Teneffüs zilinin çalmasını fırsat bilerek sıramdan çabucak ayrıldım. Sezen sınıftaki birkaç kızla konuştuğu için aralarına girmek istememiştim. Kravatımın ucunu sıkarak Ahmet'in sınıfının önünde durdum. Onların dersi de yeni bitiyor olmalı ki tarih öğretmenleri aceleci bir tavırla sınıftan çıktı.
Başka birinin sınıfına girerken her ne kadar gergin hissetsem de içeride Ahmet'i göreceğim gerçeği gerginliğimi alıyordu. Sanki sabah okula beraber gelmemiş, önceki teneffüs birlikte oturmamışız gibi...
İçeriye girdiğimde Ahmet'ten önce beni fark eden Kutay olmuştu. Rahat bir tavırla elini kolunu yayarak oturduğu en arka sırada beni görür görmez doğruldu. Normal duran ifadesi yine sırıtışa döndü.
"Beni görmeye mi geldin?" diye laf attı.
Burnumu kırıştırdım ve ona cevap vermeden Ahmet'in yanına yürüdüm. Sınıftaki birkaç kişi gülmüştü. Kutay sürekli anlamsız yerlerde bana konuşmak için laf attığından ve çoğu zaman arkamdan yürüdüğünden okuldakiler beni de tanımaya başlamıştı. Bu beni memnun etmiyordu.
Ahmet beni görünce konuştuğu arkadaşlarıyla her neyden bahsediyorlarsa artık sustu. Ufak adımlarla yanına yürüdüm ve boştaki sıraya oturdum.
"Sezen nerede?" diye sordu.
"O kızlarla konuşuyordu, bölmek istemedim."
"İyi yapmışsın."
Ona gülümsediğim sırada arkamızda oturan çocuklar Kutay yanlarına gelip bir bakış attığında ayağa kalktılar. Mavi gözlerini üzerime dikerek elini yanağına yasladı ve yakın bir mesafe içerisindeyken tebessümle beni izlemeye başladı.
"Yine mi?" diye sordum oflayarak.
Sırıttı.
"Ne yine mi?""Neden her gittiğim yerde dibimdesin ya? Gözlerin de heep üstümde." dedim kaşlarımı çatarak.
"İzlemek hoşuma gidiyor." deyip omuz silkti.
Ahmet göz devirdi.
"Sapık mısın oğlum? Ne izleyip duruyorsun çocuğu?"Ahmet her ne kadar Kutay'a agresif laflar atsa da Kutay sanki o hiç konuşmuyor, nefes almıyor gibi davranıyordu. O yok saydıkça Ahmet daha çok sinirleniyordu.
Ahmet'in dizine dokundum.
"Hadi gidelim, boş ver."Biz ayağa kalktığımızda Kutay da ayağa kalktı.
Hızlıca ona döndüm.
"Gelme!"Diyecek bir şey bulamamış gibi bir anlığına kalsa da sonra hafif egolu bir tavırla omuz silkti.
"Okul benim. İstediğim yerde dolaşırım."
"Benim peşim buna dahil olmasın!"
"Senin peşin de dahil."
"O niye?"
"Sen de benimsin de ondan." dedi dişlerini göstererek gülümserken.
Bu söylediği anlık olarak üzerimde şok etkisi yaratmış, söyleyeceğim her sözü unutmama sebep olmuştu.
Ahmet dik dik yüzüne baktı.
"Ebesinin amı ama."Utancımdan bir şey diyemeyip Ahmet'in kolundan sürükleyerek sınıftan dışarıya çıkardım.
"Lan ne dedi az önce o?" dedi o da şaşkın bir halde.
"Deli işte, konuşuyor hayrına." deyip elimi salladım.
Afallamış hali bozulmasa da bir şey söylemeden yanımda yürüdü. Söylediği şeyin üstüne ben de düşünmek istemiyordum çünkü Kutay'ın henüz kim olduğunu bile bilmiyor sayılırdım. Tanımadığım insanların beynimi işgal etmesine izin veremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merkür Retrosu (bxb)
Teen FictionBurslu bir çocuk, kolejin kötü çocuğuyla tanışırsa ortaya çıkacak hikaye diğerlerinden pek de farklı olmazdı. Yani, sanırım olmazdı.