Merkür Retrosu (bxb)

üç

Şaşkın bir tavırla bir ona, bir uzattığı eline baktım. Gözleri gözlerimdeydi. Kalın dudakları gerilmiş, geniş bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu. Elimi uzatmazsam onu kızdırabileceğimi düşünüp zor da olsa toparlandım ve parmak uçlarını tuttum.

Bu durumdan memnun olmadığım her şekilde kendini belli ediyordu.

"Deniz." dedim sadece.

"Deniz." diye mırıldandı. Hoşuna gitmiş gibi daha çok gülümsedi.

Bu tuhaf anın içinde daha fazla bulunmak istemediğim için korka korka da olsa sinirli ama aynı zamanda çok şaşkın duran Ahmet'in kolunu tuttum. Kutay denen çocuğa öldürecekmiş gibi öfkeyle bakarken benim rica eden gözlerimi görünce arkasını döndü ve birlikte yürümeye devam ettik.

"Sen... Sen onu nereden tanıyorsun?" dedi Sezen hala şokun etkisindeyken.

"Tanımıyorum." diye mırıldandım Ahmet'e bakarak.

Öfkeyle dişlerini sıktı.
"Orospu çocuğu okulun sahibi olmasa elimde kalırdı da..."

Koluna sarıldım.
"Tamam sakin ol. Lütfen unutup geçelim az önceyi konuşmayalım üstüne."

"Nasıl konuşmayalım ya sen manyak mısın? Okulun popüler çocuğu bizzat seninle tanış-"
İkimiz aynı anda bakışlarımızı Sezen'e öyle bir çevirdik ki hemen sustu.

Sınıflara dağılacağımız sırada Sezen Ahmet'in sınıfına bakıp kaşlarını kaldırdı.

"Siz aynı sınıfta mısınız bu çocukla?"

"Öyle miymişiz?" dedi ilgisiz bir şekilde.

"Baksana."

Kutay, Ahmet'in sınıfının kapısına yaslanmış bize bakıyordu. Sanırım bize değil, bana. Bakışları direkt üstümdeydi. Kollarını birbirine geçirmiş yine gülümsüyordu.

Sınıfın yanından geçen kızlar hayranlık ve aşkla ona bakarken yine hiçbirine aldırmıyordu.

"Bir bu eksikti amına koyayım. Kesin yanacak burs..." dedi Ahmet omzunun üzerinden ona bakarak.

Kaşlarımı kaldırdım ve koluna dokundum hafifçe.
"Sen gidersen biz de gelmek zorunda kalırız. Kimseyle kavga etme lütfen."

Ahmet kısa bir an yüzüme baktıktan sonra yanımızdan ayrılıp Kutay'ın yanından geçerek sınıfa girdi. Kutay Ahmet'i ciddi anlamda umursamıyordu sanırım çünkü geçip giderken bile bana bakmaya devam etmişti.

Bakışlarından korkuyordum. Sebebi gözlerindeki sertlik falan değildi. Hatta hiç sert bakmıyordu ama korkuyordum. Ayrıca bana neden baktığını bilmiyordum.

"Bu çocuk sana bakıyor." dedi Sezen yeni anlamış gibi.

Bakışlarımı ona çevirip ofladım ve omzundan ittirerek sınıfımıza girdim.

Gün içerisinde Sezen'in ardı arkası kesilmeyen sorularına maruz kalmıştım.

————

Yorucu bir okul gününün ardından çantamı omzuma asıp Ahmet'in yanından yürüyerek binadan çıktım. Bugün yaşanan tatsız olaydan sonra Sezen hiç yaşanmamış gibi heyecanla bir şeyler anlatmış, Ahmet surat asıp durmuş ve ben de ona bağlı olarak üzülmüştüm.

Eve girdiğimde annem çalıştığı için evde olmadığından yalnızca odama girip biraz dinlendikten sonra o gelene kadar ders çalıştım.

Annem geldiğinde de beraber yemek yedik,çay içtik sonrasında da film izledik. Saat çok da geçmeden yanaklarından öpüp yatağıma girdim.