Kaza...

37 14 40
                                    

Okulun bitmesine son iki ders kalmıştı. En az öğrenciler kadar bende yorgundum. Ders anlatırsam Nasya ile alışveriş için gezmeye gücüm kalmayacağından çocukları serbest bırakıp kitabımı çıkarmış okumaya başlamıştım.

Öğrencilerim 12. Sınıf olduğu için test çözüyorlardı ondan sebepte sesleri çok fazla çıkmıyordu. İki ders boyunca onlar test çözerken ben de kitabımı bitirmiştim.

Okulun bitiş zili çaldığında öğretmenler odasında önlüğümü çıkarıp, çantamı alarak okuldan çıkmıştım. Nasya'yı aradığımda telefonu çalıyor ama açan olmuyordu. Okulun güvenlik kapısından çıktığımda bir kalabalık ve ambulans sirenleri duymuştum. Bu aralar okulun burada çok sık kaza oluyordu. Nasya'yı Allah'tan uyarmıştım dikkatli gelmesi için.

Nasya'yı tekrar aradığımda telefon açılmıştı. Nasya neredesin ben okulun önünde seni bekliyorum. Dediğimde yabancı bir ses gelmişti kulağıma o yabancı ses beni ürkütecek kadar telaşlı çıkıyordu.

"Hanımefendi arkadaşınız trafik kazası geçirdi bahsettiğiniz okul Namık Kemal Anadolu Lisesi mi? Eğer orası ise kazayı görüyor olmanız lazım arkadaşınızı çıkarıp ambulansa bindirip götürecekler. Çok acil buraya gelin" Der demez titreyen ellerim ile telefonu açan kişinin suratına kapatmıştım.

Sağ soluma bakmama gerek yoktu çünkü trafik kapanmıştı zaten. Olay yerini görmemle çığlık atmam bir olmuştu. Nasya'nın arabası açılan çukurun içine düşmüş arkadan ona vuran tırın ise ön kaportası olduğu gibi içine çökmüştü. Nasya nerde diye bağırdığımda polis memuru ambulansa bindirilen Nasyayı işaret parmağı ile göstermişti.

Koşarak ambulansa gittiğimde hemen binmiştim. İlk yardım yapılırken ambulans yola çıkmıştı. Çalan telefonumu çantamdan çıkardığımda Atakan'ın aradığını gördüm. Telefonu açtığımda Atakan sakin sesle

"Sevgilim, sizin okulun oradayım kaza olmuş tır şöförünü kaçak mal taşımaktan sorguya almak için geldik. Okuldaysan seni de göreyim diye aradım. " Dediğinde çarptığı arabayı görüp görmediğini sorduğumda arabaya dikkat etmediğini ve neden ağladığımı sormuştu. Hıçkırıklarımı tutamayarak

"Nasya'ya çarpmışlar Atakan, Annenin de bebeğinde hayatı tehlikesi varmış. Benim yüzümden oldu. Ben dedim Nasya'ya 'Okulun oraya gelip beni alır mısın?' diye ben dedim ya ikisinden birine bir şey olursa kendimi asla affetmem. " Dediğimde Atakan:

"Hangi hastaneye gidiyorsunuz hemen geliyorum sakın panik yapma ikisi de iyi olacak" demesi ile "vakıfsoy hastanesine gidiyoruz" demiş ve aramayı kapatmıştım.

Hastaneye vardığımız da Nasya'yı hemen ameliyata almışlardı. Ben ise kapının önünde yere çökerek hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Can'ın evi hastaneye yakın olduğundan Güneş ile ikisi hemen gelmişti. Atakan ise tır şöförünü karakola bırakıp hemen buraya gelecekti fakat kimse Bora'yı aramaya cesaret edemiyordu.

Atakan hastaneye geldiğinde Bora'ya, Derya Teyzeye ve Ayla teyzeye haber vermemiz gerektiğini söyleyerek Hepsini aramaya başlamıştı.

20 dakika içinde hepsi gelmişti. Bora'nın gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş hâlde yanımıza gelerek ve sesini yükselterek "Nasıl oldu bu ya? Nasıl? Nasya'nın orada ne işi vardı. Ne arıyordu senin okulun önünde Aysima? Nasya oraya gelmeseydi şuan burada olmayacaktı! " Dediğinde Bora'nın ilk defa bana sesini yükselttiğini fark etmiştim.

Ona cevap verirsem kavga edecektik. Ondan sessiz kalmam gerektiğini düşünerek sessizliğimi korumuştum. Bora "Cevap ver!" diye beni ittirdiği sırada Atakan, Bora'yı tutarak " Aysima'nın hiç bir suçu yok! Eşimi suçlayıp durma. Yoksa ben de senin kalbini kıracağım" Diyerek Boraya cevabını vermişti.

Soğuk Kahve (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin