24. BÖLÜM

369 60 8
                                    

Yarı uyanık halimle Pars'ın beni kucağına aldığını hissettim tekrar.
Gözlerimi açacak halim yoktu o yüzden başımı tekrar Pars'ın boynuna soktum.

Kapıdan içeriye girdiğimizi hissedince başımı kaldırmaya çalıştım ama Pars engel oldu. "Uyu sen." Tekrar eski konumuma geçtim.

Bir yere yatırıldığımda bunun yatağım olduğunu fark ettim. Üşüdüğüm için yorganı üzerime örtecekken Pars yorganı tuttu. "Afşin ateşin var."

Gözlerimin üzerinde tonla ağırlık varmış gibi açamıyordum. Elimi alnıma götürüp baktığımda gerçekten de ateşimin olduğunu gördüm. "Ateş ölçer var mı?"

Dudaklarımı zar zor aralayıp cevapladım. "Banyodaki dolapta."
Pars yanımdan kalkıp gidince yorganı üzerime örttüm. O kadar üşüyordum ki.

Pars geri geldiğinde hafif bir kızgınlıkla yorganı geri çekti.
Ateş ölçeri kolumun altına koyup yanıma oturdu. Süre dolduğunda geri aldı ve "Afşin çok ateşin var bu böyle olmayacak. Ilık bir duş alman lazım." dedi.

"Bırak duş almayı sağıma dönecek halim yok Pars. Boşver."
Kollarımdan tutup kaldırmaya çalışınca gözlerimi araladım.
"Yanlış anlama beni ama eğer istersen ben yardımcı olabilirim."
dedi yanlış anlamamdan korktuğu için temkinli bir sesle.

Omuzlarım düştü. "Sen beni banyoya götür hallederim ben bir şekilde." Beni tekrar kucağına alıp banyoya götürdü. Klozetin kapağının üzerine oturtup suyu ayarlamaya başladı. Ben de baygın bakan gözlerle onu izliyordum.
"Suyu ayarladım kapının önündeyim. Bir şey olursa seslen."
Başımla onaylayıp çıkmasını bekledim. O çıkınca oturduğum yerden üzerimdeki tişörtü çıkardım. Altımdaki pantalonu çıkarmam için kalkmam gerekiyordu. Yavaşça kalkarken bir anda başımın dönmesiyle dengemi kaybettim ve önümdeki lavaboya tutundum ama üzerindeki eşyalara çarptığım için düşmüşlerdi.

Kararan gözlerimi bir iki kere kırpıştırıp kendime gelmeye çalıştım. O sırada Pars bana sesleniyordu ama algıladığım söylenemezdi. Bir anda kapı açıldı ve Pars içeriyi girdi telaşla. "İyi misin?"

"Başım döndü." dedim bitkin bir şekilde. "Yok olmaz böyle. Düşüp bir yerini inciteceksin. Bırak yardım edeyim." dedi ve yanıma gelip kolumdan tuttu. Üzerime bir bakış attığında hızla tekrar yüzüme baktı. "Tamam böyle gir duşa." dedi.

Üzerimde yalnızca bir sütyen altımda da bir pantalon vardı.
İtiraz etmeyip başımla onayladım.
Beni küvetin içine soktuğunda çıkıntılı yere oturdum. Pars duş başlığını alıp üzerime doğrulttuğunda sıçrayıp ellerimle kendimi kapatmaya çalıştım ve sudan kaçtım. "Çok soğuk bu." dedim çenem titrerken.

"Ateşinin düşmesi lazım biliyorsun."  Suyu tekrar bana tuttuğunda kendimi sıkıp suya alışmaya çalıştım. Beş dakika kadar suyun altında kaldıktan sonra Pars suyu kapatıp kapının arkasındaki bornozu aldı ve yanıma geldi. Su beni biraz da olsa kendime getirdiği için daha iyiydim. Bornozu üzerime geçirip Pars'ın elini tutarak küvetten indim. "Kucağıma alayım mı?"

"Gerek yok daha iyiyim." Pars yine de koluma girip odama kadar benimle yürüdü. Odaya geldiğimizde "Sen üzerini giyin o zaman. Ha bu arada ateş düşürücü var mı evde?" dedi.

"Var."

"Tamamdır. Sen giyin ben de bir şeyler hazırlayayım sonra ilaç içersin." Tam arkasını dönüp gidecekken kolundan tutup durdurdum. "Hayır Pars gerek yok. Ben kendim hallederim."

AFŞİN |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin