"Günaydın."
Genç prens basamakta yatan hizmetkarına seslendi. Hizmetkar kalkarken bir yandan da gözlerini ovuşturuyordu. Alekos sordu.
"Kreene, iyi misin?"
Başını salladı.
"Ya sen?"
"Çok iyiyim. Senin sayende. Teşekkür için sana bir şey vereceğim."
Sandalyenin üzerine tırmandı ve kitaplıkta kitapların arasından bir şey çıkardı. Genç hizmetkar sordu.
"Bu ne?"
"Bu gümüş bir tabla. Oldukça değerlidir. Satarsan sen ve anneni bir kaç ay doyurmaya yeter."
Hizmetkar şaşkınca ona bakarken Alekos konuştu.
"Kreene burada olmandan çok memnunum ama ailenin yanı daha iyi değil mi?"
Kreene tablayı elinde oynattı.
"O beni istemiyor. Buraya gönderdi. Bana ne olduğu umrunda değildi."
Alekos onun ellerine atıldı.
"Öyle deme! Eminim nedeni vardır, tamam mı? Ama bunu öğrenene kadar burada kalabilirsin."
Hizmetkârı koltuğa çekti.
"Sen çok tatlı birisin. Her anne senin gibi birini yanında ister."
"Beni tatlı bulan tek kişi sensin."
"O zaman hep yanlış insanlarla tanışmışsın." Kreene şaşkınca ona bakarken Alekos gülümsedi ve çocuğun saçlarını okşadı.
Genç çocuk zar zor Alekos'un elinden kaçtığında Alekos sordu.
"Sana dün anlattığım bilmeceleri devamını anlatmamı ister misin?"
"Bana neden böyle davranıyorsun?"
"Sen neden kalmayı seçtin?"
Kreene'nin bir cevabı yoktu. Prensle koltuğa otururken konuştu.
"İçinde kötü kraliçenin olduğu hikayeyi anlatsana."
"Tamamdır."
Prens hikayeyi meraklı çocuğa anlatmaya başladı ve bütün günü bu şekilde geçirdiler.
Sonraki sabah kapının açılmasıyla Alekos içeri giren Kreene'ye sordu.
"Neredeydin? Sabah gelmeyince endişelendim."
Çocuk deliğe elini uzattı ve iki kılıç çıkardı.
"Karşıma geç."
Alekos şaşkınca ona ve kılıçlara baktı ama sonra çocuğun sözlerine uydu.
"Sol ayağını öne koy. Sağ ayağın geride olsun." Alekos'un arkasına geçmişti. "Kılıcı bu şekilde yukarı doğru tut tamam mı? Vucüdundan uzak olsun. Şimdi karşındaki ile aranı kapat ama hafif yan tarafa dön ki sana saldırırsa kendini koruyabil."
Alekos başını salladı. Kreene elleriyle onun kılıçtaki ellerini tuttu. "En son bu şekilde salla. Tamamdır. Şimdi düşmanın ben olacağım. Aynı hareketi tekrar yap."
Kreene yerde duran diğer kılıcı aldı ve karşısına geçti ama Alekos hareket etmiyordu.
"Sana tekrar göstermemi ister misin?"
Alekos başını iki yana salladı.
"Hayır, hatırlıyorum ama senin düşmanım olmanı istemiyorum."
Başını iki yana salladı.
"Olmayacağım. Ama benimle dövüş. Bunu yaparsan sonrasında başımı okşamana izin veririm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Hayatlar Krallığı (BL)
Fantasía"Beni dinle! Bazı büyük hatalar ikincisine gerek duymadan koskoca bir ömrü mahvedebilir. Ama çok daha küçük ve önemsizleri, bir domino taşı gibi yüzbinleri felakete sürükler. Biliyorum ilk taşı iten bendim. Ama bu sefer, göreceksin Kreene, el de ben...
