otuz beş

18.1K 1.3K 551
                                    

Günler biraz daha ilerledi. Dersler ağırlaştı ve sınav haftası araya girince balo sınavlardan sonraki hafta karneden biraz önceye ertelendi. Herkes bunu konuşuyordu. Aslına bakarsanız gitmeye gerçekten pek gönlüm olmazdı normalde ama Kutay olduğu için gitmek istiyordum.

Annem yeni işine başlamıştı. Eve mutlu girip mutlu çıkıyor sürekli işini övüyordu.

Sezen, Kutay ve Ceylin'le aram iyiydi. Hatta Kutay'la aram sanki gün geçtikçe daha iyi oluyordu. Birlikte fotoğraflar bile çekmiştik.

Yine sıradan bir okul gününün son saatlerindeyken çantamı toparladım ve dersten odağımı kopararak çalan zille beraber ayağa kalktım. Sezen'le yürüyerek çıkışa ilerlerken Kutay'ın elini omzumda hissettim.

"Okuldan sonra ne yapacaksın Merkür Retrosu?" dedi mavi gözlerini üzerime dikerek.

Dudaklarımı büzdüm.
"Hmm. Bilmem ki, eve gider ders çalışırım sanırım."

"Sınavlar bitmemiş miydi?"

"Bitti ama üniversite için şey yapacağım."

"Hım, bir gün çalışmaya ara verme şansın yok mu?"

Bu sırada bahçeye inmiştik.

"Neden ki?"

"Birlikte bir şeyler yapsak olmaz mı?"

Kaşlarımı hafifçe kaldırdım. Heyecanlanmıştım.
"Ne gibi?"

"Bize gidelim mi?" dedi gülümseyerek.

Gözlerimi büyülttüm. Şakayla karışık kaşlarımı çattım.
"Aaa sapık mısın sen be?"

Büyük bir kahkaha attı.
"Ne alakası var? Sensin sapık, aklın fikrin nerelerde." dediğinde dudaklarım o şeklini alırken hızlıca omzundan ittirdim.

"Kutay ya!"

"Tamam tamam bir şey demiyorum. Gelecek misin?"

Yanımda telefonuna bakan Sezen'e baktım.
"Anneme sormam lazım."

"Tamamdır sen sor o zaman."

Bahçenin ortasında durduk. Telefonumu çıkarıp annemi aradım. Birkaç çalışta açtı ve ben biraz şirin bir ifade takınmak zorunda kalsam da izin almayı başardım.

Telefonu kulağımdan ayırıp hafifçe gülümsedim.
"İzin alabildim."

"Çok iyi!" dedi heyecanlı bir şekilde.

Haber vermek için Sezen'e döndüm ama o bana dil çıkarıp koşar adım durağa yanaşan otobüse yürüdü. Arkasından sadece hafifçe güldüm. Bazen konuşamasak bile anlaşmamızı seviyordum.

Bu sefer Kutay'a döndüm. Belli etmemek için çabalıyordum ama gerçekten heyecanlıydım. Montumun fermuarını tutup gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktım.

"Ne yapacağız?"

"Arabaya gidelim. Eve geçince ne yapacağımızı düşünürüz olur mu?"

Hızlıca başımı salladım. Mavilerinin içi gülerken beni yine kolunun altına aldı. Ne yapacağımızı kafasında belirlediğini az çok tahmin ediyordum. Ben heyecanlıysam o benden de heyecanlıydı onu da biliyordum.

Birlikte yürürken çatık kaşlarıyla çıkışa yürüyen Ahmet'le karşılaştık. Beni görünce kaşları gevşedi ve göz kırpıp gülümsedi. Ben de hafifçe gülümsedim.

Kutay bunu gördü mü diye ona baktım. Muhtemelen görmüştü ama ifadesinde herhangi bir değişiklik yoktu. Bu kadar anlayışlı olması beni öyle mutlu ediyordu ki. Bazen ufak şeyleri stres yapıp acaba kızar mı diyordum ama o benim yüzüme gülümsüyor sorun olmadığına ikna ediyordu.

Merkür Retrosu (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin