12. BÖLÜM

564 68 10
                                    

Fakülte binasından çıkıp bahçede yürümeye başladım. Bugün çok yoğun geçmişti bu yüzden yorgundum. Sınavlara az kaldığı için bugün yarın çalışmaya başlamam gerekiyordu.

Bahçenin çıkışına yürürken çardakta oturanlara gözüm kaydı.
Bunlar Alp'in arkadaşlarıydı.
İçlerinden esmer olanı gördüğümde bir anda aydınlanma yaşadım. Bu çocuğun adı Murat'tı hatta yanlış hatırlamıyorsam Eslem'i onun yanında bir iki kere görmüştüm.

Bir anda yönümü o çardağa döndürdüm. Benim onlara geldiğimi fark edenler bana bakmaya başladı. Çardağın önünde durduğumda Murat'a baktım.
"Konuşabilir miyiz?"

"Benimle mi?" dedi şaşkın sesiyle.
"Sana dediğime göre."

Kafası karışmış bir halde kalkıp yanıma geldi. Çardaktan birkaç adım uzaklaştıktan sonra durduk.
"Sen Murat'sın değil mi?"

"Evet?"

"Eslem senin sevgilindi?"

"Eslem ne alaka?" dedi kaşları çatılırken.

"Sen Eslem'den Elif diye bir kız için mi ayrıldın?"

Gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Sen nereden biliyorsun?"

"Doğru mu değil mi onu söyle?"

"Tam olarak öyle değil." Bakışlarımı görünce devam etti.
"Eslem'le ilişkimiz zaten son zamanlarda bitmiş gibi bir şeydi. İte kaka bir ilişki yürütmeye çalışıyorduk. Ama sonra ben Elif'i görünce yanlış belki ama ona karşı bir şeyler hissetmeye başladım ve Eslem'den ayrılmak istedim. O da Elif'in farkında olduğu için delirdi o kız için beni terk edemezsin diye.
Ama zaten bizim ilişkimiz çoktan bitmişti anladın mı?" derin bir nefes aldı.

"Seni de Eslem mi gönderdi diğerleri gibi beni ikna etmen için bilmiyorum ama artık anlayın beni.
Eslem'e git ve bundan vazgeçmesini söyle tamam mı?"

Yüzümü buruşturdum. "Eslem'in kuklası olacak biri gibi mi duruyorum sence? Onun için gelmedim ben, Elif için geldim."

Anlamayarak bana baktı. "Senin eski sevgilin Eslem sanırım bu ayrılık acısını yalnızca senden değil aynı zamanda Elif'ten de çıkarıyor."

"O ne demek?" diye yükseldi bir anda.

"Şu demek ben yetişmeseydim tam iki seferde de Elif'i fena sıkıştırmışlardı. Benim bilmediğim başka anlar varsa da olabilir. Eslem Elif'i seni ayartmakla ve ondan ayrılmanı sağlamakla suçluyor ama sadece bununla da kalmıyor kaba kuvvete başvuruyor."

"Sen ciddi misin? İnanamıyorum, Elif'in hiçbir suçu yok ki. O beni tanımıyor bile, sadece bir kere kütüphanede iletişim kurmuştuk geçen gün ondan sonrasında bile beni tanıyacağına emin değilim. Ne demek kaba kuvvet uygulamak lan?!" Sinirle ileri geri hareket etmeye başlamıştı.

"Sakin ol ve git Eslem olayını hallet. Ben bir şekilde gözünü korkuttum ama bir şeyler yapabilir yine de."

"Elif.. Elif iyi mi peki?" dedi tereddütle.

"Elif olayın şokunu yaşıyor sadece. Öyle fiziksel bir hasarı yok ama bu yeterli değil tabii ki de. Bence onunla da konuşmalısın."

Gözleri büyüdü. "Onunla mı konuşayım? Onunla nasıl konuşacağım ki?"

"Onu da sana ben mi söyleyeyim? Oradan ilişki koçu gibi mi duruyorum?"

"Yani şey, sonuçta Elif onu sevdiğimi öğrenmiş. Ya bana, senin yüzünden başıma neler geldi diye kızarsa?"

"Bu yüzden kızmaz ama boynuna da atlamaz herhalde bilmiyorum, Elif'i pek tanımam."

"Of bilmiyorum. Haklısın konuşmam gerek, en azından özür dilemeliyim."

"Neyse, bugünkü iyiliğimi de yaptığıma göre ben kaçar. Gerisi sana kalmış."

"Ben çok teşekkür ederim Afşin. Sen gelip söylemesen ruhum duymayacaktı."

Omuz silktim. "Senin için yapmadım teşekküre gerek yok." Sözlerime gülünce gözlerimi devirdim.

"Gidiyorum ben görüşürüz."

Başıyla onaylayıp çardağa döndü ben de yoluma devam ettim.

Taksiden iner inmez evime girdim.
Yorgunluğumu ancak bir duş ile atabilirdim sanırım.

Hızlı bir duşun ardından yiyecek bir şeyler sipariş ettim çünkü yemek yapmaya üşenmiştim.
Yarım saate gelen yemeği alıp salona geçtim. Yemek yerken bir şeyler izlemeyi severdim. O yüzden televizyondan yarım kalan diziyi açıp aynı zamanda yemeğimi yemeye başladım.

Acıktığım için hızla bitirdiğim yemeğin ardından biraz daha dizi izlemeye devam ettim.

Diziye dalmışken telefonumdan gelen bildirim sesiyle sehpadaki telefonuma uzandım.

Bilinmeyen bir numaradan gelmişti mesaj.

+0545***: iyi akşamlar Afşin.
+0545""": Pars ben, umarım rahatsız etmiyorumdur.

Gelen mesajı okuduğumda Pars'ın yazdığını görmek bir garip hissettirmişti. Cevap yazmaya başladım

Sen: iyi akşamlar Pars
Sen: rahatsız etmedin.
Sen: Neden yazmıştın?

Biraz bekledikten sonra yazıyor yazısı gözüktü. O sırada rehbere girip numarayı Pars olarak kaydettim.

Pars: Sergi için kısa bir süre var biliyorsun. O yüzden ilk iş olarak mekan ayarlamamız gerekir diye düşündüm. Rezervasyon yaptırmalıyız.

Sen: Haklısın. Aklında bir şeyler var mı?

Pars: Birkaç yerin listesini çıkardım bugün. Tek tek gezip karar vermemiz gerekiyor.

Sen: Anladım. İkimizin de müsait olduğu günler bakabiliriz.

Pars: Bence de. Hangi günler boşsun?

Biraz durup düşündüm.

Sen: Yarından sonraki iki gün tamamen boşum senin için de uygunsa o günler halledebiliriz.

Pars: o günler bana da uygun.

Pars: O zaman cumartesi görüşüyoruz.

Sen: Evet.

Sen: İyi akşamlar.

Pars: Sana da.

Uygulamadan çıkıp telefonu sehpaya geri bıraktım.

Bakalım hafta sonu neler olacak.

°°°°°°°
Herkese selammmm
Nasılsınız???

Valla ben 10 gün sonra sınava giricem ama tamamen saldım
umurumda değil zaten mezuna kalacağım büyük ihtimalle.

Neyse neyse
Bölümü beğendiniz mi?

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum
Yeni bölümde görüşmek üzereeee
🤍🤍

AFŞİN |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin