Her zamanki gibi yine ilk ben gitmiştim tiyatro salonuna. En sevdiğim koltuğa oturmuş, diğerlerini beklemeye başlamıştım. Tatilde Gamzelerle kahvaltı yaparken, diğer gruptan olan iki kız kapıdan içeri girip onlarda benim gibi koltuğa oturdular. Sonrasında Eren ve Zeynep geldiler. Miranın grubundan da 7 kişi daha gelince, tenefüsümün yarısını yediklerini düsündüm. Gamze ve Mira da kol kola içeri girdiklerinde bir tek Savaşın eksik olduğunu fark ettim. Ayrıca hocalarda gelmeyecek miydi?
Gamze, Zeyneple Erene selam verip benimle muhattap bile olmazken ona nasıl 8 ay boyunca katlandığımı düsündüm. Hâlâ herkes konuşurken amacı anlamaya çalışıyordum. Mira grubuyla konuşuyordu ama Gamze ise sadece havadan sudan konuşuyordu.
"Savaş nerde kaldı ya?" dedi Eren, saatine bakıp.
Gamze hic ilgilenmez bir tavırla Zeynebe bir seyler anlatırken, Gamzenin gerçekten bu hareketine oldukca şaşırdım.
Ereni kimse sallamayınca Erende tekrar Gamzelerin muhabbetine katılmaya çalıştı. Bu hali benim midemi bulandırıyordu. Yüzsüz çocuk. Kapıda Savaş belirdi ve direkt yanımıza geldi. Gamzeyi izlemeye başladım. Bu sefer gercekten Savaşın dibine düşecek hareketlerde bulunmuyordu.
"Evet Savaşta geldiğine göre, konusalım artık." dedi en yapmacıklığıyla Gamze.
Hepimiz ona bakıyorduk. Ders zili çalınca Gamze hepimize tek tek baktı.
"Bu derse girmese sorun olcak biri var mı?" dedi. Bir tek benim mi devamsızlığım sınırda?
"Been!" dedim. Ve Savaş kafasını kaldırıp bana baktı.
"Tamam sen gidebilirsin istersen. Biride ayrıntıları anlatır sana." dedi Gamze. Bugün ne kadarda normal davranıyordu.
Bu normalligin altından bir şey çıkmayacağını bilmediğimden dolayı, gidemezdim öylece.
"Sanırım halledebilirim ya, konuş sen." dedim. Senaryodan bahsetti yine biraz. Bu gösterinin ne kadar önemli olduğundan bahsetti. Neler yapıcağımızdan bahsetti. Sustuğunda dahi herkes ona bakıyordu.
"Var mı sorusu olan?" dedi.
Kimsenin de yoktu sorusu.
Miranın yanına gidip bir şeyler söyledi. Hâlâ burda mı beklemeliydik? Gamze sahnenin önünde durdu. Birkac dakika sonra Mirada sahnenin önüne gitti.
"Çıksak mı?" diye ortaya bir fikir attıgımda kimsenin sesi çıkmadı. Ne kadar ruhsuz insanlarla dolu grubum.
Zeynep koltuklara oturunca Erende tüm kılıbıklığıyla Zeynebin yanına oturdu. Savaş benim karsımda duruyordu. İkimizde oturmuyorduk. Arkamı dönüp diger grubun insanlarına baktım. Hepsi bir şey konuşuyordu. Tiyatro hakkında.
Gamzenin bir sorunu vardı çok belli. Mirada iyi arkadaş gibi gözükmek için yanında duruyordu. Kafamı Savaş'a dogru çevirdim. Tüm cesaretimide toplayıp aramızdaki mesafeyi küçülttüm, tam yanında durarak.
"Ben Elaların evini bilmiyorum ya." dedim.
"Okulda konuşmucaksın diye konuşmamıştım bende." dedi. Resmen benimle dalga geçerek.
"E mecburen artık ne yapalım?" deyip gülümsedim.
O ise ciddiyetini bozmadan bana bakıyordu.
"Cuma günü okuldan sonra hemen hazırlan, seni evden ben alıcam." dedi.
