geçmiş 25.bölüm - Güneş nasıl sensiz doğuyor? (2.sezon finali)

17 2 14
                                    

Öğle güneşi gitmiş, gökyüzü kırmızı, pembe arasında bir renk almıştı. Alekos camların ardından gün batımını izliyordu. Kreene'ye döndü.

"Abimin mezarının önünde tanrılara kurban vermeye söz vermiştim. Bir ay geçti. Kış sert geçecek gibi. Önümüzdeki üç gün şenlik verip halkın karnını mı doyursak?"

Kreene kaşlarını çatıp biraz düşündü.

"Olabilir, büyük bir ateş yakarız. Gidip anneni bilgilendirmemi ister misin?"

"Bilmiyorum...Yani onu tabiki bilgilendirmek isterim ama ona bunu söylersem her şeyi kendi düzenlemek ister. Başına iş açmış olurum."

Kreene konuştu.

"Haklısınız, böyle şeyleri o düzenler ama siz sorumluluğu kendi üstünüze alırsanız ısrar etmez."

"Alamam." dedi Alekos. "Bir çok şölene katıldım ama hiç kendim şölen vermedim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

"O zaman bu sefer annenizden öğrenin."

Alekos yüz buruşturunca Kreene ekledi.

"Öğrendikten sonra bir dahakine o şölen vermek isterse de her şey ile siz ilgilenirsiniz."

Alekos ona döndü. Yeşil gözleri kısılarak bir yay halini aldı.

"Çok iyi fikir."

"Ben gidip prensin kraliçe ile görüşmek istediğini haber vereceğim." dedi Kreene ama Alekos karşı çıktı.

"Dur gitme."

"Ne oldu?"

Prens, generalin yanına geldi ve ona sarıldı.

"Teşekkür ederim." geri çekildi. "Tamam şimdi gidebilirsin." Pembe yanaklı genç, prens gülümsemesini fark etmesin diye başını çevirmişti.

Alekos, Kreene'ye inanmaması gerektiğini bilmeliydi. Hiçbir şeyi ona bırakmamış, her şey ile kendi ilgilenmişti. Alekos en son gülerek geri çekildi.

"Sanırım çevremdeki insanların şimdi nasıl hissettiğini anlıyorum."

Kreene başını sallayarak ona hak verdi.

"Her şey ile siz ilgileniyorsunuz."

"Öyle alıştım."

"Biliyorum." dedi Kreene. Odadaki basamakta prensin yanına oturdu. Geçmişteki gibi bacaklarını kendine çekti ve başını üstüne koyup yandan bakarak prense gülümsedi. Küçük utangaç bir çocuk gibiydi.

"Ama artık ben buradayım. Bana bırakmayacak mısın?"

Kalbimi mi, diye sordu Atlas Alekos'un yerine. Alekos ise hızla başını sallamıştı.

"Bırakacağım!"

Şenlik oldukça güzel geçiyordu. Sofralar sabahtan kurulmuş, öğlene kadar Alekos'un sayamadığı kadar insanın karnı doymuştu.

Kobra kral, han sahibi kadın ile öğleden sonra şölene teşrif etti. Alekos onları görünce koşarak yanlarına geldi.

"Sophia teyze." kadına sarıldı. Sonra geri çekildi. Kadının şaşkın bakışlarını fark etmeyip konuşmaya başladı.

"Senin yanına bir kere geldim ama sen yoktun. Kobra kral duruyordu handa."

Kadın kibarca kıkırdayarak onu tekrar etti. "Kobra kral."

Hemen şişman kırmızı yüzlü adam kolunu Alekos'un boynuna dolayıp onu kenara çekti.

"Prensim! Bana Kommatos diye seslenin."

İkinci Hayatlar Krallığı (BL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin