için çıkıp gözlerinin içine bakarak şarkı söyleyeceğim. Dümdüz açılacağım yani kısaca.

Bu yüzden olabildiğince özenerek hazırlandım bu geceye. Az önce Ufuk mesaj atmıştı bir saate mekana gelirlermiş. Ben de şimdi çıkıp onlardan önce varmayı planlıyorum.

Çağırdığım taksi gelince gerginlikle binip yolu izlemeye başladım. Sanırım artık bir araba almam gerekiyordu.

Aklımı bir sürü şeyle meşgul etmeye çalışsam da içimdeki tedirginliği götüremiyordum. Ya vazgeçmişse çoktan. Ya geç kaldıysam.

Taksi mekanın önünde durduğunda parayı verip indim ve içeriye girdim. Ufuk beni görünce yanıma geldi hızla. "Oo kankim heyecan var mı? Serenat yapacaksın resmen Pars'a. Valla ne şanslı adam kaptı güzelim kızı. İnşallah ben de Naz'ı kaparım." Bir anda heyecanla sahneye bakıp "Lan acaba ben de mi senin gibi serenat yapsam?" dedi. Gözlerimi devirip "Ufuk bir git başımdan zaten gerginim." dedim ve bar kısmına gidip kendime bir içki söyledim. Rahatlamaya ihtiyacım vardı.

"On dakikaya burada olurlar kankim sen çık önce güzel bir şarkı patlat. Geldiklerinde artık ne söyleyeceksen söylersin." Ufuk beni gazlayıp sahneye çıkarınca kendimi bir anda şarkı söylerken buldum. Hareketli bir şarkı söylerken çoğu kişi de eşlik ediyordu. Şarkının sonuna geldiğimde merakla etrafa bakındım Pars'ı görebilmek için. Ama göremedim. Ufuk el işaretleriyle geldiklerini ama dışarıda olduklarını söyleyip dışarıya çıktı. Nasıl anlaştınız diye sormayın.

Ben heyecanla kapıya bakarken Pars'ı görmemle kalbim hızlandı. Arkama dönüp işaret verdiğimde şarkıya giriş yaptık.

Pars sesimi duyar duymaz hızla başını sahneye yani bana çevirdi. Beni görünce kaşlarını havalandı ve olduğu yerde durdu.

Tam gözlerinin içine bakarak söylüyordum şarkıyı.

(I know my eyes already like you
Baby you, I know that love, love is found
Love is found.
Biliyorum,
gözlerim çoktan sevdi seni.
Bebeğim sen,
O aşkı biliyorum
Aşk bulundu.)

Pars ona söylediğimi anlamış olacak ki yüz ifadesi değişmişti ve anlamlandıramadığım bir şekilde bana bakmaya başladı.

I got the radio on, I know there won't be long
I can hear you baby, I can feel your sound
I put thing closer now, now like I feel the sound
Radyoyu açıyorum, biliyorum ki uzun olmayacak
Seni duyabiliyorum bebeğim
Sesini hissedebiliyorum
Bu şeyi daha da yakınıma çekiyorum şimdi
Şimdi sanki sesini hissediyor gibiyim)

AFŞİN |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin