Bir Gece De Her Şey Değişebilir Miydi?

43 14 11
                                    

Medyadaki şarkı Utku'nun, Aşkım'a karşı söylediği bir şarkı gibi sanki.. Bu bölüm Utku'nun acısının neye dönüştüğünü göreceğiz 😕 Utku, Aşkım'a bir şarkı söyleyecek olsa yaşananlardan sonra bu olurdu galiba ondan bu şarkı Utku dan Aşkım'a 🖤

****

Boraların evine gelmiştik. Ayla abla ve Fuat abi uyuduğu için Bora anahtarı ile açmıştı kapıyı. Nasya beni zorlukla koltuğa oturtmuştu. Kendisi de oturunca dizine kafamı koyarak uzanmıştım. Bora da Nasya'nın yanına oturmuştu. Dayanamayarak Bora'ya

"Atakan'ı arar mısın? Eve gitti mi? Gitmedi mi? Merak ediyorum." Demem ile Bora

"Siktir et Aysima, çocuk seni umursamadığını söyledi. Sende umursama umursarsan kendini daha çok üzersin. Baksın başının çaresine onun için kendini de üzme. Kendisi etti kendisi bulur. " Diyerek susmuştu.

Sabah 6'ya doğru Nasya'nın dizinde uyuyakalmıştım. Nasya da Bora'nın omzunda uyuyakalmıştı. Bora'nın çalan telefonu ile uykumuzdan uyanmıştık. Artık aramalardan bile korkar olmuştum. Telefonumdan saate baktığımda saat sabah 8 di Bora telaşlı bir ses ile telefonda konuştuğu kişiye

"En son Aysima ile mezarlıkta kavga ettiler . Ondan sonra nereye gitti biz de bilmiyoruz. Eve gelir diye düşünmüştük. Gelmedi mi? " Dediğinde konuştuğu kişi ya Aysel Teyze ya da Tansel amca olduğunu anlamıştım. Bora telefonu kapattığında Nasya ne olduğunu sormuştu.

Bora da "Atakan akşam eve gitmemiş, Mezarlıkta da yokmuş. Nereye gitmiş olabilir? Aklınıza bir şey geliyor mu? Aysima, Belki sen biliyorsundur." Diye sorduğunda aklıma Aşkım'ın küçüklükten beri Atakan ile gittiği hatta ikisinin çocukluğunun yarısının geçtiği o yazlık ev gelmişti. Bora'ya bunu dediğimde orayı bilmediğini biliyorsam yolu tarif etmek için onunla gelmem gerektiğini söylemişti.

Her ne kadar kırgın bile olsam belki sakinleşmiştir, Konuşur, hallederiz diye Bora ve Nasya ile bende gitmiştim.

1.5 saatlik bir yoldan sonra gelmiştik. Tahmin ettiğim gibi arabası oradaydı. Bora ve Nasya ne kadar kapıyı benim çalmamı istemese de ben bir umut çalmıştım. Kapı çalmamın ardından 5 dakika sonra açılmıştı. Karşımda 1 gecede çökmüş, yorulmuş, gözleri kıpkırmızı, elleri ise kan içinde kalmış biri vardı.

Bora bizi ittirerek içeri girdiğinde Atakan'a "Sen ne yaptın gerizekalı! Her yer kırık camlarla dolu. Ne yapıyorsun oğlum sen? Aysel teyzeye bir evlat acısı daha mı çektirmek amacın? " Dese bile Atakan umursamadan sadece bana bakıyordu. En sonunda bana neredeyse zor duyulan kısık bir sesle

"Aysima, gururun yok mu? Sana git dedim, seni umursamıyorum dedim. Neden hâlâ geliyorsun? İstemiyorum artık anlamıyor musun? Aysima, ne ilişki istiyorum ne başka bir şey. Çek git hayatımdan. Git anlıyor musun? Gelme. Bir daha karşıma dahi çıkma. Bitti. Tamam mı? Bitti. Şimdi anladın mı? Siktir git hayatımdan. Az bir gururun varsa siktir git!"

Dediğinde kalbimde artık tamamen bir şeylerin yok olduğunu hissetmiştim. Titreyen sesim ile

"Çok güzel anlattın beni umursamadığını. Hatta sevmediğini anlamamak elde değil. Gidiyorum senin istediğin olsun. Ben seni kaybetmemek için gururumu hiçe sayarken sen beni kaybetmek istercesine çabaladın Atakan. Ben bitmesin diye uğraştım ama unutma bizi bitiren sensin. Bizi sen bitirdin bunu aklından hiç çıkarma. Bundan sonra görmeyeceksin beni buna emin olabilirsin. Hoşçakal" Diyerek Boraların arabasına doğru ilerlemeye başlamıştım.

Arabaya binmeden duyduğum tek şey Atakan'ın Bora'ya "İyi ki bitirdim iyi ki bitti kız kardeşim öldükten sonra kimse ile eğlenemem ben artık. " Dediğini duymuştum.

Arabanın kapısını açıp bineceğim sırada bir tokat sesi duymuştum. O tarafa doğru baktığımda Nasya Atakan'a tokat atmıştı.Atakan eli ile yanağını tutarken Bora ve Nasya arabaya doğru geliyordu.

Hep birlikte tekrar evlerimize doğru yola çıktığımız da telefonum çalıyordu. Belki Atakan arıyordur diye hızlıca telefona baktığımda dayım olduğunu görmüştüm. Açtığımda dayım telaş içinde

"Aysima, Utku'nun telefonu kapalı. Yurtta da değilmiş. size de gelmemiş nerede bu çocuk? " Demesi ile yutkunamamıştım. Utku gerçekten neredeydi? Biz Atakan ile akşam mezarlıkta kavga ettiğimizde orada da yoktu. Dayıma ben ona ulaşırım diyerek aramayı kapatmıştım. Bora ve Nasya'ya sorduğumda onlarda görmediğini söylemişti.

Bora sakin kalmaya çalışarak "Stres yapma buluruz. Önce hastanelere bakalım. " dediğinde hastanelere gitmeye başladık. 3 saattir tüm hastanelere bakmıştık sıra Aşkım'ın öldüğü hastaneye gelmişti. Hiç birimiz içeriye girmek istemiyorduk. Daha doğrusu cesaret edemiyorduk. En sonunda ben girmiştim. O sıra da Aşkım'ın doktoru beni görmüştü. Yanıma gelerek birinin yoğun bakımın orada akşamdan beri oturduğunu ve kaldıramadıklarını söylemişti.

Koşarak yoğun bakım ünitesinin oraya koşmaya başladım. Utku dizlerini karnına çekmiş, gözleri yaş içinde kapıya bakıyordu. Utku'ya hadi kalk ablacım dediğimde bana "Hayır abla nasıl gidelim Aşkım'ın ziyaret saati geldi. Hem onun bugün doğum günü bak içeri gireceğim birazdan siz bekleyin biraz" dediğinde anlam verememiştim.

Nasya yanımıza gelerek "Utku iyi değil Aysima, Aşkım'ın hâlâ yaşadığını sanıyor. Bu normal değil bir psikolojik destek almalı. " demesi ile dayımı arayıp durumu anlattım.

Dayım Utku'yu yurttan alıcağını ve Utku'nun naklini Edirne'deki bir liseye aldıracağını söyleyip Utku'yu da Edirne'ye getirip getiremeyeceğimi rica etmişti. Bende dayıma Utku'yu Edirne ye getireceğimi söylemiştim.

Bora ve Nasya Utku'yu arabaya bindirmeye çalışırken. Annemi arayarak olan biteni anlatmıştım. Annem Aşkım'ın öldüğüne çok üzülmüştü. Utku için ise daha da çok üzülmüştü. Dikkatli olmamızı tembihleyerekte telefonu kapatmıştı.

Edirne'ye doğru yola çıkmıştık. 3 saatlik bir yolun ardından Edirne'ye vardığımızda Utku bir mağaza önünde bizi durdurmuştu. Anlamsızca onun mağazadan çıkmasını bekledik.

Arabaya binip paketi bana uzatarak "Bunu Aşkım'a verirsin abla dediğim gibi bugün doğum günü onun ama ben babamlar yüzünden yanında olamayacağım" Diyerek sustu. Sussa bile gözlerinden akan yaşlar anlatıyordu yüreğindeki acıyı Utkuların evinin önüne gelmiştik. Utku'yu dayıma emanet ederek arabaya doğru geri dönmeye başlamıştım.

Kapı önünde dayım ile Utku hakkında konuştuğumuz da psikiyatri ile konuştuğunu okuduğu liseyi ise nakil aldırmak yerine açığa aldırtacağından bahsetmişti. Şuan Ki psikoloji ile bir okula başlayamazdı. Aşkım'ın hayatımızdan gitmesi hem kocaman bir boşluk hissine hem de hepimizin hayatının değişmesine sebep olmuştu.

Akşam 7 gibi eve geri varmıştık. Bora beni eve bıraktıktan sonra Nasya'yı da kendi evine bırakmak için gitmişti. Güçlükle eve gelmiştim. Annem kapıyı açar açmaz ona sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım.

Anneme Atakan ile olan kavgayı anlattığım da kendi oğlu gibi sevdiği o çocuktan şimdi nefret eder gibi bahsediyordu.

Sahiden bir insan bir gecede bu kadar kolay nefret edebilir miydi? Özellikle sevdiği insandan Atakan da benden artık nefret ettiğini söylemişti. Sahi ben Atakan'a ne yaptım da benden şimdi nefret ediyordu.

İlk zamanlar yatağımda gülerek resmine bakıp uyuduğum adamın şimdi resmine gülerek değil de ağlayarak bakıyordum. Ne kadar tuhaftı ilk zamanlar mutlulukla uyurken şimdi ise ağlamaktan uyuyamıyordum.

Bir gece de her şey değişebilir miydi?

*****

Bir yazar daha nasıl iki çiftin arasınk bombok edebilir işte buyrun kanıtı bu bölümdür. Herkes sıçıp sıvayacağımı düşünürken benim artık tamamen aralarındaki ilişkiyi paramparça etmem...

Sizi de ayrı kanser ettim sanırım. Neyse ben hâlâ Atakanı'mı seviyorum 🥹

Soğuk Kahve (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin