52. Bölüm

395 37 4
                                    

Gözümü kırpmadan Five adamın suratına yumruğu basmıştı bile.

Arkasındaki Five'a vurmak için yaklaşırken onun yanına doğru ilerledim. Bir adım atamadan arkamdan başka biri kendine çekip saçlarıma ve yüzüme dokunmaya başladı. Ayağımla geri doğru adamın bacaklarının arasına tekme attım. Acıyla yere düştü. Başkası geldi. Ona da aynısını yaptım. Five'a döndüğümde adamı paramparça etmişti. Bir yandan arkasındakilere de tekme atıyordu. Havaya küfürler savuruyordu. Adamlarsa ders almadan ayağı kalkıp bana yaklaşmaya devam ediyordu. Five'da bıkmadan usanmadan dövmeye devam ediyordu. Gözü dönmüştü. Etraf adamların çığlıklarıyla kalabalıklaşmıştı.

Eleven:Five!

Cevap vermedi.

Eleven:Five! Pogo'yu kaybedeceğiz yürü hadi!

Derin bir nefes alıp yere kan tükürdü.

Kolunu tutup dışarı çıkardım. Adamlar iyice kalabalıklaşmıştı.

Eleven:Peşimize düşmeden gitmeliyiz.

Pogo'nun bir motora atlayıp uzaklaştığını gördük.

Bir motor almak için yaklaştı. Adamlar önünü kesti. Omzuna dokunup durdurdum.

Eleven:Onlara bulaşmayalım yine.

Arkamda park halindeki arabayı gösterdim.

Five:Hala yapabiliyor musun?

Gülümsedim ve arabaya koştum.

Camı kırıp arabaya girdim. Yan koltuğun kapısını açtım ve Five içeri girdi.

Direksiyonun altındaki kapağı kaldırıp içindeki kabloları çıkardım.

Eleven:Eski günlerdeki gibi:)

Güldü.

Eleven: Bıçak.

Five: Dikkatli.

Sarı ve Mavi kabloları kestim. Bakır tellere zarar vermeden dışının bir kısmını soydum. Yavaşça bakır telleri birbirine yaklaştırdım. Kıvılcım çıktı ve kısa devre yaptı.

Five:Acele etme. Pogo'yu eninde sonunda buluruz.

Tekrar denedim. Olmadı.

Five:Denememi ister misin?

Eleven:Hayır. Yapabilirim.

Yaklaştırdım.

Eleven: Vazgeçtim sen yap.

Kabloları ona uzattım.

Five:Hayır. Yapabilirsin:)

Kabloları biraz döndürüp tekrar denedim. Motor çalıştı.

Five: Harikasın.

Güldüm ve kabloları ayrılmaması için birbirine sardım.

Five: Kullanmamı ister misin?

Dinlemeden gaza bastım.

Eleven:Eee? Kaybettik onu.

Five:İleriden sağa döndü. Oradan sonra gidebileceği pek yer kalmıyor zaten.

Sağa döndüm. Karanlık ve kalabalık sokaklardan çıkmış açık yola girmiştik. Hava aydınlanmaya başlamıştı. Bunu farkeden Five radyoyu açtı. "Backstreet Boys" çalıyordu. Bunu duyar duymaz o sesi sonuna kadar açtı. Bende camları açtım ve gaza bastım.

Eleven/Five: Backstreet Back Allright!

Düşününce Dünya'nın sonu geliyordu, bir kaç güne herşey yok olacaktı ve öldüğünü zannettiğimiz aile dostumuz iğrenç bir mekanın dövmecisi çıkmıştı. Onu bulup sormamız gereken bir sürü soru vardı ve biz onun yanına giderken çaldığımız arabada bağıra bağıra şarkı söylüyorduk. Belki de hayatın tadını çıkarmalıydık. Her ne kadar olmaması için umutlansak da ikimizinde içinde "ya kurtulamazsak" düşüncesi vardı. Bu yüzden farkında olmadan birlikte daha fazla güzel anı biriktirmeye çalışıyorduk. Bu iyi bir şeydi.

2.HAYAT?-The Umbrella AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin