Midem bulanıyor. Gitmem gerek. Kavga çıkacak.
Karnımı tutarak kavgayı bekleyen kalabalığın arasından hızlıca sıyrıldım ve dizlerim titreye titreye okul bahçesinden çıktım. Ahmet'in arkamdan geldiğini ve koluma dokunmaya çalıştığını hissettiğimde gözlerimi kapattım.
Atak geçireceğimi anlamış olacak ki kalabalıktan zar zor sıyrılıp endişeyle yanıma gelmişti.
Bir şey söylemeden başımı ellerinin arasına aldı. Elini omzuma sararak her okul saatinde orada bekleyen otobüse doğru yürüdü.
"Deniz!" Kutay'ın sesini duymak bana iyi gelmedi.
Gözlerimi daha sıkı yumup elimi iyice ağzıma kapattım. Kusacak gibi hissediyordum.
Bu da yetmezmiş gibi Ahmet ellerini üzerimden çekti ve Kutay'ı sertçe geriye ittirdi.
"Siktir git lan! Siktir git! Git kimi dövüyorsan döv, çocuğu rahat bırak."
"Deniz neden öyle bakıyorsun? Karnın mı ağrıyor?" dedi Kutay Ahmet'i yine es geçerek.
Ona bakmaya tenezzül etmeden Ahmet'in ellerine sarıldım. Ahmet beni eskisi gibi kolunun altına aldı ve otobüse bindi.
————
"İlaca gerek var mı?" diye sorduğunda uzattığı suyu içerken başımı iki yana salladım.
Derin bir nefes verdi. Kendimi daha iyi hissediyordum. En azından midem bulanmıyordu.
"Anneme söylemesen olur mu Ahmet? Bir de beni kafaya takıp üzülmesin."
İstemeye istemeye başını salladı.
Bir adım üzerime doğru yaklaşıp yanaklarımı kavradı.
"Korktum lan. Birden kavga çıkınca hemen sana bakındım ama bulamadım. Ödüm koptu sana bir şey olacak diye."
Onun karşısında ağlamayı sevmediğim için gözlerim dolmasın diye kendimi sıkarken gözlerimi kırpıştırdım.
"Sağ ol. Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum."
"O nasıl söz oğlum. Sen benim kardeşimsin lan. Seni asla öyle bir durumda yalnız bırakmam."
Normalde bana her kardeşim dediğinde yüreğimden bir şey akıp giderdi ama ilk kez rahatlamıştım.
Yüzümü buruşturdum.
"Bu okulun öğrencileri iğrenç.""Öyleler. Bence sen o itle konuşma bir daha. Orospu çoçuğu birden sana da saldırır..."
Bir şey söylemedim. Tekrar o ana dönmek istemiyordum.
Yaşadığım şeyler üzerimde ağır bir travma bırakmıştı. Ne zaman yanımda bir kavga olsa atak geçiriyordum. Şiddet içeren filmleri bile izleyemiyordum, sevmiyordum. Normalde bu kadar elim ayağım titremezdi fakat psikolojik olarak alışık olmadığım bir ortamda, uzun bit aradan sonra ilk kez böyle bir olayı canlı görmüştüm.
Ahmet bunu öğrendiğinde çocuk yaşımızdan itibaren beni her türlü kavgadan uzak tutmaya çalışmıştı. Ne zaman mahallenin çocukları kavga eder şekilde diklenmeye başlasalar Ahmet beni bilyelerle, taşlarla oyalamaya çalışırdı.
Sezen de bunun için çabalıyordu ama Ahmet'e olan güvenim farklı olduğundan daha çabuk sakinleşiyordum.
Yine tamamen sakinleştiğime emin olduktan sonra evden ayrıldı. İğrenç günün tüm etkisini üzerimden atabilmek adına duşa girdim.
————
"Efendim anne?"
"Heh annem, ben gece mesaiye kalacağım. Sen Ahmetler'e git olur mu oğlum? Yalnız kalma. Ben Gülay Teyzeni de aradım, yemek de yemediysen onlarla şey yaparsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merkür Retrosu (bxb)
Teen FictionBurslu bir çocuk, kolejin kötü çocuğuyla tanışırsa ortaya çıkacak hikaye diğerlerinden pek de farklı olmazdı. Yani, sanırım olmazdı.