ÇİLEK REÇELİ

2.4K 5 1
                                    

          O günkü dersim benim için oldukça azap verici, öğrencilerim için ise çok şaşırtıcı ve dehşet dolu. Yüzlerindeki ifadeden yaşadıkları karmaşayı anlayabiliyordum. Kötü bir masal gibi hiç nefes almadan beni dinlediler. Çünkü o güne dek öğrendiklerinden çok farklı ve iğrenç şeyler duymuşlardı benden. Belki abarttığımı bile düşünmüşlerdir ama hepsi tamamen gerçek.Dersin sonunda sorusu olan var mı diye sorduğumda hepsi suskundu. Sanırım öğrendiklerini sindirmeye uğraşıyorlar. Bu genç yaşlarında onlara böyle kötü bir duyguyu yaşattığım için çok üzgünüm ama bu ülkenin geleceği oldukları için hazırlıklı olmaları şart. Gafil avlanmalarını istemiyoruz çocuklarımızın kötülüğe. Haftaya kadar anlattıklarımı düşünmelerini ve yorumlamalarını istiyorum onlardan. Bir dahaki ders ben onları dinleyeceğim, yani konu ile ilgili düşüncelerini ve hatta önerilerini. Onların bu bir hafta içinde çok farklı açılardan bir değerlendirme yapacaklarına eminim çünkü her jenerasyonun yaşama bakışı oldukça değişik. Bu çocuklar o kadar güzel düşünüyorlar ki bazen biz yetişkinlerin aklına gelmeyen detayları görebiliyorlar, güveniyorum onlara. Onlara iyi günler dileyerek ayrılıyorum sınıftan ama eminim ki şu an beyinleri durmadan çalışıyor konu hakkında. Müdür dostumun yanına uğrayıp onunla da vedalaşıyorum haftaya kadar. Adam beni şaşırtacak kadar bana minnet dolu. Oysa kendileri de eski dünyayı biliyor ve anlatabilir. Onlardan birinin anlatımı ile benim anlatımım arasında ne fark olduğunu düşünüyorum ve bir şey bulamıyorum. Sanırım iş yüklerinin yoğunluğundan beni tercih ettiler. Gerçekten de sağlam çalışıyorlar eğitim konusunda. Onları canı gönülden takdir ediyorum. Bunu anlayınca da içimdeki sitem kayboluyor, çorbada benim tuzum da olsun!

          Okul kulübesinden çıkıyorum, omuzlarımı kaldırıyorum soğuğa ve yağışa karşı. Bu büzülmüş halimle , dallara tüneyen kargalara benziyorum. Tipinin içinde göğe bakıyorum, görüş kalitesi çok kötü ama gaaaak seslerinden onların içinde de benim gibi inatçı tipler olduğunu anlıyorum. Tek tük görünseler de her yerdeler. Yoluma devam ediyorum. Karımı nasıl da özlediğimi duyuyorum içimde. Kulübeme vardığımda ona da ders verebilirim. Tabii onunki biraz farklı bir ders olacak. Öncesinde karnımı doyurmam gerek, çok açım. Sanki Gül'ün hamilelik iştahı bende de var. Ama bir yerde okumuştum, erkekler de psikolojik olarak eşlerinin gebelik sürecinden etkilenirmiş. Ben de onun gibi doymak bilmeyen bir iştaha sahibim artık. Demek ki okuduklarım doğruymuş. Hayallerime devam ediyorum yürürken. Yemekten sonra güzel bir yatak keyfi yaşarız, ardından bir süre uyuruz.Bunları düşünmek bile beni mutlu ediyor. Ne hoş tasasız bir ülkede yaşamak! Ye, iç, biraz çalış ve yaşamın tadını çıkar. Önceden istesem bu kadar güzelini hayal dahi edemezdim. Kulübemizi görüyorum uzaktan. Bacasından çıkan duman orasının bir yuva olduğunu gösteriyor. Ev, tek başına sadece bir binadır, aile anlamına gelmez. Anne, baba ve çocuklar ile aile olabilir, tabii sevgi en olmazsa olmazı. 

-''Dostummm ne haber?!'' diye bana sesleniyor Can. Artık evimin dibindeyim ve bundan oldukça neşeliyim, bu ruh halim ile dostuma sevinçle karşılık veriyorum:

-''Selammmm, iyidir dostum, okuldan dönüyorum!''

Can, çizmeleri ile karalara bata çıka bana yaklaşıyor, bu havada bahçede ne yaptığını anlayamıyorum, belki bebeğin sesinden kaçmıştır.

-''Evet, geçen söylemiştin. Nasıl geçti ilk ders?''

-''Fena değil ama çocuklara çok üzülüyorum duyduklarından dolayı.''

-''Hayat acımasız dostum! Eğer onları hazırlamazsak yarınlara asıl o vakit onlara kötülük yapmış oluruz.''

-''Yani ama insan acıyor onlara. Neyse yine de, sen ne yapıyorsun?!!

-''Su bize yemek yapacak, ambara gidiyordum seni gördüm. Bildiğin gibi her şey ama bir değişiklik var tabii.'' derken sevinçli ama susuyor sanki beni meraklandırmak için. Ben de ona istediğini veriyorum:

NEFRETİYA (Yetişkin.) Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin