32. BÖLÜM

359 61 22
                                    

"Ya biri burada neler olduğunu anlatacak mı? Neyden bahsediyordunuz?.. Bakmasanıza öyle söyleyin!"

Pars mahçup bir şekilde kuzenine bakıyordu. Az önceki öfkesi yoktu şu an. Ufuk ise olayları bilmediği için çok şaşkın duruyordu ama arada sinirli bakışlarını yerde yatan Alp'e çeviriyordu. "Aren, kuzen... Anlatacak mısın? Ne demek istedin?"

"Naz sonra konuşalım olur mu?"
dedi Pars kısık bir sesle.

"Hayır! Anlat!" Naz da en sonunda çıldırmıştı sanırım. Haksız sayılmaz.

"Alp... Aslında niyeti seninle sevgili olup aileye iyi gözükmekmiş. Böylece bizimle iş yapacaklarını düşünmüş. Kandırmış yani..." Pars zar zor tamamlamıştı konuşmasını.
Naz ise duydukları karşısında donup kalmış ve Alp'e odaklanmıştı. "Doğru mu? Gerçekten yaptın mı bunu?" Doğruca Alp'e sormuştu bu soruyu. Alp ise kanayan burnunu tutarken bir yandan Naz'a baktı. "Doğru..."

Naz güldü ve bana çevirdi bakışlarını. "Sen biliyor muydun peki?" diye sordu inanmak istemez gibi. "Hayır tabii ki Naz. Beni de kandırdı. Senin varlığından bile haberim yoktu ki. Böyle bir şey yaptığını bilsem onunla bir şeyler yaşar mıydım sanıyorsun?"

"Bir an boş bulundum. Özür dilerim." dedi utanarak.

"Bir saniye ya ben doğru mu anlıyorum? Naz, seni aldatan eski sevgilin Alp miydi?" diye sordu Ufuk en sonunda.

"Evet.. Aslında gerçek olmayan, kandırıldığım ve üzerine aldatıldığım bir ilişki..."

Ufuk kafası karışmış bir şekilde bana döndü. "Sen, bilsem onunla bir şeyler yaşar mıydım derken neyden bahsediyordun?"

Hayatım boyunca belki de tek pişmanlığım buydu ve ben unutmak istiyordum artık. "Naz'ı benimle aldattı.. Ben bilmiyordum Naz'ı sonradan öğrendim." diye açıklama yaptım içimden lanetler okuya okuya.

Ufuk şok olmanın da üstündeydi artık ve öylece algılamaya çalışıyordu bazı şeyleri. "İkinizi de kandırdı yani?"

O sırada Alp zar zor yerden kalktı. Burnundan akan kanlar üstüne gelmişti. "Mecburdum."

"Siktir git lan neyine mecburdun?!"
Ufuk bir anda bağırınca gerildim.

Pars'a baktığımda onun da temkinli bir şekilde Ufuk'a odaklandığını gördüm. Ufuk bir iki adım attı yumruklarını ovuşturdu. "Hep yapmak istemiştim. Bugüne kısmetmiş." dedi ve der demez zaten ayakta durmakta zorlanan Alp'e kafayı gömdü.

Alp haykırarak halihazırda hasarlı burnuna tekrardan gelen darbeyle geriye savruldu. Ufuk yakalarından tutarak kendine çekti ve yumruk attı gözüne doğru. Alp de kendini savunmaya çalışıyordu ama Pars onu fazlasıyla yormuştu sanırım.

Ben başımı Naz'a çevirdiğimde öylece dikilip ağladığını gördüm. Ne yapacağımı bilemeyerek birkaç adım attım ona doğru. Yanına ulaştığımda tereddütle ellerimi omzuna çıkardım. Ağlaması şiddetlenince ne yapacağımı şaşırdım. Naz başını omzuma koyup orada ağlamaya devam etti ve öylece donakaldım.

Daha önce hiç birilerini teselli etmemiştim. Nasıl edilirdi ki?

Ellerimi sırtına koyup aşağı yukarı hareket ettirdim. "Ben bunu hak etmemiştim Afşin.."

"Elbette hak etmedin Naz. Kimse hak etmez." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.

"Ben bir daha nasıl güveneceğim birine? Hep içimde bir korku olacak ya kandırıyorsa diye."
Çok yabancı olmadığım bir histi o yüzden onu iyi anlıyordum.

AFŞİN |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin