Bu sabah uyandığımda farklı bir şeyler hissetsem de ne olduğunu anlayamıyorum. Yanımda uyuyan eşime ve çevreye bakınıyorum ama her zamankinden değişik bir şey göremiyorum. Fakat neden bu kadar huzursuzum? Ve yine ilginçtir ki karımdan önce uyanıyorum. Çabuk alışmıştım onun erkenden kalkmasına ve gözümü açtığımda mutfaktan gelen nefis kokuları duymaya. Kıpırdamadan yatıyorum biraz daha. Huzursuzum, rahatsızım daha fazla miskin miskin yatamam, kalkıyorum. Odamızın ufak penceresine yaklaşıyorum ve önce bahçeye, sonra gökyüzüne bakıyorum. Çok uzaklarda hafiften bir karaltı görüyorum ve bunu dün akşamki fırtınanın artığı olarak yorumluyorum. Bu, bir süre sonra yok olacaktır diyorum kendi kendime. Ardından bakışlarım, evlendikten sonra Gülümün astığı perdeye takılıyor. Kenarları işli ve hafif fırfırlı şirin bir şey, tam kadın işi. Onun estetik anlayışına da bayılıyorum. Çünkü önceden bana oldukça soğuk gelen kulübem onun sayesinde şimdi çok şirin ve sıcacık. Klasik deyişle, kadın eli değdiği oldukça açık. Şüphelerime karşılık bir şey bulamayınca bari erken uyanmışken ona bir sürpriz yapayım diyorum. Sessiz adımlarla mutfağa geçiyorum ama bu sırada salonda bizim elemanlara rastlıyorum. Kimi kuyruk sallıyor, kimi mırlıyor, kendi çapında sevgisini anlatmaya çabalıyorlar bana. Kapıyı açıyorum temiz hava gelmesi için. Ardından çaydanlığımı ocağa koyuyorum. Pasaklı ve Dertli bahçeye fırlıyor ve inler gibi bir viyaklama sesi çıkarıyorlar, gözleri havaya dönük. Yine içimdeki o endişe belirginleşiyor, verandaya çıkıp ben de onlar gibi gökyüzüne bakıyorum ama boşuna, göze çarpan bir şey yok. Belki var ama ben şimdilik göremiyorum. Kadınımla kendime tost yapmak geliyor içimden. Şöyle bol, hafif erimiş peynirli ve çok domatesli. Bahçemden domates, biber ve yeşillik topluyorum. Bu sırada gözüm iç güdüsel ikide birde çevreyi kolaçan ediyor. Oysa bu mis gibi sabahta oldukça keyifli olmam gerek. Ne soğuk ne sıcak müthiş bir sabah ve ortalık sıra dışı olacak kadar durgun. Sabahları hafiften esen yel yok. Mutfağa dönüyorum, işe girişmeden evvel canların yemeklerini veriyorum taslarında ama Çirkef sanki yattığı yerden kıpırdamak istemiyor. İri iri açılmış gözleri ve dik kulakları ile görünmeyen bir şeyi takip eder gibi. Tüyleri de hafiften kabarmış. Bu belirtileri genelde kendini savunduğunda gösterir. Yavrularına ön patileriyle sarılmış ve içinde yattıkları büyük sepetten çıkmalarını istemiyor, onlar kıpırdandıkça huysuzluğu artıyor. Gördüğüm bu tuhaf belirtiler üzerine mama tabağını hemen sepetin yanına bırakıyorum. Yavrular oburca saldırıyor mamaya ama o hala alarm halinde ve tedirgin. Arada bir havayı kokluyor. Aslında bana anlatmaya çalıştığı bir şey var ama ben henüz durumu çözmüş değilim. Gülümün bahçedeki fırında pişirdiği ekmekten kocaman dilimler kesiyorum. Arasına peynirleri, domatesleri ve birkaç dal maydanozu sıralıyorum. Eski bir tencereyi bozup kendi icat ettiğim acayip tost makineme koyuyorum ekmekleri, çayı demliyorum. bol söğüş hazırlıyorum, son mahsul marmelatımızdan çıkarıyorum bir kase ve dün içeriye aldığımız masamızı hazırlamaya başlıyorum. İçimden bahçede oturmak gelmiyor. Bu, bir ön sezi olabilir mi? Kararsızım, bunu ilerleyen saatler gösterecek.
-''Tatlım sen neden kendini yoruyorsun? Ben hazırlardım kahvaltıyı!'' diyen karımı görüyorum birden karşımda. Ona normal görünmeye çalışıyorum, onun da tedirgin olmasına hiç gerek yok.
-''Ne demek! Ben yorulmuyorum, zevk alıyorum sana bir şeyler yapmaktan. Haydi yüzünü yıka da gel, tostlar olmak üzere!''
-''Tost yaptın ha, harika!''
-''Ben senin gibi börek, çörek yapamadığım için ben de bunu yaptım.''
-''O şey ne?'' diye tuhaf tost makinemi işaret ediyor bana.
-''Benim icadım! Eski tenceremi atmak istemedim. Kapağını ve tabanını düzleştirdim ve işte makinem! Ocağın üzerine koyuyorsun, işlem tamam!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİYA (Yetişkin.) Tamamlandı.
Ciencia FicciónBiz bir süre bilinen dünya içinde yaşamış ve asla umduğunu bulamamış insanlarız. Yakalandığımız sendrom da belli: Nefretiya! Anlamı, yaşamda umduğunu bulamayan kişilerin yaşadığı aşırı mutsuzluk hali ve onun sonucunda ortaya çıkan değişik bir hastal...