Bir Soğuk Kahve Meselesi

725 31 29
                                    

Sabahın yedisinde telefonumun aranması ile uyanmıştım. Uykudan açamadığım açtığımda ise cayır cayır yanan gözlerim ile arayana baktığımda sabah horozundan önce uyanan Nasya olduğunu fark etmiştim. Tahminlerime ve deneyimlerime göre onun uyandığı saatte ben yeni yatmış bile olabilirdim. Milleti sevgilisi arayıp uyandırırken benim sabah uykularımı mahveden kişi arkadaşım oluyordu. Söylene söylene komodin üstünde olan telefonu aldım ve aramayı açtım.

Telefonu açar açmaz Nasya'nın hakaretlerine maruz kalmaya başlamıştım. "Ulan enayi neredesin sakın bana hâlâ kış uykusuna yatmış ayılar gibi uyuduğunu söyleme seni gelir döverim." diyordu.

Uykulu sesimle "uyuyordum hayvan" dememle birlikte Nasya'nın bağıran sesi kulaklarımda yankı ile dalgalanıyordu. Bana bağırarak "Defol git ağzına sıçtığımın Dana yavrusu" demesi ile birlikte küfür ederek telefonu suratıma kapatmıştı.

Eylül ayında olsak bile uyumaya devam etmek için yattığım yorganı kafama kadar çekmiş ve uyumaya çalışıyordum ama bu deneyimim başarısız olmuştu. Daha fazla yatağımda dönmenin bir anlamı olmadığından yatağımdan kalkarak kendime kahvaltı hazırlamaya gitmiştim. Annem ise büyük ihtimalle Bugün Bankada ki arkadaşları ile gezmeye gitmişti. Ondan sebep evde yoktu. Babam ise iki sene önce annem ile boşandıktan sonra yurt dışına gitmişti.

Kahvaltımı ettikten sonra güzel bir duş alarak uykumu açmıştım. üstümü giyindikten sonra ise hızlıca evden çıkmış ve Nasya ile ikimizin koca günümüzü geçirmiş olduğumuz parka gitmiştim. Üstümde yoğun bir stres vardı çünkü yarın okullar açılıyordu. Bu stresi atmak için kendimi Nasya ile eğlenmeye bırakmalıydım.

Sabahın 09:37 sinde parkta kimseler yoktu. Nasya'yı sabahki olaydan beri aramamıştım. Onu Geri aradığımda tripli bir şekilde telefonu açmıştı. Soğuk ve bir o kadar da sinirli bir sesle "Ne var" dediğinde gülmeye başlamıştım. Onun bu halleri çok hoşuma gidiyordu. Nasya'ya gülerek "Parktayım gel de dedikodu yapalım" dediğimde trip attığını unutarak "hemen geliyorum" demişti. Mahallenin dedikoducu teyzeleri gibi dedikoduya bayılırdı. Yaklaşık bir 35 dakika içinde parka giriş yapmıştı. Gelişini gördüğümde ise kahkahalara boğulmuştum. 1.65 boyuyla koşa koşa geliyordu. Bu kıza dedikodu demek büyük hataydı. Hemen koşarak gelip hızlıca konuşmaya başlamıştı "Dedikodu ne seri anlat" demesi ile gülmem daha da artmıştı.

Parktaki bankımıza oturarak konuşmaya başladığımız sırada Gelirken aldığı Soğuk kahvenin birini bana uzatmıştı. bende sohbete devam ederken aynı zamanda Kahveyi açarak içmeye başlamıştım.

Tüm saçmalıklarımızı, salaklıklarımızı bu parkta yapıp parktaki 3-9 yaş arası çocuklardan daha fazla çocukluk yaparak parkta olan ebeveynlere her gün rezil oluyorduk fakat bu durum bizim umrumuzda bile değildi.

Kahveleri içerken parktaki sessizliği bizden iki yaş kadar büyük olan çocukların atışması bozmuştu. Çocuklardan biri sinirlenmiş ve bize doğru gelirken arkada kalan arkadaşı ise ona İbrahim Tatlıses taklidi yaparak "Yav lütfen beni dinler misin Allah aşkına Ben herkese yalan söylerem sana yalan söylemem" Dediğinde öndeki çocuk onu hiç umursamasa da çocuğun yaptığı İbrahim Tatlıses taklidine benim yanımdaki eşek anırmaya başlamıştı. Onun susması için ağzını kapattığım sıra da Nasya'nın çıkardığı tuhaf ses ağzımdaki yutamadığım kahveyi önümüzden geçen çocuğa püskürtmeme sebep olmuştu.

Uzun bir sessizlik olduğu gibi aynı zamanda üstüne kahve püskürttüğüm çocuğun sinirli bakışlarına maruz kaldığım anda bu sessizliği ve bakışmayı bozan benim yanımdaki dananın anırma sesleriydi.

Arka da kalan çocukta tıpkı Nasya gibi anırarak yanımıza geldiğinde konuşmaya başladı "Atakan, kahve lekesi beyaz T-shirtle uyum sağlamış ama ne yazık ki olmamış bizimle değilsin" Dediğinde gülmesine devam ederken kahve püskürttüğüm çocuk agresif ama bir o kadar da tuhaf şekilde bana bakıyordu.

Adının Atakan olduğunu öğrendiğim çocuktan sanırım artık özür dilemem gerekiyor diye düşünürken arkadaşı tekrar konuşmaya başlamıştı "Abi biz şimdi tekrar T-shirt değiştirmeyemi gideceğiz ya vallaha siktir git kendin değiştir hiç uğraşamam" Dediğinde Adı Atakan olan çocuk "Bora, iki tane kızın yanında küfürlü konuşma ağzını burnunu kırarım." Diyerek susup ilerlemeye başlamışken cesaretimi toplayarak duyması adına sesimi de yükselterek konuşmaya başlamıştım.

"Adın Atakan sanırım. Atakan, Gerçekten kusura bakma müsaade edersen ve beklerim dersen eğer bu hatamı telafi etmek adına evden bir tane T-shirt getirebilirim evim parka çok yakın" Dediğimde Atakan arkasını geri dönmüştü. Ufak bir tebessüm ederek yanıma yaklaşmış ve

"İnce düşünceniz için Çok teşekkür ederim ama bunun bir hata olduğunu düşünüp boş yere uğraşmayın. Biz hallederiz değil mi Bora ?" Diye Bora'ya baktığı sırada ikimiz de Bora'yı görememiştik. Banklara baktığımız sırada arka taraflarda olan bir bankta Bora ve Nasya'yı oturmuş gülüşürken görünce biz de gülmeye başlamıştık.

Atakan ile ikimiz gülerek ikisinin yanına doğru gittiğimizde Nasya geldiğimizi anlamış ve bana dönüp "Senden daha iyi dedikodu yapıyor" demesi ile olduğum yerde kalmıştım. "Şuan en yakın arkadaşımdan satış yedim dememle" Bora'nın "Ağla köpek yavrusu" demesi bir olmuştu.

Atakan ve Bora gitmişti. Daha doğrusu Atakan Bora'yı vaktimiz yok diyerek zorla götürmüştü. Onlarla bir daha karşılaşmayacağımı düşünürken Nasya gülerek "Bora'nın telefon numarasını aldım WhatsApptan grup kuralım diyorlar sen ne dersin olur dersen Bora'ya numaranı atacağım ki seni gruba eklesin" dediğin de ile kalkıp bir Trakyalı olarak roman havası oynamayı düşünüyordum. Tabi ona bunu belli etmemeye çalışarak "olur" demiş ve küçük bir çocuğun hevesle beklemesi gibi bende Bora'nın beni gruba almasını beklemeye başlamıştım.

çok geçmeden telefonuma gelen bildirim ile kahkaha atmıştım.

"0532 655 **** SİZİ ENAYİLER ADLI GRUBA EKLEDİ"

Canım sıkıldıkça eski bölümleri düzenliyorum. Her tekrar okuduğumda bir hata çarpıyor gözüme ama umarım bu son düzenleyişim olur.

Soğuk Kahve (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin