BÖLÜM 21

260 10 0
                                    

Dediğim çıkmış, Eren ve Zeynep 4 ayın sonunda sevgili olmayı başarmışlardı. Evet 4 ay diyorum. Nisandaydık. Nisan 18. 4 ay boyunca Savaşla muhattap olmayıp, tiyatroya hiç gitmemiş, bu yüzden sevgili grubumun sevgili üyelerini fazlasıyla sinirlendirmiştim. Egemen hâlâ deli gibi Gamzeye aşıktı ve hâlâ beraberlerdi. Eren bana kalırsa hâlâ Gamzeyi seviyordu. Ama Zeyneple beraberdi. Savaş değişmeyen tek insan. Birçok kızın dikkatini çekiyor ama hiçbiriyle beraber olmuyordu. Ben kimsenin dikkatini çekemiyor, kimseyle beraber olamıyordum. Esin de Onura gitgide kendini kaptırıyordu. Onur Çiğdeme kaptırmıştı. İsimler ve kalplerle dolu kağıda baktığımda istemsizce güldüm. Boş durmaktan kafayı yemek yerine bunları çizip zaman geçiriyordum. Evet yine cumartesi günündeydik. Yalnızdım. Anneme 'ders çalışıcam' dediğim için de kağıt ve kalem almıştım elime. Savaşı özlüyor muydum? Evet. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Tiyatroya katılmıyorum diye birkaç defa uyarı cezası gelmişti. 'Bir insan sırf ders dışı aktivitelere katılmadı diye okuldan atılmaz' düşüncesiyle hiçbirini dikkate almamıştım. Sevgili grubumu yüzüstü bırakmıştım.
Evdeki durumlarda hiç umrumda değildi. Annemde babamda her gün moralimi düzeltmek icin konusmaya geliyorlardı. Ellerinde mutlaka bir çikolata olmadan odama girmelerine izin vermiyordum. En başta bunu şakaya vurdurmuştum. Ama şimdilerde gayet ciddi davranıyordum. Mesela annem bir tanesinde meyve tabağıyla gelmisti ama kabul etmemiştim. Bu hâl benim 4 ayda 7 kilo almama sebep olmuştu. Yüzümde bile beğenilecek bir şey kalmamıştı. Kaldıki artık haftasonu evden dışarıya adımımı atmıyordum. GİT GİDE ASOSYAL BİRİ OLUP ÇIKICAKTIM.
Pazartesi günü gelipte Savaşı görmek için sabırsızlanıyordum. Annemler asosyalliğime çözüm için tekrar tiyatroya başlamam konusunda beni uyarmıslardı. Sadece salona gidip sevgili grubumun sevgili üyelerinin yapmacıklıklarını izleyip hiç sesimi çıkartmadan orada oturacaktım. Bi nevi Açelya gibi. O da ders dışı aktivitelerden hiçbirini seçmemek için müdüre dilekçe vermişti. Ben dilekçe vermemiştim ama gitmiyordum işte. Beni bi gruba sokmaları oldukça saçmaydı.
~~~
Telefonumun titrediğini hissedince Savaşa bakmayı bırakıp telefonu açtım. Arayan Ece.
"Efendim Ece."
"Ya Gizem ben kendimi kötü hissediyorum. Kızlardan hiçbirine anlatamadım. O yüzden seni aradım."
"Noldu anlat tabi ben dinliyorum." deyip salonun dışına çıktım. Eminim gruptakiler arkamdan baya sövüyorlar şu an.
"Ya Gizem bak hani sana anlatmıştım ya internetten tanıştığım çocuk var felan hatırladın mı?"
"Evet hatırladım."
"İşte ben o çocuğa aşık oldum. Ya ben en fazla Faruğu sevdiğimi düşünüyordum o da 3 ay sürdü zaten. Bununla 5 ay olacak neredeyse. Ama görüşemeyeceğiz. 'Benim sevgilim bu' diyemeyeceğim kimseye. Ama ben çok seviyorum bunu. Bağlandım iyice. Ne bileyim artık her gece yatmadan önce o fotoğraflarına bakıyorum. Mükemmel biri o. Ama biz hiç birleşemeyeceğiz. Çünkü üniversiteyi yurt dışında okuyacakmış."
"Ece o zaman şey yapın. Ne bileyim bir kere bile olsa sen onun yaşadığı şehire gidebilirsin. Ya da o oraya gelebilir."
"Ama kabul etmiyor."
"Hiç şüphelenmedin mi?"
"Neyden şüpheleneyim Gizem? Güvenim sonsuz ona."
Ece şıpsevdi biriydi. En son Faruk diye birinden hoşlanmıştı böyle. Ece dış görünüşe önem veriyordu. Her şeyden önemlisi dış görünüştü. Belliki bu çocuk hem yakışıklıydı hemde konuşmasını iyi biliyordu. Eceye söyleyecek hiçbir sey bulamadığım için uzun süre sessiz kaldım.
"Ya Gizoş sen bari susma."
"Benim şimdi işim varda onun için aklıma hiçbir sey gelmiyor."
"Tamam akşam arayayım mı?"
"Ara. Görüşürüz." deyip suratına kapattım. Salona girip oturdum. Diğer gruplar çalışmıyorlardı. Miranın grubu ve bizim grubumuz dışında. Çünkü şehirdeki seçmelere bizden biri katılacaktı. Bu arada tatilin Mayıs sonunda olduğunu ögrenmistim. Antalyada 5 gün 4 gece. Eminim fazla heyecanlı geçecekti. Yeni senaryodan haberim bile yoktu. Aslında büyük ihtimalle ben o tatile gidemeyecektim. Gruba hiçbir katkım yoktu. 4 ay içinde eminim hepsi bana sövmüşlerdir. Bende hiçbir suç yoktu. Tüm suç Savaşın ve Savaş o tatile gitmeyi hak etmiyor. Ama bunu hocalara söylesem, umurlarında bile olmam. Bunun için Gamzenin yanında durdum.
"Benim rolüm ne olacak Gamze?" dedim.
"4 ay sonra gelmişsin, bide rol mü diyorsun? Oynama bu oyunda sen. Senin yerine Açelya oynasın ya da şu elenenlerden biri. Hocalarla konuş."
"Yoo. Neden oynamayayım? En doğal hakkım."
"O zaman 4 ay önce biz burda daha yoğun çalışırken gelseydin."
Gülümsedim.
"Yılbaşında seni rezil ettiğim için yapıyorsun." dedim.
"Saçmalama ya. Çoluk çocuk işleri. Utanılacak hiçbir şeyim yok."
"Oha be Gamze."
"Ya sen bi sussana Gizem."
Bu sefer tebessümü bırakıp kahkaha atmaya başladım.
"İğrenç birisin. Biliyorsun değil mi?"
"Sanane."
Gamze hep çocuk kalacaktı.
"Tamam tamam. Rolümü ver de sonra seninle de konuşmayı bırakayım."
"Al şu kağıdı. Merve rolündesin."
Elindeki kağıdı çektim. Savaş , benim karşıma, Gamzenin yanına dikildi. Sadece gözlerinin içine baktım. Birkaç saniye. Sonra hemen kafamı çevirdim ve yanlarından ayrılıp kağıdı okumaya başladım. Hikayedeki Merve hiçbir işe yaramıyordu. Çok kısa cümleleri vardı. Ama her şeye rağmen bunları ezberledim.
~~~
Babamın çalışma odasının önünde durdum. İçeriden kısık sesler geliyordu. Biliyorum yaptığım ayıptı ama kulağımı kapıya dayayıp konuşmaları dinledim. Sesler net değildi. Annemin sesini duyuyordum.
"Şunun şurasında 1 yıl daha beraberiz. Gizem üniversiteye gidince ayrılacağız işte." duyduğum bu annemin sesi, kalbimi parçalara ayırmıştı.
"Neden 1 yıl bekliyoruz? Gizemin üniversiteye gitmesini neden bekliyoruz. Her iki şekilde de üzülecek."
"Gizeme söylemeyeceğiz. Üniversiteyi nereyi kazanırsa, birimizden biri sanki onun yanında gidiyormuş gibi gideceğiz. Anladın mı?"
"Anladım. Avukata şimdi söylemeyelim o zaman."
Gözlerim yaşlandığı için acıyordu. Artık kendimi tutamadığımda odaya gidip sessizce ağladım. Şu günlerde ağlamaktan başka hiçbir şey yapmıyordum. Ağladıkça daha cok ağlayasım geliyordu.
~~~~

ÖNYARGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin