Merkür Retrosu (bxb)

on altı

Kutay: Merkür Retrosu iyi akşamlar

Nasılsın? (16.03)

Deniz: İyi akşamlar, iyiyim sen nasılsın? (16.43)

Kutay: Çok iyiyim sağ ol (16.43)

Sana bir teklifle geldim

Kutay yazıyor...

Deniz: Hayır

Kutay: Bir duysaydın

Önyargılı bir insan oldun iyice Deniz'im...

Deniz: Biraz galiba...

Ne teklifi?

Kutay: Bize gelsene

Deniz: Neeee

Ne diyorsun sapık

Hoşt

Engelliyorum

Kutay: LAN

HAYIR ASLA ÖYLE DEĞİL

Bize gel derken hani şey demek istedim

Evde parti vereceğim de sensiz olmayacağını düşündüm

Deniz: Evde parti mi?

Hmm

Bilmem

Gelemem sanırım

Kutay: Nedeen :(

Deniz: Kalabalık olacaktır, ben pek hoşlanmıyorum öyle yerlerden

Kişisel algılama yani gerçekten doğum günü partilerini bile fazla sevmem

Kutay: Bari benim için gelseydin

Deniz: Amacım seni üzmek değildi

Gerçekten değildi

Sadece pek istemiyorum

Kutay: Üzülmedim zaten Deniz'im

Sen bana sadece mutluluk verirsin ne üzüntüsü

Anladım ben seni

Gelsen çok sevinirdim

Deniz: Üzgünüm, sana iyi eğlenceler dilerim umarım güzel geçer parti

Kutay: Ben seni getirmesini biliyorum aslında amaaa-/

Teşekkür ederim

Hazırlık için gitmem gerek

Seviyorum seni Merkür Retrosu

Deniz: Rica ederim

Kutay: :)

————

"Nereye gidiyorsun Deniz?"

"Ne yapacaksın Ceylin."

"Tabiki peşinden geleceğim nereye gittiğine göre."

Göz devirip ellerimi birbirine sürttüm.
"Ahmet'in yanına."

"Geliyorum!" deyip hızlıca ayağa kalktı.

İçimden her ne kadar öfke dolu sözler söylesem de yüzüne tip tip bakmaktan başka bir şey yapmadım.

Ahmet'in sınıfının kapısından içeriye girerken bir anda çıkmak üzere olan Kutay'a çarpınca afallayarak başımı kaldırdım.

Mavi gözlerini gözlerime dikip yine gülümsedi. Yüzüme iyice yaklaşıp tam hizama gelecek şekilde durdu.

"Merkür Retrosu, bu sefer sen mi bana geldin?"

Somurtup parmağımı alnına koydum ve hafifçe ittirdim.
"Sana gelmedim."

Kaşlarını kaldırıp doğruldu.
"Ahmet'e mi geldin?"

"AHMET!" Ceylin bizi ittirip bağırarak içeriye girdiğinde kaşlarımı çatıp onun ardından baktım.

Ahmet'in bir kızla oturduğunu gördüm. Elindeki kalemi sıkıp şaşkınlıkla Ceylin'e baktı.

"Ceylin?"

"Ahmet!"

"Ne oldu Ceylin?"

"Ahmeeet!"

"Lan deli misin nesin ne bağırıyorsun duyuyorum seni."

Kaşlarımı çatmış ikisini izlerken Kutay da başını onlara çevirmişti.

Ceylin'in kıskandığını biliyordum çünkü yan yana oturduklarını görünce ben de çığlık atmak istemiştim.

"Ha duyuyorsun?" dedi Ceylin ellerini beline koyarak.

Ahmet anlamayarak kaşlarını çattı.
"Evet."

"Duyduklarını anlayacak bir beynin de var yani?"

"Ne demek istiyorsun?"

Sarı saçlarını geriye atıp hırsla konuştu.
"Anlamamazlığa vuruyorsun o zaman."

Ahmet yüzünü buruşturdu.
"Ya Allah belamı versin ki hiçbir şey yapmadım ne diyorsun yemin ederim anlamıyorum."

Ceylin bir şey söylemeden başını bana çevirdi.

Ahmet anlamasa bile ben Ceylin'in aslında sevdiğini belli edecek şeyler yaptığı halde Ahmet'in ona doğru dürüst olumlu veya olumsuz bir şeyler yapmamasının üzüntü ve sinirini yaşadığını anlıyordum.

Ceylin sevgisini belli edebildiği, en azından bir ihtimali olduğu için şanslıydı. Benim aksime.

"Merkür Retrosu, parti işini düşündün mü?" dedi Kutay ikisinde olan görüş açıma girerek.

Gözümü zar zor ona çevirdim ve başımı iki yana salladım.
"Gelmem herhalde."

Sırıttı. Arkasını dönüp Ahmet ve Ceylin'in yanına yürüdü.

"Ahmet akşam benim evimde parti var. Siz de gelin." dedi gözlerini benden ayırmadan.

Ne yapmaya çalıştığını anladığımda bu şeytani tarafı yüzünden kaşlarımı hayretle kaldırdım.

Ahmet gözlerini kıstı düşünür gibi.
"Yani şimdi gelelim de... Bilmiyorum nasıl olur?"

"Güzel olur, gelin siz. Ceylin sen de geleceksin zaten."

Ceylin hızlıca başını salladı. Kutay'ın yüzüne bakarken arkadaşça bir tavırla yüzünün ışıldadığını görüyordum.

"Gelelim o zaman." dedi Ahmet Ceylin'in de geldiğini duyunca.

Kutay arkadaşlarım olmadan hareket etmeyeceğimi iyi biliyordu. Sezen sevgilisi için Ahmet de en çok Ceylin için o partiye gidecekti.

Kutay sırıtarak yanıma geldi. Çalan zilin sesi kulaklarımı uğuldatırken meydan okuyan bir tavırla kaşlarımı çattım.

"Sen varya... Çok şeytan bir şeysin." dedim hayretle.

"Konu sensen, her şey olurum."

————

ilham gelmiyor, ilham gelmiyor...