41.Bölüm: Bir Hortum derdi🐾

1.6K 94 43
                                    


"𝚂𝚎𝚜𝚒𝚣 𝚒𝚗𝚜𝚊𝚗𝚕𝚊𝚛 𝚎𝚗
𝚐ü𝚛ü𝚕𝚝ü𝚕ü 𝚣𝚒𝚑𝚗𝚎 𝚜𝚊𝚑𝚒𝚙𝚕𝚎𝚛𝚍𝚒𝚛."

𝚈ı𝚕𝚍ı𝚛ı𝚖ı𝚗 𝚊𝚗𝚕𝚊𝚝ı𝚖ı𝚗𝚍𝚊𝚗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝚈ı𝚕𝚍ı𝚛ı𝚖ı𝚗 𝚊𝚗𝚕𝚊𝚝ı𝚖ı𝚗𝚍𝚊𝚗....

Kardeşimin mezarı başında sesizce oturuyordum. Oysa yanımda olmasını ne denli istediğimi kimse bilemezdi.
O yokken başı boş bir yabancıyım herkese.
İçten şekilde gülemiyorum eskisi gibi.
Elimdeki hortumu mezarın ortasına koymuş, bir elim çenemde mezar taşına bakarak onun şen kahkahalarını düşünüyordum.

Tabi sürekli hortumun ucu çekilene kadar.
Ben çekilen hortumu tutup bırakmıyor,
düşünmeye devam ediyordum.
Hortum ise ısrarla benden çekilmeye devam ediyordu. "Rahmetli iyi yüzerdi herhalde."
diye bir homurtu duydum.
Başımı çevirip beyaz elbisesi ve dümdüz siyah uzun saçlarıyla karşımda duran kıza baktım. Çekik gözleri, al yanakları, öfkeyle yukarı kalkmış olan burnu, tatlı çilleri vardı.
"Ne?" diye sordum kıza tek kaşımı kaldırarak.

"Kızın mezarını gölete çevirdin." dediğinde
Leylanın mezarlıyla bakıştım. Gerçekten de su resmen taşacak raddeye gelmişti.
Beyaz elbiseli kız hortumu çekiştirmeye devam ediyordu. "Bırak hortumu be adam!"
Hortumu tutmuş güçlükle çekiyordu.
Fakat tek bir milim bile oynamıyor, sadece yerinde sayıyordu. İstemsizce yanağımın içini ıssırdım. Falzasıyla tatlı gözüküyordu.
Güzel ve huysuz.

"Ya versene!" diyerek bağırdı mezarlığın içinde. Bu kız bir yerlerden tanıdık geliyordu ama nereden? Bir hışımla hortumu kendime çektiğimde hıznı alamdı ve kucağıma düştü.
Fakat benimde hesaba katamadığım bir şey olmuştu. Onu kuvvetlice kendime çektiğimde dudakları dudaklarıma çarpmıştı.
Beni küçük elleriyle itmişti. Gözleri yerinden çıkacak şekilde büyümüştü.

Küçücük çekik gözleri....

Elini kaldırdı ve yanağıma tokatı geçirdi.
"Şerefsiz!" dediğinde ayağını yere bir keçi gibi vurarak hortumu benden aldı.
Eteğinin sağa sola savrulmasını umursamadan bir kaç adım ötedeki kabristana yürüdü. Çok öfkeli gözküyordu.
Leylanın mezar taşına bir öpücük kondurup
Çekik gözlü kızın peşinden yürüdüm.
"Bak bilerek olmadı özür dilerim.
Ayrıca bir hortumdur tutturdun. Sulayacağın bir mezar altı üstü." demiştim.

Başını benden uzak yana çevirip yüzünü sildi. O ağlıyor muydu?
Hay ben kafamı sikeyim ya!
İşaret parmağını kabristana doğrultu.
Gündoğan aile kabristanı.
"Tek değil, neredeyse hepsi burada!" demişti.

"Bak çok özür dilerim. Hem salak saçma konuştuğum için, hemde az önceki durum için." başını boşver'sene der gibi salladı.
Küçük ellerini önüne kaldırdı.
Kafasını toprağa çevirmişti. Sesizce ağzının içinde mırıldanıyordu. Sanırım ailesi için dua okuyordu. O dua ederken önüne bakan gözleri kapalıymış gibi duruyordu.
Küçük gözlerini çerçeveleyen gür kirpikleri vardı. Tam bir ufaklıktı. Acaba kaç yaşındaydı? Yada ailesi nasıl ölmüştü?

Oksijen Hırsızı/Yarı Texting/+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin