ÖN SÖZ

3.1K 27 2
                                    

         Nefretiya kısa tanımıyla aşırı mutsuzluk hali sonunda yakalanılan bir hastalık. Diğer anlamı da bu özelliğe sahip kişilerin kurduğu bir ülke. Biz, yani Nefretiya hastalığına tutulanlar aslında bilinen dünyada, normal kabul edilen şartlarda yaşamak için epey uğraştık ama beceremedik. Çalıştık ama istediğimiz yaşamı süremedik, sevdik ama kavuşamadık, çok şey umduk ama bulamadık. Çooookkkk üzüldük, çareler aradık ama olmadı. Önce hali kanıksadık çünkü elden gelen bir şey yok. Sonra da nefret ettik her şeyden. Her şeyin güzel veya çirkin olmasının hiç önemi yoktu bize göre, bizim olmaması yeterliydi bu duygu için. Yavaş yavaş da birbirimizi çekmeye başladık evrende ve yalnız olmadığımızı keşfettik, bundan da nefret ettik çünkü tek olduğumuzu sanmak gibi bir ayrıcalığımız kalmamıştı. Düşündük, taşındık ve dedik ki; Hep beraber farklı olalım! Çünkü insanın doğasında vardır bilinenlerin dışında olmak isteği. Tabii hemen ütopik ülkemizi kuramadık, hepimizin bir araya gelmesini bekledik bir süre. Meğer ne kadar çokmuşuz! İlk şaşkınlığı atlattıktan sonra sık sık bir araya gelip toplantılar yaptık. İçimizde en uygun olan kişiyi, yani Nefret'i kraliçe seçtik oy birliği ile. Ve 1. Nefret dedik unvanına! Muhteşem bir kadın, çok şey biliyor, okumuş, kültürlü bir de! Bilge bir yanı da var. Bu özelliği ile bizim bilmediğimiz şeylerden bile nefret ediyor, harika! En önemli meseleyi hallettikten sonra sıra ülkemizin kanunlarına sıra geldi ama hepimiz onlardan da nefret ediyorduk. İşte tam burada 1.Nefret, yine bilgeliğini ortaya koydu ve bizi bir araya topladı:

-''Sevgili halkım! Biliyorum kurallardan hoşlanmıyorsunuz ama bazıları gerekli huzur ve nefret içinde yaşamamız için! Öyle çok kanun olmayacak bu ülkede, yaşami özellik barındıran birkaç tane fazlasıyla yeterli!''

Bu konuşma bizi oldukça heyecanlandırdı, tam bize göre. Biz zaten o bir sürü kurallar yüzünden mutsuzduk biraz da! Ve konuşmayı dikkatle dinlemeye başladık.

1.Nefret:

-''Kısaca size birkaç kuralı söylüyorum, ana yasamız olacak bu kurallar:

1.Hiç kimse hiçbir varlığa zarar vermeyecek! (İnsan, hayvan, doğa) Cezası ağırdır bilesiniz ve affı yoktur! Eğer buna uymayan olursa doya doya ondan nefret etmek için!

''Yaşaaa! Nefret seni korusun, çokkk yaşaaa!'' diye bağırdık hepimiz heyecanla.

1.Nefret, devam etti sıralamaya:

-''Birbirimize nefret duygularımızı istediğimiz gibi açık açık söyleyebiliriz ama kavga dövüş olmayacak! İçimizdeki nefreti çoğaltmak için!''

-''Yaşaaaaa! Var ollll! Yaşaaa!'' diye memnuniyetle ikinci kuralı da kabul ettik.

1.Nefret:

-''3. Herkes kendine düşen görevi en güzel şekilde yapacak ki zorlanıp daha da nefret dolalım diye!

4.Yalan söylemek kesinlikle yasak! Doğruları duyalım ki nefretimiz bol olsun! Ayrıca şunu da belirteyim ki kuracağımız sistem ile yalan anında tespit edilecektirrrr!

5.Zaman kavramını kaldırıyorum! Gün, hafta, ay, yıl kullanılmayacak! İşten sonra, uyanınca gibi insanı durumlar kullanılacak. Geç kalmak veya erkenciliği ancak bu şekilde sağlayıp nefret ederiz her şeyden!''

6.Evlilikleriniz, en nefret ettiğiniz kişi ile ancak gerçekleşebilir! Gücümüzü korumak adına!

7.İnsani çizgiyi aşmayan her tür küfür, el işareti kullanılabilir tartışmalarda! Serbest!''

8.Nefret ettiğiniz kişi ile uzun uzun kavga etmek serbest ama taraflar birbirlerine zarar vermeyecek!''

Bu kurallar bizi aşırı rahatlatıyor ve alkışlıyoruz kraliçemizi: Yaşaaa! Çok yaşaaa! Nefret seni korusunnnn!

NEFRETİYA (Yetişkin.) Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin