Bölüm 35 Sır

886 90 13
                                    

--2 gün sonra--

Uzun balo gecesinin sonunda evlerine geri dönmek üzere kuzey konvoyu harekete geçmişti. Kimi klan beyleri sayarda kalmayı uygun görmüş olsada Munro, Oliphans, Mcdonald, McKay ve Ross konvoydaki yerlerini alan beylikler arasındaydı çünkü İngilizlerin saraydaki varlığı onlarında rahatsız etmişti. Yorucu yolculuklarının ikinci günde Oliphans kalesine vardıklarında Callie Leydi Olimphans'ın dinlenme davetini geri çevirmedi. Bu geceyi dinlenerek geçirmeye ihtiyaçları vardı. Genç kız neredeyse bir haftalık yorucu temponun ardından artık dayanamaz hale gelmişti üstelik balo gecesinde yaşadıkları tartışmadan sonra Callie zaman zaman Ian'ın kendisiyle ata binme davetini de geri çevirmiş, çok istese de adamla konuşmamak için elinden geleni yapmıştı. Kolayca kaçabilmesininde konvoyun kalabalıklığının etkisi büyüktü elbet ve Ewan McDonald'ın yeğeni Robert McDonald'ın aralarına katılmış olmasınında oldukça büyük yardımı dokunmamış değildi. Jenna adamın İngiltere'deki yozlaşmış yaşantısından döndüğünden ve tam bir baş belası olduğundan uzun uzun bahsetmişti. Muhtemelen Mcdonald varisleri ile Ian arasındaki toprak meselelerini tetikleyecekti bu durum ve Leydi Mcdonald araya büyük oğlunu sokmayı istemeye istemeye başarmıştı. Lakin adamın ayyaş ve gaddar oluşundan anneside pek memnun değildi. Hatta anne oğul arasında tuhaf bir nefret vardı. Jenna' nın anlattığına göre Robert Mcdonald İngiltereçye apar topar gönderilmişti çünkü evliliğinin ilk aylarında karısının gizemli ölümünden sorumlu tutuluyordu adam. Kadın bir sabah yatağında oldukça kötü hırpalanmış gırtlaklanmış halde bulunmuştu Kaba ve heybetli görüntüsüne bakıldığında bunu yapmış olması hiç de zor değildi lakin Ewan'ın sayesinde skandal patlak vermemiş yeğeni de elinde kıymetli bir Leydinin kanı ile idam sehpasından kurtulmayı başarmıştı. Leydi Mcdonald'ın tüm çabası oğlunu araya katmadan topraklarındaki hakimiyeti ele almaktı bunun için de kızı Karen'in Ian ile evlenebilmesi için elinden geleni ardına koymamıştı. Jenna ya göre artık böyle bir ihtimal kalmadığından oğlu araya girmişti. Kadın ise adamın gelişinden fazlasıyla memnuniyetsizdi. Jenna şimdi Robert'in kendisiyle nişanlanma talebinden korkmaktaydı. Karısını boğarak öldüren pis ayyaş bir gaddar ile evlenmek ile vebaya yakalamayı bir tutuyordu kız ki haklıydı. Adam balta girmemiş orman gibiydi. Devasa heybetli... Callie, Ian'ın asla böyle birşeye izin vermeyeceğini içinde bir yerlerde bildiğinden yol boyu Jennayı teselli etmeye uğraşmıştı.

Arabadan indiklerinde, iki günün ardından sırtları yatak göreceği için oldukça memnundu genç kız. Lord Oliphans Robert McDonald'ı açık açık misafirliğe kabul etmemiş ve Ian adama müsaade vermişti. Böylece Jenna da rahat bir nefes almıştı. Köşe bucak kaçmıştı karşılaşmamak için adamla. Tek birkez göz göze gelmiş olmaları yetmişti Jenna'ya ve adam o dakikadan itibaren devamlı ardına dönüp anlık bakışlar atmıştı Jenna'ya. Callie, Leydi Rebeccanında yol boyu tuttuğu nefesini salıverdiğini yemek masasındaki rahat hareketlerinden anlayabiliyordu. Yanı başında oturan Ian, aşağıdan bacağını sıktığında genç kız düşüncelerinden uzaklaşıp adamın keskin bakışlarına yöneldi.

"Yemeğini çabuk çabuk ye Caledonia" Ian gelini ile yanana gelebilmiş olmaktan mutluysa da hız kesmeden yola devam etmek niyetindeydi ve imtiyazlarını şimdiden kullanarak kendisine emrivaki yapmış olmasından hiç ama hiç hoşlanmamıştı. Elbisesi üzerinden baldırını tamamen kavrayıp sıktı. Cezasını bu gece pekâlâ verebileceğinin farkındaydı. Kadının elini itelemesi ile sırıttı Ian.

"Lütfen keser misin şunu" Callie yüzünü adama yaklaştırarak fısıldadı.

"Hayır... Üstelik sözümün üzerine söz söyleme cesaretine bulunabildiğine göre, pekâlâ sırtını yatağa koyduğunda başına gelecekleri de biliyor olman gerekiyordu."

"Daha fazla dayanacak gücümüz yoktu Ian" Genç kız gözlerini devirerek devam etti. "Leydi Penolophe'den bizim için ayrı odalar hazırlanmasını da istediğimi söylemeliyim öyleyse"

GÜNAH KEÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin