Birkaç gün sonra Karya bisiklet ile geldiğinde Atlas okula gitmek için hazırdı. Tamamen iyileşmesi bir, iki hafta kadar zaman alacaktı ama koltuk değnekleri ve Karya'nın onu bisikletle götürmesiyle biraz daha erken okula başlayabilirdi.
Atlas şimdi düşününce fark ediyordu. Belki de bu hataydı. Başta okula giderken sorun yoktu çünkü bisikletin arkasında dikkat çekmemişti ama şimdi kapıya vardığında tüm gözler o ve Karya'nın üstündeydi.
Atlas bir şey yokmuş gibi yere bakarak bastonları ile yürümeye başladı. Yürürken Karya'nın bakışlarını üstünde hissediyordu. Sanki Atlas dengesini kaybetse yere düşmesin diye kendini önüne atacaktı. O bunları düşünürken yolunu kesen ayaklar ile durdu. Başını kaldırdığında bunların Cansu ve Caner olduğunu gördü.
Atlas çekingen yaklaşırken Karya sert bir ses tonu ile aralarına girip konuştu.
"Ne istiyorsunuz?"
Caner Karya'ya doğru bir adım attığında Atlas ters bir harekette bulunmalarına karşın tırnaklarını çıkartmış, hazır bekliyordu.
Caner konuştu.
"Onu bize ver."
Karya uyardı.
"Çekil."
Caner kafasını iki yana sallarken Cansu konuştu.
"Buraya gel."
Ama Atlas herhangi bir cevap veremeden beden hocası duruma dahil olmuştu.
"Siz ikiniz" Caner ve Cansu'ya bakıyordu. "Kaybolun. Onların-" duraksadı. Bu sefer kafası Karya ve Atlas'a çevrilmişti. "Aralarında olan onları ilgilendirir."
Cansu itiraz etti.
"Hayır. Şu olanlara bak. Nasıl onun yaptıklarına göz yumabiliriz? Bir de kölesi gibi onu yanında tutuyor."
Karya'ya baktı. Kolu Atlas yüzünden yaralanmıştı ama cidden onu kölesi gibi yanında mı tutuyordu? Düşüncelerinden sıyrılmasını sağlayan Caner oldu.
"Bizimle geliyorsun."
Atlas tekrar iç geçirdi. Koltuk değneklerini yerleştirip yürümeye başladı. Birkaç adım sonra döndü.
"Kimse kimseyle gelmiyor. Hocam biz sınıfa gidiyoruz."
Karya ona koşarak yetişti. Diğerlerinin arkadan geldiğini hissediyordu. Sınıfa gittiğinde Karya'ya döndü.
"Öğle yemeğinde görüşüyoruz, değil mi?"
Karya kafasını iki yana sallayınca şaşırdı ama konuşmasıyla rahatladı.
"Sonraki tenefüs yanına geleceğim."
Atlas mutlu bir şekilde yerine geçecekken arkalarından gelen ikizler onu durdurmak istedi ama Caner elini uzatmıştı ki kolu başka bir el tarafından yakalandı. Bu Karya'ydı. Atlas tekrar iç geçirdi. Bu sabah bu üçüncüydü. Otoriter tonda konuştu.
"Caner, Cansu sınıfınıza geçin. Hadi yürüyün. Girene kadar izleyeceğim. Ne bekliyorsunuz? Yürümeyi mi unuttunuz? Bir, iki, bir, iki. Marş, Marş."
Millet sınıfına geçince Atlas rahatlayarak kapıyı kapattı ve sıradaki yerine geçti. Ceren ona bakmıyordu. O da ikizler gibi Kreene'yi zindana attırdığını düşündüğü için sinirli olmalıydı. Oysa Alekos o cehenneme asla Kreene'yi göndermezdi.
Cidden Atlas hiçbir şey olmamış gibi yaşayacaklarını düşünmüş, şu an oldukça yanıldığını fark etmişti. Ya birinin pasif-agresif hareketlerine maruz kalıyor, ya da başka birinin aşırı savunmacı davranışlarıyla yüzleşiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Hayatlar Krallığı (BL)
Fantasía"Beni dinle! Bazı büyük hatalar ikincisine gerek duymadan koskoca bir ömrü mahvedebilir. Ama çok daha küçük ve önemsizleri, bir domino taşı gibi yüzbinleri felakete sürükler. Biliyorum ilk taşı iten bendim. Ama bu sefer, göreceksin Kreene, el de ben...
