BÖLÜM 32

234 8 2
                                    

Sessiz bir şekilde çantamdan anahtarımı cıkarmaya calışırken Savasın hâlâ orda olduğunu biliyordum. Anahtarı sonunda çıkartabildiğimde olabildiğince sessiz kapıyı açtım ve içeriye sessizce girdim. Annemler uyanırsa ne diyeceğimi gercekten bilmiyordum. Odama çıkar çıkmaz telefonumu şarja taktım daha sonra da pembe pijamalarımı giyip yatağa girdim.
~~~
Yine mi pazar kahvaltısı? Annem ve babamın asık suratları? Beni uyandırmaya yardımcı ablayı göndermeleri?
"Günaydın!" dedim onlardan farklı olarak heyecanla.
İkiside mutluymuş gibi cevap verdikten sonra yerime oturdum. Masadaki her şeyi 15 dakikada yedikten sonra ayağa kalktım. Bugün günlerden pazardı ve yapılacak hiçbir şeyim yoktu öyle mi? Aman ne hoş(!)
Odama çıkınca telefonumu elime alarak oyun oynamaya başladım. Gerçekten bomboş 3 saat gecirdikten sonra güzel güzel giyinip süslenmeye karar verdim. Güzellikten kastım yine kilomu örtsün diye siyah bir pantolon siyah pantolonun üstüne siyah bir tişört. Aşağıya inip
"Ben hazırııım!" diye bağırdım. Ve malesef evde sadece yardımcı ablanın olduğunu fark ettim. Bana bir şey olduğunu sanıp koşarak yanıma gelmişti çünkü.
"Annemler nerde?" dedim.
"İkiside şirkete gittiler"
Kafamı salladım.
"Peki ben su an ne yapabilirim sizce?" dedim. Bana akıl vermeliydi bence.
"Ne olarak?" dedi beni anlamaya çalışıyordu.
"Tüm günümü evde gecirmemek adına yani"
"Arkadaşlarınızla buluşup bir yerlere gidebilirsiniz, carşıya, sinemaya, tiyatroya" dediğinde derin derin ona baktım.
"Arkadasım yok. Çok yalnızım."
"Esin Hanim?" dedi utana sıkıla.
"O yorgundur şimdi. Cidden ne kadarda yalnızmışım." deyip bunu 20 saniye kadar düsündüm.
"Hava çok güzel. İsterseniz arka bahçedeki hamağı temizleyeyim. Birde meyve suyu getiririm. Dergi okursunuz ya da kitap." dedi. Ne kadar iyi biriydi ya.
"Vay cok güzel bir fikir. İstersen sende gel." dedim bende.
"Teşekkür ederim." deyip yanımdan ayrıldı. Odama çıkıp kitaplığın önünde dikildim. 5-6 tane dergiyi alıp bahçeye gittim. Oturdum ve dergileri okumaya basladım. Sıkıntım gerçekten hâlâ geçmediğinde hızla ayakkabılarımı giydim. Kadına bir şey söylemeyerek ayıp etmiştim belki ama, olsun. Çardaklara gittim. Oturdum tek başıma. Dakikalarca. Aklıma hep Boranın ve Savaşın çardaklara gelisi ve Boranın söylediği şeyler geliyordu. Canımın o gün ne kadar acıdığını bir ben biliyordum. Sonra kalktım ordanda, dolaştım biraz. Yarın okula erkenden gidicektim. Savaşı görmemek için. Eve erken gidip şimdiden hazırlansam iyi olurdu. En azından saçımı yapardım, çantamı hazırlardım.
Eve girer girmez yardımcı abla geldi.
"Gizem, bahçede bir arkadasın seni bekliyor." dedi. Kim gelmişti? Esin haber vermeden gelmezdi çok sık. Başka arkadaşım? Acaba yine Gamze, Acelya veya Mira üçlüsünden biri beni tehdit mi etmeye gelmişti?
Bahçeye çıktığımda hamağa oturmuş bir adet Savaş duruyordu.
"Savaaaş?" diye neredeyse bağırdım.
Ne isi vardı burda? İyi mi bu çocuk ya? Dengesizliğin dibi.
"Gizem, senden bir şey isteyeceğim." dedi. Savaş ve benden bir şey istemek? Savasın herhangi birinden bir şey istemesi? ŞAKA GİBİ
"İste." dedim. Aslında gerçekten meraktan çatlıyordum ama umursamıyor gibi davranmaya çalışıyordum.
Biraz ona doğru ilerledim. Oturduğu yerde yana doğru kaydı. Yanına oturdum.
"Ela seni gerçekten çok sevmiş. Amcam ve yengem bu hafta sonu iş icin yurt dışına gideceklerde, bakıcı bulamadılar. Yanlış anlamanıda istemiyorum. Ama benim için Elaya sen bakar mısın? Ela tutturdu Gizem diye." dediginde kısa süreli sustum. Nasıl yani? İlk defa bir çocukla iyi anlaşıyordum ve o çocuk Savaş için baya bi önemliydi öyle mi?
"Tabi ben bakabilirim. 2 gün sadece öyle değil mi?" dedim. Sesim soğuk çıkmıştı, kasıtlı yapmamıştım ama yine de iyi olmuştu.
"Evet, birde o sorun var." dediğinde yüzüne baktım. Bu suratı her dakika her saniye görebilme imkanım neden sıfır?
"Ne sorunu?" dedim.
"İki gün Elalarda kalıcaksın, uyar mı?" dediğinde kaşlarımı kaldırdım.
"O kadarını bilmem. Sanırım annemlere sormam gerekicek."
Anlayısla kafasını salladı. Savaş ilk defa böyleydi işte. Normal. Gercekten normal insanlar gibi davranmıştı.
Ayağa kalktı. Benim gözlerim hâlâ onun üstündeydi.
"Bana haber verirsin olur mu?" dedi bana dönüp.
"Veririm tabide." dedim. '-de' si vardı işte. Hani ben Savaşı görmemek icin okula erken gidicektim. Dısarı cıkmıcaktım. Şimdi bile bile okulda Savaşın yanına gidip haber mi vericektim? Olmaz.
Savaş hiç tepkisiz yüzüme bakıyordu.
"Okulda yanına gelip söyleyemem." dedim tüm kararlılığımla. Gözlerimin içine baktı.
"Niye?"
"Bilmem."
Gözlerini gözlerimden çekti. Eliyle pantolon ceplerine dokundu. Onu izliyordum.
"Telefon arabada kalmış." dedi. Numara alma olayı mı? Müthiş. Sahiden Savasın numarası neden yok bende?
Telefonumu çıkardım.
"Şey yaz numaranı. Bende mesaj atarım sana. Sende kaydedersin." deyip telefonumu uzattım. Numarasını yazdığında bu numarayı bi kağıda yazıp kağıdıda çerçeveletmeyi düsündüm.
Savaş diye kaydedicektim yani öyle değil mi?
Kaydettikten sonra kafamı kaldırıp Savaşa baktım.
"Tamam." dedim. Gülümsedim. Arkasını tekrar dönüp giderken bende ayağa kalktım ve kapıya kadar ona eşlik ettim. Kapıyı kapatıp odama çıktığımda telefon elimde ne yazsam acaba diye düşündüm.
"Ben Gizem. Kaydet istersen." yok yok saçmalama.
"Savaş ben Gizem." hayır buda olmaz.
Acaba sadece adımı mı yazsam ya da boş mesaj mı atsam?
En iyisi annemlerden izin alırsam, "Ben Gizem. Haftasonu Elaya bakabilirim." yazayım. Onun icin annemlerin gelmesi lazım tabi. Ama annemlere ne diyeceğim? Ya sorarlarsa sen bu kızı nerden biliyorsun diye? Size Esinlere gidiyorum diye çalışmaya mı gittim diyeceğim? Hah buldum.
"Anne bizim okulda bi çocuk var, amcası ve yengesi hafta sonu yurt dışına gidecekleri için, küçük kuzeni yalnız kalıcakmış. Kuzenide benin ona bakmamı istemiş."
Nasıl? Bence oldu. Annemin cevabı olumsuz olursada
"Anne maddi olarak bende bu aileye destek olmaya çalışıyorum. İflas etmek kolay mı?" derim. Ama Elaya para için bakmıyacağım ki. Off ya! Umarım ayarlayabilirim.
Mutfağa inip tezgahta duran meyve sepetinden elmayı aldım. Yemek yapmakla uğraşan yardımcımıza;
"Annemler ne zaman gelicek? Bir fikriniz var mı?" dedim.
"Geç geliriz Gizem beklemesin demişlerdi." dedi gülümseyip.
Bende ona gülümseyip tekrar odama çıktım. Mecburen yarını bekliyecektim. Böyle bir şeyin iznini annem telefonda vericek değildi. Banyoya girip duş aldıktan sonra yatağıma girdim. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken hemen alarm kurup tekrar gözlerimi kapattım.
~~~
"Gizeem! Annecim uyan."
Bir hışımla fırladım yataktan. Saat kaç? Telefonumu alıp baktım saate. Ohh! Daha altı buçuk. Altı buçukta neden annem beni bu saatte kaldırıyor?
"Anneee! Noldu?" diye bağırmaya başladım. Annem kapıdan hızla girince bana baktı.
"Ne bağırıyorsun kızım yahu?" dedi.
"Noldu?" dedim.
"Okula gideceksin ya, onun icin uyandırdım."
"Utanmasaydın anne! dörtte uyandırsaydın."
"Yarında öyle yaparım."
Canım komik annem.
"Tamam odamdan çıkar mısın giyinicem." dediğimde annem 'bende sana çok meraklıydım zaten' bakışlarını atıp odamdan ayrıldı.
5 dakika 39 saniyede hazırlanıp aşagıya indim. Kahvaltı masasında oturan anneme ve babama bakıp hemen kapıya yöneldim.
"Nereye Gizem?" dedi babam.
"Okula baba."
"Çok erken değil mi bebeğim?"
"Yoo. Bugün pazartesi." gibi saçma bir cümle kurup gitmem için onları ikna ettim. Kapıdan hemen kendimi atıp hızlı bir şekilde okuluma gittim. Sınıfa hızlı bir giriş yapıp sırama oturdum. Ciddi anlamda kimse yoktu. Saatlerin gecmesini bekleyecektim.
Esin geldiğinde vaktin daha da hızlı geçtiğini söylemiş miydim? Cumartesi günü neler olduysa hepsini birbirimize anlattık. Gercekten ne yorum yapamayacağını bilemiyordu. O da orda duyduğu şeyleri bana anlatıyordu. Sınıfa Gamzenin gelmesiyle gözlerimi ona diktim. Egemenle el ele bizim sınıfa girdilet ve en arka sıraya oturdular. Şaşırtıcı.
~~~
Zilin çalmasının üstünden 15 dakika geçince çantamı alıp sınıftan çıktım. Esine beni beklememesini söylediğim için o çoktan gitmişti. Gerçekten okuldan çıkan son öğrenci bendim sanırım. Dış kapıdan çıktığımda hemen bir taksi gelince bindim. Eve gelince de annemlerin gelmesini bekledim. Defalarca ayna karşısında annemlere ne diyeceğim hakkında provalar yaptım. Telefonumun titremesiyle ayağa kalktım. Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti.
"Yarın son tenefüste tiyatro salonunda toplanıyoruz."
Ya hocalardan biri ya da Gamzeydi bu. Aynanın karşısında kaldığım yerden devam ederken kapım çalındı.
"Geel!"
"Annecim ne yapıyorsun?"
"Hiiiç. Anne babamda aşagıda mı?"
"Evet canım."
Canım mı? Ciddi misin anne? Sende mi?
"Tamam hadi bizde aşagıya inelim bir şey konuşucam sizinle." dedigimde annem meraklandı ve hemen aşagıya indik.
Babamla klasik bir karşılaşma konuşması yaptıktan sonra direkt konuya girdim. 10 dakika kadar onları ikna etmeye çalıştım vee sonunda ikna etmeyi başardım. İkisininde yanaklarından öpüp yukarıya çıktım. Telefonu elime aldım.
"Savaş ben Gizem. Annemlerle konuştum, kabul ettiler haftasonu bakabilirim Ela'ya." yazıp hiç düsünmeden gönderdim. İnsan bir cevap verir. 1 saat kadar cevap vermesini bekledikten sonra telefonumu bıraktım. Acaba yarın ne olucaktı?
Ben Savaştan uzaklaşmaya, onu görmemeye calışıyordum, ama yarın tiyatro salonunda hepimiz olucaktık. Derin bir iç çekip aşagıya indim.
~~~

ÖNYARGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin