Partiye gitmemiştim.
Ahmet ve Sezen'in tonlarca ısrarlarına ve annemin mesaiye kalmasıyla hazır olan ortama rağmen Kutay'a olan inadım ağır basmıştı. Açıkçası bir yandan da gerçekten evden çıkmak istememiştim.
Asıl kafamı karıştıran ve sesli sesli düşünmeme sebep olan konu Ahmet'i Ceylin'den kıskanıp da neden gitmediğimdi.
Bir yanım gitsem bile bir şey yapamayacağımı söylerken diğer yanım içten içe yan yana gelmelerini bir şekilde umursayamıyordu.
Sanırım artık Ahmet'in doğru dürüst birisiyle birlikte olmasını istiyordum. Bu kişinin ben olmayacağı fazlasıyla belliydi, en azından iyi birisi olmalıydı.
Her ne kadar bu durum fazla can sıkıcı olsa da insan sevmeyince sevmezdi.
Kaynayan suyun içine makarnayı döktükten sonra şortumun cebindeki telefonu çıkarıp saate baktım. Tekrar cebime bırakıp dolaba eğildiğim sırada çalan zille birlikte doğruldum.
Ahmet ve Sezen partiye gideli baya oluyordu. Onlar gelmiş olamazdı. Annemin mesaisinin erken bittiğini düşünerek mutlulukla kapıya koştum. Akşam yemeklerini mümkün olduğunca çok annemle birlikte yemek istiyordum.
Kapıyı hızlıca açtığımda gördüğüm kişi büyük bir şok geçirip bilinçsizce kapıyı yüzüne kapatmama sebep oldu. Şaşkınlıktan aralanmış dudaklarım ve koskocaman olmuş gözlerimle kapalı kapıya bakarken kapı yeniden çaldı.
"Merkür Retrosu gün geçtikçe daha kaba oluyorsun!" diye bağırdı.
Hızlıca kapıyı tekrar açıp rüyada mıyım yoksa gerçek mi anlayabilmek için koluna dokundum.
"Sen... Sen nereden çıktın Kutay?"
"Sen gelmedin, ben geleyim dedim." dedi melül melül bakarak.
Yanaklarımın kızardığını hissettiğimde gözlerimi kırpıştırıp yüzüne baktım bir süre.
"Nereden buldun evimi?" dedim kapının arkasından kötü kötü yüzüne bakarak.
Sanırım kötü bakışlarım onu hiç etkilememişti çünkü öyle bakınca dişlerini sıkıp gülmeye başlamıştı.
"Gülme! Nereden buldun evimi?"
Rahat bir tavırla omuz silkti.
"Babamın öğrenci kayıt dosyasından.""İyice haydut oldun Kutay!" diye bağırdım sinirle.
"Ama sen gelmedin. Seni görmem gerekiyordu."
"Hayır gerekmiyordu."
"Buna sen karar veremezsin." dedi çenesini kaldırıp yalancı bir kızgınlıkla.
Her ne kadar sinir bozucu olsa da evime geldiyse bir misafire davranmam gerektiği gibi davranmalıydım. Bu yüzden kapının önünden çekilip yüzüne dik dik bakarak eve girmesini işaret ettim.
Sırıtarak içeriye doğru bir adım attığında elimle onu durdurdum.
"Ayakkabıyla eve giremezsin."
Annem beni çırpardı.
"Ha doğru." dedi ve sırıtmaya devam edip ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeriye girdi.
Etrafa meraklı ve belki de biraz çekingen gözlerle baktıktan sonra gözlerimiz yeniden buluştu. Altımdaki birinin görmesi için biraz fazla kısaydı bu yüzden üstümdeki tişörtü hafifçe çekiştirdim.
"Sen... Şey yap... Oturma odası buranın sonundaki oda. Birkaç dakika beni bekle üstümü giyinip geleceğim."
Rahatsız halimi gördüğünde zaten gözlerimde olan bakışlarını hiçbir şekilde aşağı indirmeden başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merkür Retrosu (bxb)
Teen FictionBurslu bir çocuk, kolejin kötü çocuğuyla tanışırsa ortaya çıkacak hikaye diğerlerinden pek de farklı olmazdı. Yani, sanırım olmazdı.