3. Bölüm - Geri Ödeme

155 20 13
                                    

Atlas sonraki gün, öğle zili ile kafeteryaya indi. Yemeğini aldıktan sonra ortamı süzdü. Her zamanki gibi Neslihan ile Derin bir masada, Ceren ile Fırat başka bir masada oturuyordu.

Normalde ne kadar kavgalarını dinlemek zorunda kalsa da Cerenlerin masasını seçerdi çünkü diğer tarafta Neslihan ve Derin'in kız muhabbetini bölüyormuş gibi hissediyordu ama bu sefer konuşması gereken bir konu vardı.

Kızların masasına ilerledi ve oturdu. Kızlar o gelince susup ona dönmüştü. Derin konuştu.

"Hoşgeldin bro."

"Hoşbulduk naparsınız?"

Bu sefer Neslihan cevapladı.

"Öyle boş muhabbet işte, sen ne yapıyorsun?"

Atlas çatalını fasulyelere saplarken konuştu.

"Hiç aynı ben de. Neslihan sana bir şey soracaktım."

Neslihan şaşkınca çatalını bıraktı.

"Tabiki, sor Atlas."

Atlas onun bu ciddiyetini görünce gülmeye başlamıştı.

"O kadar ciddi bir şey değildi ya. Dün biri sırama sebze bırakmıştı da sizin sınıftaki Karya olabilir mi demiştik. Sen onu tanıyor musun?"

Neslihan kafasını salladı.

"Evet, evet. O da yanıma gelip seni sormuştu. Ben de kim olduğunu söyledim. Sonra teşekkür etmek istemiş, ne sever diye sordu. Ben de sebze meyve dedim."

"O getirdi o zaman." diye karşılık verdi Atlas. Derin ise şaşkınca Neslihan'a dönmüştü.

"Atlas'ın kim olduğunu tanımıyor muymuş gerçekten."

Atlas köyde yoğurt yapıp satıyordu. Arada değişik reçeller ve salçada yaptığı oluyordu ama konu yoğurt olunca köyün bir numaralı ismiydi. O yüzden köydeki bir çok insan ve okuldaki neredeyse herkes onu tanırdı.

Neslihan yanıtladı.

"Bence Atlas'ın onu tanımaması daha şaşırtıcı. Okulun basketbol takımında ve özellikle kızlar arasında bayağı popüler biri."

Atlas, basket oyunları artık ilgisini çekmediği için onu oynarken görse bile kim olduğunu önemsememişti.

Neslihan'a sordu.

"Sebzeleri getirdiği kap bende. Öyle boş boş vermek istemiyorum. Sence o ne sever?"

Neslihan hafif kızarmış suratla ona gülümsedi.

"Zaten neredeyse her gün başka bir kızdan kurabiye ve benzeri şeyler alıyor. Ama seviyor gibi. Hiç karşı çıktığını görmedim. Ona basit bir hamur işi yapabilirsin."

Atlas dudak büktü. Gösterişi seven biri değildi ama yine de çocuğa daha çok etkileneceği bir şey vermek isterdi. Sonuçta o sebzeler cidden Atlas'ın tanrıya minnettar olacağı türdendi.

"Sanırım elmalı şeyleri çok seviyordu. Kızlar konuşurken duymuştum."

Bu işe yarardı. Atlas gülümsedi.

"Sağol prenses."

Sonraki gün elinde yeşil kapla Karya'nın olduğu b sınıfına girdi ama onu göremedi. Onun yerine Neslihanla karşılaşmıştı.

"Bugün gelmeyecek mi acaba?"

Neslihan kafasını iki yana salladı.

"Kesin yine aşağıda basketbol oynuyordur. İstiyorsan sen bana ver gelince ona vereyim."

Atlas minnettarlıkla başını salladı. Geri sınıfına dönerken oldukça mutluydu. Ama Ceren iki elini beline koymuş onu beklemekteydi.

Atlas'ın gelmesiyle ellerine atıldı ve onu köşeye çekti.

"Bak Atlas seni çok sevdiğimi biliyorsun."

Atlas şaşkınca kafasını salladı. İlk düşüncesi benden ayrılacak mı olmuştu. Ama onlar çıkmıyordu ki. Çıkmadığın birinden ayrılabilir miydin? Arkadaşlar sevgililer gibi sen daha iyisine layiksin diyerek birbirinden ayrılırlar mıydı?

Ceren konuşmaya devam edince Atlas mevzunun o şekilde olmadığını anlamıştı.

"Karya'ya yemek getirdiğini biliyorum. Atlas o çocuğa karşı dikkatli ol. Şu sürekli takıldığı basketbolcu çocukların ortaokulda başına hep bela açtığını sen söylemiştin. Karya da onlardan farklı değil."

"Tanımıyorsun bile kanka. Nasıl bu kadar emin konuşuyorsun?"

"Atlas onu değil ama insanları tanıyorum."

"Sen sadece genelleme yapıyorsun. Hem ben rasgele birinin peşinden başımı belaya sokacak değilim."

"Sen sokmazsın zaten, o iş açar. Seni kullanmaya kalkarsa ne yapacaksın? Atlas sen bu tür konularda çok iyi kalpli düşünüyorsun."

"Ya çocukla arkadaş bile değilim. Niye her konuda söyleyecek bir lafın var?"

Ceren tam cevap verecekti ki hoca girdi. Atlas iç çekerek parmaklarını hafifçe Ceren'in ellerine geçirdi Onu yanyana olan sıralarına çekti.

Oturduklarında fısıldadı.

"Küs değiliz, değil mi?"

Ceren kafasını iki yana salladı.

"Hayır değiliz."

...3.bölümün sonu...

Atlas: Başlarım böyle işe ya. Bu okul canımı çok sıkıyor. Ölsem de kurtulsam.

Ceren: Küfretme kanka.

Atlas: Özür dilerim, haklısın. Demek istediğim hikiti hopity hek, ben ölümü dilemek.

İkinci Hayatlar Krallığı (BL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin