5. BÖLÜM

975 87 72
                                    

"Ve bu yorgun, bu hüzünlü yüreği
Benim değilmiş gibi
Hiç kimse görmeden,
Şöyle bir yol kenarına bıraksam..."

°°°°°°°°

~FLASHBACK~
(Alçin Antalya'ya geldikten bir ay sonra)

^^^

Biten bardağıma zar zor yenisini doldurdum. İkinci şişeyi yarılamıştım. Alkol oranı fazla olduğu için körkütük sarhoş olmuştum.

Son birkaç haftadır olduğu gibi.

Ayık kafayla katlanamıyordum. Gerçi kafam yerinde değilken de pek farklı değildi ama içmeme engel olamıyordum. Bazen kendi evimde içiyordum. Bazen de tıpkı şu an olduğu gibi herhangi bir mekanda içiyordum.

Bugün neredeyse bir ay olmuştu geleli. Çok şey değişmişti ama sanki hiçbir şey değişmemiş gibiydi. Belki de daha kötüye gitmiştir.

Bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyordum. Başarıyor gibiydim. Yani nefes alabiliyorum hala. Yaşadığımı gösteren tek şey de bu olabilir. Onun dışında ayaklı cenaze gibi geziniyordum etrafta.

Birkaç kilo vermiştim. Gözaltlarım uykusuzluktan şiş şiş duruyordu. Saçlarım kuş yuvası gibiydi uzun zamandır. Duştan çıktıktan sonra taramaya derman bulamıyordum. Ben de çözümü kestirmekte buldum. Saçımı da kestiğime göre kesin depresyondayım.

Saçlarım öncesinde çok uzundu. Belimi bile geçiyordu. Şimdiyse omuzlarımdan bir iki parmak aşağıdaydı sadece. Umrumda bile olmadı. Vurdum makası. Şimdiyse buradayım.

Altımda tayt üstümde seeatimle buraya asla uygun gözükmüyordum. Bu yüzden bana çarpan pek çok göz anında tekrar bana dönüp bir müddet üzerimde oyalanıyordu. Açıkçası ilgilenmiyorum.

Aslında hiçbir şeyle ilgilenmiyordum. İlgilenemiyordum. Arada biraz yemek yiyordum, bolca içiyordum ve sonrasında sızıp kalıyordum. Bir süredir rutinim bu şekildeydi. Acınacak halde olduğumun farkındayım. Ama kimsenin acımasına ihtiyacım yok.

Benim kimseye ihtiyacım yok.
Birine vardı ama artık o da yok.
Benim de yaşamama gerek yok ama aynı hataya tekrar düşmeyecektim. O yüzden amansızca ecelimi bekliyorum işte.

Boşalan bardağı tekrar doldurdum.
Şişe bitmek üzereydi. Tam o sırada bir ses duydum. Tanıdık bir sesti.

"Alçin?" Ses şaşkın çıkmıştı. Alp'ti.
Şu, hayatta kalmasında az da katkımın olduğu insan. Benim hayatta olmamı sağlayan insan.

Onu bir daha göreceğimi sanmıyordum. Babasının bana yardımından sonra yollarımız ayrılmıştı. Ta ki şimdiye kadar.

Kaşlarımı çatıp bardağı tepeme diktim. "Afşin." Uyarırcasına konuşmuştum.

"Ah pardon. Afşin?" Yanımdaki boş yere oturdu. Barmene eliyle işaret edip bir içki ismi söylerken ben önümdeki bardakla ilgileniyordum.

"Seni burada görmeyi beklemiyordum, sürpriz oldu."
O da içkisini içmeye başladı aynı zamanda bana bakıyordu. Dönüp bakmadım.

AFŞİN |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin