Balo Günü 1 Kasım 1352
Callie anne ve babasının kendisi için aldıkları doğum günü hediyesini boynuna takarken huzursuzdu. Bunun az sonra İskoç sosyetesi içinde boy göstereceğinden mi yoksa sabahtan beri kalbinde olan ağırlıktan mı kaynaklandığını bilmiyordu. Onu huzursuzluğa sevk eden babasıydı. Kahvaltıda ona hediyesini verirken öylesine buruk ve düşünceliydi ki Callie hiç doğmamış olması gerektiğini düşünecekti neredeyse. Askıda asılı beyaz elbisesine baktı. Ardından aynalı şifonyerin üzerinde duran kuğu maskesine. Leydi Lily Ferguson gerçek bir hayalperestti Callie bu kadar çok tüyün içinde nasıl rahat durabilecekti bilmiyordu. Beyaz elbisenin arka tarafı kuş tüyleriyle bezeliydi. Genç kız bu elbise için kaç tane kuşun heba edildiğini düşündükçe daha da huzursuzlanıyordu. Derin derin aldığı nefeslerin ardından kapısı çalınarak içeri annesi ve ablaları girdi. Normalde elbiselerini kendi giyerdi. Leydi Lily kendi işlerini kendileri görmeleri konusunda ısrarcıydı. Bunun için hizmetlileri yormak gerçekten çok gereksizdi lakin bu elbiseyi giyebilmek pek mümkün görünmüyordu.
"Hala hazır değilsin..." Maeve yeşil bir elbise ve saçları gibi siyah bir maske tercih etmişti. Olağan üstü göründüğü gerçeği su götürmezdi. Blair ise aşağı doğru gül şeklinde inen bir elbise giymişti. Bu haliyle annesine gerçekten çok benziyordu. Babasının çalışma odasında asılı olan portrenin birebir aynısıydı ve evet kimsenin olmasa da Callie'nin o odaya girmeye izni vardı. Lord Ferguson'un sol elindeki parmaklar işlemediğinden Callie tüm yazışmaları onun yerine yapıyordu. Sağ eliyle pekala yazabiliyordu lakin Babası da Callie'nin onun için yazmasından hoşlanıyor gibiydi. Kendi kendine gülümserken annesi yeşil tüllü çok yeni olmayan bir elbiseyle aksayarak yanına geldi. Genç kız onların evliliklerinin başında bir kaza geçirdiklerini biliyordu. Kötü bir kaza...
"Bu işkenceyi çekerken bana yardım edersiniz diye düşündüm" dedi.
"Bugün Glenn yanıma geldi... Ondan bana baloda eşlik etmesini istedim." Meave ağzının içinde geveledi.
"Bu ne hoş!" Callie tüm içtenliği ile ablasına gülümserken sonunda onu da gülümsetmeyi başarmıştı. Blair ise onlara kaş çatmakla yetindi.
Genç kız üzerindeki elbise çıkarılıp iç çamaşırlarıyla kaldığında aynaya baktı. "Bunun bir maskeli balo olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bu şekilde katılsaydım..."
Lily kızının poposuna sert bir şaplak attı. "İyiden iyiye abartmaya başladın Callie!"
"Neden? Genç beyler ve lordlar için çok daha aydınlatıcı olmaz mıydı? Sonuçta bu bir nevi kendini gösterme şeyi"
"Hiç değişmeyeceksin değil mi Callie?" Blair olumsuz manada başını salladı.
"Şu elbiseyi benim yerime Fiona giymeli en azından kuzenimiz için hayırlı bir iş yapmış oluruz."
"Yapma Callie sanki Connor'un çıldırması için Fiona'nın bu elbiseye ihtiyacı varmış gibi..." Maeve kaşlarını kaldırdı
"Maeve!" Lily başını öfkeyle iki yana salladı. "Gidip bana şu korseyi getir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH KEÇİSİ
Historical FictionIan Sinclairin duyguları uzun zaman önce yanıp kül olan kalesi ile birlikte yerle yeksan olmuş, kalbi biricik sevgilisini toprağa verirken aklını yitiren annesinin çığlıklarıyla gömülmüş, hissiz bir adamdı. Bildiği, sevdiği ne varsa tek başına hayat...