Kafamı salladım. Savaş küçük bir tebessüm kondurdu yüzüne.
Sahnenin önüne bakınca Gamzenin ve Miranın bize dogru baktığını fark ettim. İnsan bizim hakkımızda konuştuğunu anca bu kadar belli eder.
Savaş, yan durduğu için geçilcek bir yol bulamadım.
"Gecebilir miyim ben bi?" dedim.
Yol verdi, Gamzenin yanına gittim.
"Gamze dağılıcaz mı artık?" dedim, Miranın suratına bakmıyordum.
Gamze Miraya döndü sonra bana baktı.
"Yaa söyleyeliiim." dedi Miraya. Miranın suratına baktığımda bana acıyarak bakıyordu. Gamzeye ise hiçbir sey soylemiyordu.
Gamzeye tekrar baktım.
"Neyi?" dedim.
Mira ayağa kalktı.
"Ben yokum!" dedi Gamzeye
Ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum.
Mira yanımızdan ayrılınca Gamze, yanına oturmamı söyledi. Oturdum ve meraklı gözlerimle ona bakmaya basladım. Bana doğru döndü.
"Gizem! Şu an söyleyeceklerimi ne kadar önemsersin bilmiyorum. Benden pek hoşlanmadığını biliyorum. En başlarda bende seni fazla sevmiyordum. Ama şu an gercekten senin iyiligini düsünüyorum. Biraz önce bize baktığında sizin hakkınızda konuşuyorduk evet. Ya sen bana inan veya inanma, ama senin Savaştan nasıl hoşlandığını biliyorum. Ve nasıl söylesem, Savaşta senden hoşlanıyor Gizem. Sana nasıl baktığını gördüm. Seninle konuşurken tebessüm etti. Bu ne demek oluyor biliyor musun? Savaşı değistirdin. Sence Savaş değisir miydi? Senden hoşlanmasaydı senin sayende degişir miydi sence? Bak etrafında kız bile kalmadı. Gizem! Bence onunla konusmalısın. Senin konuşmanı bekliyor bence." dediginde soluksuz onu dinlemiştim.
"Gamze! Ne diyorsun sen? Bu imkansız."
"Neden imkansız olsun?"
"Çünkü Savaşın etrafında o kadar güzel kız varken, Savaş neden benden hoşlansın?" dedim bi anlık boşlukta bulunarak.
"Savaş gibi erkekler dış güzelliğe önem vermezler. Kalbini sarsın isterler. Etrafında bunca güzel kız hep vardı, niye hiç biriyle birlikte olmadı o zaman?"
Mantıklı konuşuyordu.
"Gamze sana bir şey sorucam." dedim.
"Sor."
"Sende Savaştan hoslanıyordun, ne oldu ne degişti?"
"Gizem aramızda kalsın, evet hoşlanıyordum. Ama sonra düşündüm. Benim bi sevgilim var, benim için her şeyi yapmayı göze alan bir sevgilim. Sanırım ben Savaşı elde etmek için onu seviyordum. Yani nasıl desem, benimki aşk degilde elde etme duygusu."
Bu duyduklarım karşısında baya bi şok olmuş onu dinliyordum.
"Sana güvenmeli miyim?" dedim.
"Bana güven demiyorumki ben. Duygularına güven. Duygularının arkasında dur." dedi. Baya bi mantıklı konusmaya başlamıştı sanki.
Bir şey demeden biraz daha düşündüm.
"Hadi gel. Gidelim yanlarına. Ben son bir şey daha diyeceğim." dedi.
"Gamze! Lütfen aramızda kalsın bu konuştuklarımız. Ben vakti gelirse söylerim zaten Savaş'a." dedim.
"Merak etme sen. Söz veriyorum." dedi ciddi anlamda güven verici bir gülümsemeyle.
~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNYARGI
Novela JuvenilKilolarından hep nefret etmiş fakat onlardan bir türlü kurtulamamış bir genç kız, kimseyi tanımadığı bir şehre ailesi yüzünden giderse neler olur ? Bu kitap sevdiği adam için zayıflayan veya değişen bir kızı anlatmıyor. "Ben artık yaşamak istemiyor...