"Size kaç kez söyleyeceğim?
Gözümü alan araba farları dışında hiçbir şey hatırlamıyorum." sorgu odasına alınan Çağlar'ı sorgulayan komser sabır diler gibi duruyordu. Çağlar'ın hatırlamadığı aşikârdı
ammâ ve lakin bu cevaplar beni tatmin etmiyordu. Bu kadar belirsizlik beni darmaduman etmekten başka işe yaramıyor, sürekli Akça'dan bir adım uzaklaştırıyordu.Babam,omzumu sıvazlayarak kollarımdan tutuyor,her an yere düşmemem için gözlerini üzerimde tutuyordu. Çağlar camın arkasındaki bizleri, sesizce akan gözyaşlarımı görmüyordu.
"Akça kapı'da seni bekliyor.
Geri kalanını ben dinlerim, sen git hadi."
Olumsuz anlamda başımı salladım. Henüz Akça ile yüz yüze gelmeye hazır değildim.
Üç gündür Çağlar gözaltındaydı.
Bu süre zarfında Akça beni ne zaman arasa açmamıştım. Yetmemiş evime gelmişti, görüşmemiştim."Bunu ona yapma." babamın sesizce fısıldadığı sözlerin aksine, yanımızdaki polis memurunu umursamadan sesimi yükselttim.
"İçerdeki adam senin karının,
benim annemin katili olabilir farkında mısın? Ne yapmalıyım söyle bana?
Bu kadar bilinmezliğin içinde gidip Akça'nın boynuna mı sarılayım?" babamın omuzları önüne düştü. Gözleri boncuk boncuk olmuş, ağlamasına ramak kalmıştı.Ona bağırmak istememiş olsam bile kendimde değildim hiç.
"Sen devam et.
Benim nefes almaya ihtiyacım var."Sorgu odasının camının ardından Çağlar'a baktım. Elleri masanın ortasındaki demir'e kelepçelenmişti. Gözleri benim kadar olmasa da kan çanağına dönmüştü. Bu üç günde uyuyamadığı belliydi.
Başımı diğer tarafa çevirdiğimde gözlerimden yaşların süzülmesi kaçınılmaz olmuştu. Kapıyı açıp kendimi dışarıya attım.
Duvarın dibine sinen Aysun yerinden fırlayarak bana sarılmıştı. Böylelikle hıçkırıklarım bir kez daha baş göstermişti.
Annem iki buçuk yıldır yanımda yoktu.
Onun benden koparan sevdiğim adamın kardeşi miydi? Nasıl bakardım, nasıl sevgisine karşılık verirdim bundan sonra?İçimin yangınını hangi yağmur söndürür,
hangi ilkbaharda kâr yağar söyleyin bana?Bunca zaman katilinin abisine gönül mü verdim ben anne?
"Güçlü durmak istemiyorsan durma kardeşim. Bırak, dök içini. Doya doya ağla."
Aysun saçlarıma dokunarak beni teselli ediyor, Berna parmaklarıma sayısız öpücükler konduruyordu.Buğulu gözlerimi tavana diktim.
Nefes almaya dermanım yoktu sanki.
Sürekli düşündüğüm, aklıma geldikçe öldürmek istediğim katil Çağlar'dı.
Nasıl kıymıştı benim güzel anneme?
Nasıl öksüz bırakmıştı beni?Dizlerimin bağı çözülünce benimle birlikte soğuk fayansa oturdu kızlar.
Berna, eline aldığı kolonyayı bileklerime döküyor, arada avucunu burnuma tutuyordu."Bunca zaman biliyorlar mıyıdı acaba? Gözünün içine baka baka mı birlikte oldu Sezinle? Ben nasıl güvendim Çağlar'a aklım almıyor."
"Yangına körükle gitme Berna!
Ne biliyorsun kızım, Çağlar sadece şüpehli.""Öyle mi Aysun?
Kamera kayıtlarını beraber izledik!
Bir anda savrularak ters şerite girip Bahar teyzenin arabasına vuruyor!"Onların aralarında konuşmasıyla daha da açıldı kalbimdeki delik.
Bayılmak ve bayılmamak arafında kalmıştım. Tutunacak dalı kalmamış biriymiş gibi hissediyordum. Koca dünyada bir ben kalmışım, bir tek benim yüreğim üşüyor gibiydi. Aklıma düşen çakır gözler,
annesiz kalmış diğer yarıma iyi gelmiyor,
kendimden her defasında nefret etmeme sebebiyet oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oksijen Hırsızı/Yarı Texting/+18
HumorDikkat: Argo ve küfür barındırdır. Rahatsız olacaklar okumasın. +18 içerebilir. 🚬Ben seni özlüyorsam bundan sana be arkadaşım?🚬 📌Hergün düzenli bölüm yayımlıyorum📌 Sıradan bir gazeteci kızken, hayatıma giren mandayla derbeder oldum...🤦♀️ Ben...