YALAN SİSTEMLERİ

2.3K 7 4
                                    

         Kalbimi yeniden nefretle attıran Nefretgül sayesinde uykularımı kaybediyorum. O sabah da erkenden ayaktayım. O bu ülkeye geldiğinden beri bir yenilik var artık hayatımda. Yataktan çıkınca ilk işim penceremden onun kulübesine bakmak oluyor. Bu bana acayip dehşet hissi veriyor. Ardından duşumu alıp kahvaltımı hazırlıyorum. Onun evini gören penceremin önüne koyduğum ufacık masamda kahvaltımı yapıyorum ve yine aynı şekilde onu düşüne düşüne kahvemi içiyorum. Birkaç gün içinde vazgeçilmez ritüelim oluyor bu, sanki onsuz gün başlamıyor ve ben her doğan günden nefret ediyorum ülkedaşlarım gibi. Yalnız bu sabah pek aç değilim, o yüzden hemen kahve faslına atlıyorum. Masama geçip kahvemi yudumlarken Nefretgül dolu düşlere dalıyorum. Kendi içimde rahatlıyorum bir şekilde. Bu sırada patili dostum Çirkef yanıma geliyor, önce beni yoklar gibi yüzüme bakıyor ve sonunda kucağıma atlayıp başını göğsüme dayıyor. Çirkef ölmek üzereyken ülkemize sığınan bir kedi. Alacalı bulacalı renkleri, yeşil gözleri ama en önemlisi eski dünyamın insanlarından daha insan ve anlayışlı. Mırıldamalar eşliğinde daha çok sokuluyor bana, sırtını ve başını okşuyorum. Bir şekilde konuşmadan anlaşabiliyoruz onunla ve onu ölüm noktasına gelene dek görmeyen insanlardan nefret ediyorum. Ülkemizin şifacısı Nefrot'un engin deneyimi ve bilgileri sayesinde Çirkef yeniden yaşama tutundu. Ve onu ilk gören ben olduğum için beni seçtiği kabul edildi ve üzerime kayıt edildi. Şikayetçi de değilim bundan. Çünkü ona baktıkça normal dünyanın zalimleri hiç aklımdan çıkmıyor ve tüm kalbimle onlardan nefret ediyorum. Çirkef tedavi sonrasında uyuz bir kedi halinden çıkıp muhteşem bir kediye dönüştü. Aynı zamanda müthiş bir avcı. Bahçedeki zararlıların baş düşmanı.Ama benimle yaşayan tek pati Çirkef değil. Bir de Pasaklı var. Onu da arka bahçede yavruyken bulmuştum. Çok iyi biliyorum ki kötü insanlar, bu yavruları annelerinden ayırıp ıssız yerlere bırakmayı çözüm sanıyorlar. İnsanlığınıza tüküreyim ben sizin! O da beni seçtiği için o da benim üzerimde görünüyor ve ondan ben sorumluyum. Pasaklı birkaç ayda kocaman bir şey oldu. Sanırım melez. Atılma nedeni bu da olabilir. Golden ile sokak köpeği arasında bir şey. Ve o kadar sadık ki! Bahçeyi bekler, evi bekler, ben uyurken beni bekler, kısacası bilinen dünyada böyle vefalı bir dostum olmadı benin hiç. Çirkef ile arada bir dalaşsalar da genelde iyi anlaşıyorlar. Ve benim ev halkımın en hakikatlileri oluyorlar. Çirkefin sırtını okşamaya devam ediyorum ama onda bir hareketlenme oluyor. Birden yattığı kucağımdan masaya atılıyor ve kulaklarını dikkatle dikleştiriyor ve eğilip benim görmediğim bir şeye bakıyor. Bahçeye baktığımda Pasaklı'yı görüyorum, Pasaklı tahta çıtalardan yaptığım bahçe kapısının yanında kuyruğun sallayıp alışılmadık sesler çıkarıyor ama ben yine göremiyorum ne olduğunu. Bunun üzerine yerimden kalkıp bahçeye çıkıyorum. Pasaklı hemen yanıma koşarak geliyor, kuyruğunu sallıyor ve iniltiye benzer sesler çıkarıyor ve yine kapının yanına koşuyor. Bana göstermek istediği bir şey var. Kapıya yaklaştığımda karnındaki büyük yarası ile can çekişen bir patili görüyorum. Titriyor, ağzının kenarından salyalar akıyor ve çok acı çektiğini anlatan bakışlarını bana çeviriyor. Hemen onu kucağıma alıyorum ve şifacı Nefretot'un kulübesine koşuyorum, bir yandan da ona sesleniyorum:

-''Nefretot çabuk, durum acil, Nefretotttt!''

Nefretot bir süre sonra uzun, beyaz sakallı yüzü ile kapıda görünüyor. Upuzun boyu ve kuru bedeni ile yanıma koşuyor. Yılların işareti kırışık dolu yüzü, gördüğü acıyla bir çizgi daha kazanıyor sanki.

-''İçeri getir, haydi acele et!''

Onunla beraber telaşla onun kulübesine giriyorum.

-''Şuraya yatır usulca!'' diyor bana uzun ve dar masayı göstererek. Kucağımda inleyen hayvanı nazikçe masaya bırakıyorum. Nefretot, önce onun başını okşuyor dost olduğunu belirtmek ve onun kendine güvenini kazanmak için. Ardından küçük bir tasa koyduğu suyun içine tezgahtaki bir sürü, irili ufaklı kavanozlardan birinden aldığı birkaç kuru yaprağı koyuyor, parmağı ile suyun içinde hafifçe eze eze karıştırıyor. Ardından bu karışımı köpeğe içiriyor. Hayvan onu anlamış gibi oldukça uysal, suyu içiyor. Ben bekliyorum neler olacağını, daha doğrusu bu canı kurtarabilecek miyiz diye kıvranıyorum. Bu sırada yavaş yavaş köpeğin titremeleri duruyor, gözleri kapanıyor, olduğu yerde kalıyor, çok korkuyorum:

NEFRETİYA (Yetişkin.) Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin