Sabah canım annemin "Aysima, kalk artık çok sevdiğin okulun başladı. Hadi gel de kahvaltı et sonra bana açıktım ben yazılı mesajlar atıyorsun" diyerek bağıran sesiyle uyanmıştım. Kendimi yastık ile boğmaya karar versem de üşenmiştim. Bunun yerine Okulu bulan kişiye söverek elimi yüzümü yıkayarak okul formalarımı giyinmiştim.
Canım kahvaltı etmek istemiyordu. Anneme kahvaltı etmeyeceğim diyerek evden çıkmış ve durağa doğru ilerlerken Kulaklıklarımı takıp spotify listemi açmıştım. Aşure gibi müzik zevkim olduğu için hangi şarkıyı dinlesem diye düşünüyordum. Gözüme Sezen Aksu şarkılarına ait olan playlistimi kestirsem bile sabah sabah Sezen Aksu dinleme fikri cazip gelmemişti. Bu sefer de gözüme İkiye On Kala'nın Bakkala Diye Çıkıp Sana Gelesim var adlı şarkısı ilişmişti. Onu açmış ve Durağa doğru ilerlemeye devam ederken elimde tuttuğum telefonumun titremesi ile gelen bildirime bakmıştım. instagramdan iki tane bildirim gelmişti.
ATAKAN_SAHİN SİZİ TAKİP ETMEK İSTİYOR.
BORA.CETİN SİZİ TAKİP ETMEK İSTİYOR.
İstekleri onaylayıp geri takip yaptıktan sonra Nasya da mesaj atmıştı. Mesajda "Hadi artık gel şu okula. Bir de Atakan ve Bora sana da istek attılar mı? Diye mesaj yazmıştı.
Nasya'ya cevap olarak " Duraktayım. Yirmi dakika içinde gelirim. Bana da istek atmışlar onayladım." Yazdığımda Nasya görüldü atmıştı.
Nasya ile okullarımız aynıydı lakin bölümlerimiz farklıydı o gastronomi okuyordu. Ben ise çok programlı anadolu lisesinin anadolu kısmında okuyordum. Okullarımız ayrılmasın diye ikimiz buna karar kılmıştık.
Okula vardığımda hızlıca Nasya'nın yanına gitmiştim. Şansıma yanı boştu zil çalana kadar yanında oturdum. Yanına oturduğumdan beri Bora'yı stalklıyordu. En sonunda dayanamayıp kendi sınıfıma gitmiştim. İlk dersimiz Edebiyattı. Küçüklüğümden beri Edebiyata hep ilgim vardı. Ondan Edebiyat öğretmeni olmak istiyordum. Defterimi çıkartmıştım ama okulun ilk günü olduğundan sebep ders işlenmemişti.
Öğle arası Nasya yanıma geldi geçen senenin konularına biraz göz gezdirmiştik. Çünkü Nasya ile ikimiz güzel bir üniversite kazanmak istiyorduk. Konum olarak bizim okulu gösterip, Nasya'yı da etiketleyerek instagrama hikaye atmıştım.
Hikayeyi atmamın üzerinden 10 dakika geçmesi üzerine Atakan_Sahin hikayene yanıt verdi. Bildirimini görmem ile içimden ufak bir siktir çekmiştim. Çünkü beklemiyordum. Bildirime tıklayıp Atakan'ın verdiği yanıtı okumaya başladım.
Atakan_Sahin: Sizin 20-25 Metre ilerinizde Olan Mustafa Kemal Anadolu Lisesi'nde okumamız şoku 😃
Aysima.Yaprak: 20-25 Metre ilerimizde lise olduğunu şimdi öğrenmemiz şoku 😀
Atakan_Sahin: olur öyle şeyler. Bak ne diyeceğim. Eğer bugün sizin içinde uygunsa kafeyemi gitsek. Bora Nasya'ya soracaktı. Ama çekindi onun yerine ben sana sormak istedim.
Mesajı Nasya'ya okumamla birlikte Nasya:"Hemen kabul et ve de güzelim değil mi? Eve uğrayıp eyeliner falan çekip güzel bir makyaj mı yapsam. Saçım da düzgün değil mı? Rüzgardan birbirine karışmamış " Diye söylenmelerine devam ederken ben Tekrar yüzümde kocaman bir sırıtma ile Atakan'a cevap vermeye başlamıştım.
Aysima.Yaprak: Nasya dünden razı zaten. Daha şimdiden eli ayağına dolaştı. Okul çıkışı eve gidip makyaj yapacakmış 😃
Atakan_Sahin: Sakın boşuna eve gitmeyin. Uzak bir kafeye gitmeyeceğiz zaten yürüme mesafesi ile 25-30 dakikadır. Sende Nasya kadar heyecan yok sanırım.
Aysima.Yaprak: Tamamdır. Bilmem heyecanlanmak için bir sebep görmüyorum. Okul çıkışı görüşürüz madem
Atakan_Sahin: Görüşürüz.
Atakan ile sohbeti bitirdiğimiz sıra da öğle arasının bittiğini haber eden zil çalmaya başlamıştı. Atakan yazdığım mesaja bozulmuş muydu diye düşünürken Nasya ile İkimiz sınıflarımızın bulunduğu koridora varmıştık. Kendi sınıflarımıza ayrılmadan Nasya:"Kızım, ben çok heyecanlıyım. Son dersimiz bitmesine 10 dakika kala lavaboya gidip kendime çeki düzen vereceğim. Sen de izin alıp gelirsin" Diyerek kendi sınıfına gitmişti. Ben de ise çok fazla stres vardı. Dün yaşanan kahve püskürtme olayından sonra Atakan'ın suratına nasıl bakacaktım.
Dersin bitmesine 10 dakika kala lavaboya gitmeme hoca izin vermediğinden sebep gidememiştim. Nasya'ya hoca izin vermedi yazdığımda ise hocaya küfür yazmaktan vaktinin beş dakikasını harcamıştı. Zil çaldığında tuvaletten Nasya'yı çıkararak okulun içinden güçlükle çıkarmıştım. Güvenlik kapısının orda bizi bekleyen Bora ve Atakan'ın yanına gitmiştik. Bora ve Nasya sarılırken biz Atakan ile sadece el sıkışmıştık.
Yolda sohbet ederek ve birbirimizle şakalaşarak gelmiştik. Kafeye girdiğimizde Atakan ve Bora "Siz geçin biz 5 dakikaya soğuk kahve alıp geliyoruz" demişlerdi. Atakan ise gülerek ve imada bulunarak "Yalnız bu sefer lütfen üstüme püskürtme" demişti.
Biz Nasya ile yan yana oturmaya karar vermiştik onlar ise karşımıza geçecekti fakat Atakan ve Bora ellerinde kahveler ile geldiğinde Atakan: "Ben bu beyinsiz ile yan yana oturmam oğlum. Oturamam." dediğinde sebebini sormuştuk. Sebebini ise öğrenince kahkahalara boğulmuştuk.
Bora, temas bağımlısı biri olduğu için sürekli Atakan ile yan yana oturduğu zaman onun dizine bacaklarını koyuyormuş.
Atakan artık namusuma da göz koydu dediğinde Nasya; mecburi olarak Bora'nın, Atakan ise benim yanıma geçmek zorunda kalmıştı.
Uzunca bir süre sohbet etmiştik. Atakan ve Bora bebeklikten arkadaşlardı. Neredeyse her vaktini şuana kadar birlikte geçirmişlerdi. Atakan zaten akşam da öğrendiğimiz gibi İzmir de polislik okumak istiyordu. Bora ise Yurt dışında mimarlık okuyup babasının şirketinin başına geçmeyi istiyordu.
Biz sohbet ederken Atakan'ın telefonu çalıp duruyordu. Ama Atakan ısrarla telefonu sessize alıyordu. Arayan kişinin kaydediliş şekline gözüm takıldığında ufak bir şok geçirmiştim. Arayan kişi rehberde Aşkım diye kayıtlıydı.
Nedense boğazımın düğümlendiğini hissetmiştim. Şahsen neden böyle hissettiğimi de anlamdıramamıştım. Daha iki gündür tanıdığım bir insanın sevgilisinin olması beni neden bu kadar üzmüştü bilmiyorum. Atakan en sonunda acil açmam lazım diyerek masadan kalkıp telefonu açtığında Nasya'ya kalkalım dediğimi anlatmak için kaş göz yapmaya başlamıştım.
Nasya anladığında Bora dan müsaade isteyerek kalkıp vedalaştığımız sıra da Atakan hâlâ telefonla konuşuyordu ve sesi bir o kadar telaşlı geliyordu. Ona selam vermeden yanından geçtiğimde biraz şaşırmış ve sersemlemişti. Yine de umursamadan yoluma devam ederek kafeden çıkmıştım.
Nasya ile ikimiz durakta indiğimiz zaman Nasya:" Eve geçtiğin zaman ara beni de konuşalım neler olduğunu anlat neden bu kadar yüzün düştü merak ediyorum" Diyerek beni öptükten sonra eve gitmek için ilerlemeye başlamıştı.
Bende yavaş adımlarla eve doğru ilerleyerek dolan gözlerimin akmasını engellemeye çalışıyordum.
Eve geldiğimde Anneme aç değilim dediğimde annem "Olmaz öyle Aysima, hem sabah kahvaltıda etmedin sen" Dese de ona aç değilim diyerek odama çıkmış ve kendimi uyumaya zorlamıştım.
Uzun uğraşlar sonucu uyuyabildim derken Nasya sürekli beni arıyordu ama ben konuşmak istemiyordum. Telefonumu sessize alarak uyumak için tekrar uğraşmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Kahve (TAMAMLANDI)
RomanceRuh eşini üstüne soğuk kahve püskürtmesi ile tanımak ister miydin? (Yarı texting)