22.Bölüm: İkimizin arasında🙊

3.9K 190 6
                                    

Bölümü girer girmez oylayalım.
Başım çatlarken bile sizin için yazıyorum ❤

 Başım çatlarken bile sizin için yazıyorum ❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi okumalar😍

Karakolluk oldumuz günün ardından üç gün geçmişti. Cevat ifade verdikten hemen sonra Akça ile konuşmama fırsat vermeden bizi eve sürülemişti. Böylelikle hem tatil hayalimiz suya düşmüştü, hemde üç günün ardından Akça ile olan anlaşmamız bitmişti.
İlk iki gün ondan kurtulduğum için göbek atmaktan yatamamış, sabah uyandığımda her yerim ağrımıştı.

Peki neden böyle hissediyorum?
Neden içimde bir boşluk var gibi geliyor sürekli. Pezevenk yoksunluğu çekiyordum sanırım. Tabi ayrı bir husus varsa o da Cevat'ın bir süre bizimle kalacak olmasıydı.
Yatağımın içinde bir tur dönüp kafamı yataktan aşağıya sarkıttım. Bıkkın bir soluk alıp yanaklarımı selenadaki Kıvılcım gibi şişirdim. Nefessiz kalırsam belki içimdeki boşluk gider diye düşünsem de, nafileydi.

Küfür edesim bile yoktu, o derece tuhaftı içim. Yoksa imana mı gelmiştim?
Başımı iki yana salladım ve düşünceleri yanı başımdan kovmaya çalıştım.
Telefonumu elime alıp wattsaba girdim.
Kızların yazdığı saçma, sapan mesajların ardından Akça ile olan mesejlarımıza girdim. Çevrimiçiydi. Gecenin bu saatinde kime çevrimiçiydi acaba?

Hayvan yazıyor..

Aha valla yazıyor!

Hayvan: Bu saatte kime çevrimiçisin?
04.12

Siz: Öylesine bakıyorum, sen kime çevrimiçisin?
(Görüldü.)

Hayvan: Öylesine bakıyorum..

Siz: Taş kafan nasıl, iyi kırabilmiş miyim bari?
(Görüldü.)
Hayvan yazıyor...
Hayvan: Sanmıyorum,tekrar bir kaç darbe yemesi lazım.

Siz: Kırayım istersen?
(Görüldü.)
Hayvan yazıyor...
Hayvan: Tekrar kırman için seni görmek gerekir.
Hayvan:Ama doğru anlaşmamız bitmişti. Nasıl kafan rahat mı bensiz?
04.14

Siz:Eeh yani, fena değil.
Siz: Ya senin? Kafanı kıran, küfür eden birisi yok. Senin kafan rahat mı?
(Görüldü.)

Hayvan: gibi, gibi.

Siz: konuşasın yoksa ben çıkıyorum.

Bir cevap gelmediği için telefonun ekranını kitleyip yatağa fırlattım.
Kendimi boğazlayasım vardı. Kendime bile itiraf edemiyorum ama sanırım onu özlüyorum. Yani kafasını kırmayı, ona küfür etmeyi özlüyorum, öyle şey yapmayın hemen. Yoksa çakır ve kahve tonuyla harmanlaşmış gözlerini özlemiyorum.
Kokusunu özlemiyorum.
Edepsizce bakan sözlerini, yine edepsizce sözler söyleyen sesini özlemiyorum.

Öfff özlüyorum yada vazgeçtim.

Gecenin bu saatinde çalan telefonumu kaldırıp duvara atma isteğimle yatağın üzerinden aldım. Hayvan arıyor...
Yada siktir edin, neden atayım son model iPone'mi?
Cevaplasam mı acaba?
Hem en fazla ne olabilir ki?
Çağırıyı cevapladım ve kulağıma koydum telefonu. Bir kaç hışırtı sesi duyulduktan sonra, benim öküzün sesini işittim.
"Küçük dilini yutmadığına eminim, neden konuşmuyorsun?" dedi. Sesi nedensizce kulağımda hoş bir tın bırakmıştı.
"Orada olduğunu biliyorum." dedi tekrardan konuşarak. Sesi hem çok güzel, hemde biraz tuhaf çıkıyordu.

Oksijen Hırsızı/Yarı Texting/+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin