Aceleyle ağzıma bir kaç lokma daha atıp sofradan kalktım.Maça daha vakit vardı.Bende duş almaya karar verdim.
Duş aldıktan sonra yine Elliot'un bana verdiği odaya gittim.Oturup saçlarımı kuruturken düşüncelere daldım.Acaba o iri yarı adam beni tanıyacakmıydı?Kimim olabilirdi?Abim?Babam olmak için fazla genç gibiydi.Ama neden olmasın.
Böyle sorularla kafam dağılmışken kapı çaldı.İçeri.Elliot girdi.
Elliot:Maça 2 saat kaldı.
Haber verdiği için teşekkür eder anlamında gülümsedim.Ve ayağı kalktım.
Dışarı çıktığımda duraksadım.İnsanların giyim tarzının benimkinden çok farklı olduğunu farkettim.Bundan olsa gerek önümden geçen bana iki kez bakıp yollarına devam ediyordu.Düşününce klasik dar,fazla dar,uzun elbiseler, süslü şapkalar ve yüksek topuklu ayakkabılar giyen biri olsaydım,bende yolda koyu gri yırtıklı pantolon,bol tişört üstüne kırmızı kareli gömlek ve sırtı desenli deri ceket giyen,altındada bileği biraz geçen siyah botlu bir kız görsem dönüp bakardım sanırım.
Derin bir nefes aldım.Normalde dikkat çekmekten nefret ederim ama böyle bir durumda kıyafet en son düşüneceğim şeydi.
Maçın yapılacağı binaya geldim.Ben gelene kadar maç başlama saati gelmişti bu yüzden boksörler sahaya tam girdiği sırada içeri girmiştim.
Çok kalabalıktı.Adım atılacak yer yoktu.İnsanlardan dolayı ne maçı izleyebiliyordum.Ne de ara sokaktaki adamı.Özür dileyerek insanların arasından öne geçene kadar maç çoktan başlamıştı.En sonunda boksörlerin dövüştüğü alanın etrafındaki demir parmaklıklara ulaştışımda onu gördüm.
Ara sokaktaki adamdı bu.Fotoğraftaki halinden daha bütğk görünüyordu.Sarışın kısa çok kısa saçları vardı.Ve o...
Maymuna benziyordu.Bunı düşününce ister istemez gülmek istedim çünkü kulağa saçma geliyordu.Ama o gerçekten kaslı kocaman bir kıl yumağıydı.İnsan olduğundan şüphe ettim bir an.
Şaşkın şaşkın onu incelerken karşısındaki adam çok fena dövmüştü.Neredeyse herkes onu destekliyordu.
Sonra bir anda bana baktı.Kafasını tam geri çevirmişti ki.Rakibine 1 saniye bakıp bana geri döndü.O bana şok içerisinde bana bakarken ben onun yüzünü şimdi daha net görmüştüm.
Yine başım dönmüştü etrafta içeriyi aydınlatan ışıklar gözüme bıçak saplanmış gibi batıyordu.Elimle ışığı engellemek için siper etsem de ışıklar heryerdeydi.Gözlerimin açıp kapatmanın da bir faydası olmuyordu.Gözlerim karardı.
~FlashBack~
Eski bir çalışma odasındaydım.Orta da bir masa ve üstü defterler ve kitaplarla dolu,hemen masanın arkasındaki duvarda asılı kocaman, yaşlı,tek gözünde yuvarlak gözlük olan,top sakallı bir adam portresi vardı.
Kafamı çevirdiğimde çekmeceleri karıştıran biri vardı.Bende raflardaki kitapları inceliyordum.
?:Burada biyerde para eden bir şeyler olmalı.
Odanın kapısından gelen sesle arkamı döndüm.
?:Bırak onu!
İri yarı,kocaman yeşil ceketli sarışın bir adam çekmeceleri karıştıran gence sesleniyordu.
?:Sana onu bırak dedim!
?:Sakin ol koca oğlan sadece mirasımızın bir kısmını önceden alıyordum.
İri yarı adam bana döndü.
?:Selam El.
Eleven:Selam
?:Sana da selam 1 Numara umarım iyisindir bakıyorum da büyümüşsün
Dedi,az önce kızdığı genç,iri yarı adamın yanında geçerken.
~FlashBack sonu~
Gözlerimi ovuşturdum.O da neydi?Az önce gördüğüm oydu.
Ben bunları düşünürken hala onunla göz gözeydik.Derken göz temasımızı onun suratına gelen yumruk böldü.Rakibi ona çok sert vurmuştu ve yere düştü.
~Luther'ın Gözünden~
Gözüm bir kıza çarptı.Aman Tanrım!Bu oydu.Eleven gerçekten buradaydı.Emin olmak için dikkatlice baktım.Düşüncelere dalmış gibiydi.Ama o da bana bakıyordu.
O yaşıyordu.O zaman Allison ve diğerlerinde yaşıyor olabilirdi.Tanrım!Five onu gördüğünde çok sevinecekti.
Bunları düşünürken suratımdaki acıyla ayıldım.Kendimi bir anda yerde buldum.Yüzümdeki acıyı umursamadan yavaşça kalkmaya çalışırken Eleven'i gördüğüm yere tekrar baktım ama orda yoktu.
Yediğim dayak yüzünden kafayı mı yiyordum.Ne yani gördüğüm gerçek değil miydi?
Bu sefer karnında bir acıyla yine yere düştüm.Hayal kırıklığına uğramış halde kenarda duran patronuma baktım.Bana attığı bakıştan sonra önüme dönüp rakibini yerlebir ettim.
~Eleven'nın Görüşü~
Yediği yumruktan sonra yere düştü.Ve bende kolumu tutup çeken biri yüzünden irkildim ve ona ne olduğunu göremedim.Biri beni kolumdan sürüklüyordu.Arkası dönük olduğu için kim olduğunu göremedim.
Eleven: Bırak beni Lanet olsun! Bıraksana! Dokunma bana!
Adam kapıdan çıkarınca durdu ve bana döndü daha önce görmediğim değişik tipli adam buranın patronu olacak ki bana kurallardan bahsetti.
Adam:Buraya 18 yaşından küçükleri almıyoruz seni küçük velet!
Kolumu elinden hızlıca çekip sinirle gözlerine baktım.
Eleven:Bana bak bir daha bana dokunursan yemin ederim pişman olursun!
Elini çeneme koydu ve gülümsedi.
Adam:Hadi ya!
Kendi isteğim dışında sinirden sanki gözüm kör olmuş gibi iki bacağının arasına tekme attım.O acıyla inlerken içeri adım attığım sırada başka birisi durdurdu.
Adam:Veletleri almıyoruz tatlı şey.
Daha da sinirlenmiştim.Beni içeri almamaları değil artık bu şekilde hitap etmeleri sinirimi bozmuştu.Daha fazla uğraşmamak için uzaklaştım.Onunla konuşmayo planlıyordum ama askıya alınmıştı.
Eve yürürken düşündüm.Neden öyle bişey görmüştüm?Sanki daha önce Elliot'un dükkanındaki odamda gördüğüm gibiydi.Birşeyler hatırlıyor olmalıydım.Neden çekmeceleri karıştıran adam ona 1 Numara demişti?Peki ya o portredeki yaşlı adam kimdi?Dövüşürken bana öyle bakmasın sebebi tanımış olması mıydı?Yoksa 18 yaşından küçük biri olarak oraya girdiğim için miydi?
Elliot beni kâpıda heyecanla karşıladı.
Elliot: Nasıl geçti?ne oldu?konuşabildiniz mi?
Eleven: Üzgünüm Elliot ama kafam çok karışık dinlenmem gerek.
Selamlar:) Arkadaşlar kitap bu ara sıkıcı gidiyo olabilir ama ilerleyen bölümler için çok güzel fikirler var nasıl bağlayacağımı düşündüğüm için sıkıcı gidiyo açıkçası biraz hızlı geçicem.Eğer net anlatamadıysam yani anlayamayan olırsa şöyle açıklayayım spoi vermeden skskkxkskcks
The Umbrella Academy 2.sezonda geçiyo olaylarBu diğer bölümlere göre kısa oldu galiba ama en yakın zamanda diğer bölüm gelecek<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2.HAYAT?-The Umbrella Academy
ActionDaha önce gelmediğim bi yerde uyandım daha önce görmediğim bi kişi beni kurtardığını söyledi ama neyden? Yaptığı açıklamadan birşey anlamadım çünkü nerde olduğumı ve neden orda olduğumu bilmiyordum,ben...kim olduğumu hatırlamıyorum... Not:"Five Harg...