Dikkat: Argo ve küfür barındırdır.
Rahatsız olacaklar okumasın.
+18 içerebilir.
🚬Ben seni özlüyorsam bundan sana be arkadaşım?🚬
📌Hergün düzenli bölüm yayımlıyorum📌
Sıradan bir gazeteci kızken, hayatıma giren mandayla derbeder oldum...🤦♀️
Ben...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
#kırıkkalp @kırıkkalp
Daha'da fazlasını sormak istesem de odaya giren doktor konuşmamızı yarıda kesmişti. "Yıldırım bey kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" diyerek bir soru yönelti orman yeşiline. Orta yaşlarda ve kırlaşmış saçlara sahip olan doktor,elindeki dosyaya bakarak konuşmuştu.
"Hiçbir şeyim yok, gayet iyiyim. Ne zaman çıkabilirim?"
Doktor dosyayı kapattı ve Yıldırım'ın ayak ucundaki masaya bıraktı. "Tektiklerde bir soruna raslamadık. Ama başınıza ciddi bir darbe almışınız. Böyle durumlarda eve gitsenizde yirmi dört saat uyumamanızı öneriyoruz."demişti ellerini beyaz önlüğünün ceplerine koyarak.
Hemşirelerden birisi Doktor'un yanına geldi ve acil bir hasta geldiğini söyledi. Bize dönen doktor çıkış işlemlerini yaptırıp evet gidebileceğimizi söylemişti. Yıldırım yataktan kalkacağı zaman ona yardım edip kolunun altına girdim.
Kafasındaki banja tekrar eli gitmişti. Bandajı yerinden sökecekti ki onu durdurdum. Sağ eline bir tane vurup "Elin kolun bir rahat dursun!"diyerek çıkıştım.
"Utanma ya kalk ağzıma sıç." dedi ve sırıttı. Bu halde bile gülümsemeye çalışması ayrı bir ironiydi doğrusu. Onda fark ettiğim bir şey varsa duyguları çabuk değişiyor olmasıydı,tıpkı benim gibi. Kardeşine ne olduğunu, Akça ile olan bağlantısını kesinlikle öğrenecektim. Bunları aklıma iyice not ettikten sonra ayakkabılarını giymesi için yardım edecektim ama "Abartma istersen." dedi.
"Sindirella değilim ben sakin." dedi tekrardan. Bu çocuğun bir ayarı yoktu bunu iyi kavramıştım. Karnına elimin tersiyle vurdum. "Soytarı!"
"Ağzından güzel bir şeyler duyan var mıdır ki senin?"
Beş parmağımı gösterdim. "Yok genellikle konuşmadan işimi halleden kısımdanım ben. Tadına bi bak istersen?"
"Almıyayım, sorduğun için sağol."
Saçımı arkaya doğru savurdum. "Kendimi övmek gibi olmasın, son derece nazik, son derece saygılı, son derece alçak gönüllü biriyimdir."
Yere eğildi ve spor ayakkabılarını giyerek bağıcıklarını bağladı. "Emin ol otuz kilometreden ne kadar nazik biri olduğun belli oluyor." dedi.
