60.Bölüm Özel

476 38 0
                                    

Arkadaşlarrrr şaka maka 60 bölüm olduu skdkaxkamdjakxka bu kadar uzun beklemiyordum başlarken. Belki sıkılmış olabilirsiniz çok normal diziye göre gidiyorum kusura bakmayın. Final yakında. Üzülmeyin güzel yeni kitap fikirlerim var.

60. Bölüme kadar nasıl geldim bilmiyorum ama bunun için bu bölümü özel hazırlamak istedim. Bu bölümde Five ve Eleven'ın eski,yıllar önceki bir anılarından oluşacak. Flashback şeklinde olacak. Belki akıllarınızdaki sorulara cevap olması ve biraz daha ilişkilerini anlamanıza yardımcı olması umuduyla. Bir sonraki bölüm aynen kaldığı yerden devam edecek.  Beğenirseniz oylamayı unutmayın seviliyorsunuz iyi okumalarr 💙

~FlashBack~

Five: Burası.

İçeride sarhoş bir sürü genç dans ediyordu. Çok yüksek sesli müzik vardı. Herkes kendi kafasındaydı.

Eleven:Ayrılalım.

Kafasıyla onayladı. Tabi ki onaylayacak. Hep onun planını mu uygulayacağız?

İnsanların arasından geçerek bara doğru ilerledim. Barmene işaret verdim ve içkinin gelmesini beklerken sağı solu izledim. Adamın gelmesini bekliyordum. Kulaklıktan Five'ın sesinni duydum.

Five:Görev başında içiyor musun?

Cevap vermedim tabi ki. O zaman kulaklığı gizlememde bi amaç kalmazdı. Sağıma sarhoş bir adamın geldiğini gördüm. Bir yandan içkisini gömüyor bir yandan rahatsız edici bir şekilde bana kaş göz yapıyordu. Aynı şekilde soluma biri daha geldi. Onların yanlarına birileri daha. Tek kelime etmeden sadece birşeyler işaret ediyorlardı.

Eleven: Hayırdır beyler? Bir sorun mu var?

?: Büyük bir sorun var.

Güldüler.

Belime deyen elle birisi beni adamların arasından çekti. Belimdeki ellerden biriyle elimi tutup kendine çevirdi.

Five. Daha yumuşak bir şarkı çalmaya başladı ve dans ediyorduk. Ne yapıyor bu aptal.

Eleven:Ne yapıyorsun?

Etrafımızdaki az önceki adamlara bakıyordu.

Five: Hayatını kurtarıyorum.

Adamlar sinirlenmiş bir şekilde bize yaklaştı. Five son kez yan gözle onlara bakıp bana döndü. Yüzüme daha çok yaklaştı ve önce gözlerime sonra dudaklarıma baktı.

Dudağıma yapıştı. Bir anda. Tanrım. Hayatta en nefret ettiğim insanla yalnız başıma göreve çıktığım yetmemiş gibi kulübün ortasında öpüşüyoruz. Düzeltiyorum o beni öpüyor.

Geri çekilip gözlerime baktı. Yüzünde birazcık  tebessüm belirdi. Neye gülüyor tam olarak? Hayır komik olanı söyle bende güleyim

Etrafa baktı. Yan gözle baktığımda az önceki adamların uzaklaştığını farktettim. Kendim halledebilirdim illa öpmen mi lazım? Tam suratına tokadı yapıştıracaktım ki elimi tutup çekiştirdi. Kulübün arka tarafına çekip duvara yasladı.

Eleven:Ne yaptığını sanıyorsun? Görevin ortasında içme diyen sensin. Görevin ortasında yavşaklık-

Five:Şşt.

Duvarın kenarından kafasını sarkıtıp bikaç saniye kolaçan etti.

Eleven:Ne yani? Şimdi de susturuyor musun? Susmuyorum. Az önce ne kadar dikkat çektiğimizin farkında mısı-

Eliyle ağzımı kapadı. Konuşmaya devam ettim ama tabi ki anlaşılmıyordu.

Eleven:Çok olono boroksono bono?!

Five:Biraz susar mısın?

Kaşlarımı çattım.

Five:Güzel. Evet dikkat çektiğimizi farkındayım. Ama bir dakika daha dursaydım. "Five yardım et!" Diye bağıracağından emindim. Ki bu az öncekinden daha fazla dikkat çekerdi. Şimdi dikkatleri üstümüze topladığımız tam sırada adamımız mekana girdi ve sudan çıkmış balığa dönmüş halde. Hemen bu işi bitirip eve gidelim olur mu?

Göz devirdim.

Elini çekti.

Kısaca adamı yakalayıp babama götürdük.

Eleven:Çıkabilir miyiz?

Regginald:Kapıda bekleyin işim bitmedi.

Kapının yanında bekledik. 10 dakika sonra çağırdı.

Regginald: Sizi izlemiyorum mu zannediyorsunuz?

Siktir. Öğrenmiş.

Regginald: Görevde olduğunuz bile bile bunu fırsat bilip görev dışı faaliyetlerde bulundunuz. Üstelik yasadışı faaliyeter. Bunu farketmeyeceğimi mi sandınız?

Eleven:Fırsat bilmek mi?

Five: Yasadışı mı?

Eleven:Onu ben öpmedim!

Regginald:Kes! Bahaneye yer yok. Cezalısın 11 numara! Odana!

Eleven:Ama ben...

Five çok rahattı babamın söyledikleri umurunda değildi. Yaptığından pişman değildi orospu çocuğu.

Regginald: Çıkabilirsin.

Five'a sinirli bir bakış atıp kapıya yöneldim. Ben ceza alırken ona ne olacaktı. Eğer babam bizi izlediyse o u benim öpmediğimi biliyordur. Kapıdan çıkıp kapatırken aradan içeriye baktım.

Babam Five'e sert bir tokat yapıştırdı. Tanrım çok acımış olmalı. Kendine gel Eleven onun yüzünden ceza aldın.

Hemen kapattım kapıyı. Odama gittiğimde onu düşündüm. Aptalsın Eleven. Tamam belki onun yüzünden ceza almış olabilirim. Ama o da bir nevi beni korumuştu. Ama gerek yoktu kendimi koruyabilirdim. Ayrıca az önce benim yüzümden tokat yemiş oldu. Beni koruduğuna pişman olmuş olmalı. Ne yani özür mü dilemeliyim.

Bunları düşünürken stres olmuştum. Sebepsiz şeylere stres olur farketmeden bacağımı sektirirdim. Ellerimi sıkar ya da dudaklarımı soyardım.

O an aklıma geldi. İnce dudaklarının benimkilere deydirdiği an. Tekrar düşününce içimde birşeyler oynamaya başladı. Kendine gelmelisin. Bu normal değil.

Bunları düşünürken gözüm masama çarptı. Kütüphane de Five'ın benden önce aldığı kitap duruyordu. Okumayı çok istiyordum. Ama benden önce davranmıştı. Masamda duruyordu ne zaman odama girip koymuş olabilir? Ayrıca okumak istediğimi nerden biliyordu? Elime alıp kitabı kurcaladım. En son bir sayfanın arasında kağıt parçası vardı. Hemen elime aldım. Açıp açmama arasında kalmıştım.

Saçmalama El. Açıcaksın tabi ki.

Açtım.

" Dudaklarını soyma:)       ~5"

Siktir. Nerden bildi dudaklarımı soyduğ- öptü. Lanet olsun. Bu çok garip hissettirdi. Bu bu... Çok... Tanrım.

O sahne gözümün önüne geldi. Gözlerimi ovuşturdum. Daha sonea babamın ona tokat attığını hatırladım. Evet belki ondan nefret ediyorum ama... Beni azıcık da olsa önemseyip dudaklarım- Tamam saçmalıyorum. Evet yanına gitmek için bahane arıyorum. İyi mi? Merak ediyorum. Ama ona kızgın olmalıyım. Tanrım ben hiç iyi değilim. Daha önce kimseye karşı böyle hissetmemiştim. Keşke Lila'yı görebilsem. Şuanda onunla konuşmaya ihtiyacım var.


2.HAYAT?-The Umbrella AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin