Bir sene sonra
Belki de yıllardır hayalini kurduğumuz o büyük gün gelmişti. Tahmin ettiğiniz gibi Atakan ile evleniyorduk. Düğün üstü saçımı yine kısa kestirdiğimden herkes laf yapsada umrumda değildi.
Nasya, Can ve Utku daha şimdiden Atakan dan intikam almak için kaç lira isteyeceklerini hesaplıyordu. Nasya 3000 lira diyordu Can 5000 Utku ise onlar az 10.000 lira isteyelim diyip duruyordu. Hepsine sesimi yükseltiğimde susmuşlardı. Can sabırsız bir sesle "Nerde kaldı bu" Diyerek benimde heyecanımın artmasına sebep oluyordu.
Gelen korna seslerini ve siren seslerini duymamla cama çıkmıştım. Gördüğüm manzara ise çığlık atmama sebep olmuştu. Her arabadan en az iki meşale yanıyor ve arkalarında polis arabaları gelen konvoyu devam ettirmekle birlikte sirenlerini aralıksız çalıyordu. Nasya "Bence para istemeyelim çocuk paraya kıymış zaten" Dediğinde Utku başı ile onu onaylamıştı. Can ise hâlâ "5000 liramı alıp kenara çekilirim" diyordu.
Atakan'ın kapıyı çaldığını anlayan Can, beni ittirmiş ve kapının önünde yerini almıştı. Nasya, ise sinirli şekilde "Gerizekalı kızı düşürüyordun" Dese de Can umursamamış kapıyı aralayarak aradan elini uzatmıştı. "Canım eniştem, şimdi bu kız bu günlere zor geldi dünya kadar masraf ettik ondan en az 5000 liraya kızı sana veririm" Demesi ile Atakan "Başlarım parasına ben o kızı almak için nelerle mücadele ettim kaşınma senin evlenmemen için uğraşırım görürsün ebeni" Diyerek Kapıyı açmıştı. Can söylenerek kenara çekilmiş Atakan'ın arkasında olan Bora ise oh olsun diyerek Can'ı sinir etmeye çalışıyordu.
Atakan yanıma gelip alnıma öpücük kondurmuştu. Dolan gözleri ile konuşmaya başlamıştı. "Gelinlik ile melek gibi olmuşsun kalbinde olan o melek sanki şuan dışına da yansımış kusursuz bir melek gibisin sevgilim" Diyerek sarılmıştı.
Elimi tutarak evden çıkacağımız sırada Utku kesmişti önümüzü "Vallaha geçmenize izin vermem ver lan parayı âdet yerini bulsun" Dediğinde Atakan sinirle 5.500 lira vermişti. Hızlıca başka kimse önümüzü kesmeden evden çıkmıştık. Kapı önünde bizi bekleyen annem bana ve Atakan'a sıkıca sarılmış, Tıpkı nişanda olduğu gibi birbirimize söz vermemizi istemişti.
En önde biz arkamızda Nasya, Bora onların arkasında da Utku, Can vardı. Sonrasında ise ailelerimiz vardı. Salona geldiğimizde Atakan ve kucağıma aldığım Ayaz ile tüm gelenleri hoşlamış ve ayaküstü sohbet etmiştik.
Bazıları Çocuğu olan adamla evlendiğim için yargıladı, kimisi tebrik etti ama ben kendim ve oğlumla gurur duyuyordum. Bazı akrabalar ise daha 23 yaşında evlenmeme laf yapmıştı. Hiç birinin moralimi bozmasına izin veremezdim. Çünkü bugün benim en mutlu günümdü.
Nilüfer'in "Ta uzak Yollardan" Şarkısı dans şarkımızdı. Bu şarkının olmasını ben istemiştim. Atakan da en az benim kadar sevmişti şarkıyı. Şarkı'nın "Bir rüzgârdı esen. Ayrılıklarla bizi kahreden. Gözlerimde tüten bir aşktın sen.
Yıllar yılı bitip tükenmeyen. Çık özledim seni ben. " Kısmı bana bizi hissetiriyordu.Bora ve Nasya Ayaz ile ilgilenirken Bora kucağında Ayaz ile yanımıza geldiğinde Atakan dansımıza Ayaz'ı da almış ve üçümüz dans ediyorduk.
Can yanımıza gelerek "Ayaz çok şanslı lan anne ve babasının düğününü gördü en azından düğününüzde ben nerdeydim diye trip atmayacak" Dediğinde hepimiz gülmeye başlamıştık.
Tuğkan dan "Derya" Çalmaya başladığında Utku yanımıza gelerek " Oyun havaları ne zaman çalmaya başlayacak ben sıkıldım" Dediğinde Atakan onu kovmuş ve şarkının "Bir kadın var sanki sınavım. Yeşili deniz ah bir görseniz. Yüzü derya hani aşk derler ya" Diyerek şarkının nakaratını kulağıma söyleyerek dans ettiğimiz sırada beni döndürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Kahve (TAMAMLANDI)
RomanceRuh eşini üstüne soğuk kahve püskürtmesi ile tanımak ister miydin? (Yarı texting)