Bölüm 9 Kaçış

868 91 16
                                    

Callie bildiği herşeyi masaya yatırmış şimdi ne yapması gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Gidip başına gelenleri ailesi ile paylaşabilir dahası onlara bunu kimin yaptığını direkt olarak söyleyebilirdi fakat o vakit uç topraklarındaki klanlar ile büyük bir savaş başlatmış olurdu ve kralın büyük bir iç karışıklığa sebebiyet verecek bu olaya el atacağını kim olsa bilirdi. Üstelik patlayacak skandal tüm ailesini etkiler Maeve de bundan nasibini alırdı. Callie ailesini ateşe atmak istemiyordu. Annesi ve babasının perişan olmasına izin vermeyecekti. Lord Ferguson yaşlanmıştı ve tek eli işlemezken kendisi için düello talebinde bulunması imkansızdı. Bu durumda devreye Connor ve ağabeyi girecek olurdu ki Callie onların hayatını da mahvetmek istemiyordu. Sinclair beyinin tüm ailesine ödetmek istediği bedeli ne pahasına olursa olsun olabilecek en az zarar ile göğüslenmeye hazırdı. Kendisi hakkında çıkacak olan söylentiler umurunda değildi artık. Lakin olanlar duyulursa Callie bıraksınlar klandan çıkmak, kaleden dışarı adım atamayacak hale gelirdi. Hayır kesinlikle ailesine söyleyemezdi.

Genç kız aynadaki görüntüsüne bakarken tek bir çıkar yol olduğunu biliyordu. Kaçacaktı. Ardında bir aşk hikayesi ve hayal kırıklığı bırakarak buradan gidecekti. Böylelikle her şeyin sorumlusu ve suçlusu o olacaktı. Ağabeyi, kardeşleri, tüm ailesi hatta anne babasının bile nefretini üzerine çekecekti belki. Kendini tüm Highlands'a rezil edecekti lakin ondan başka zarar gören olmayacaktı. Üstelik Connor'un dediğini hatırlayacak olursa, eğer Fenix onunla evlenirse bir savaş çıkmayacaktı. Evlenmezse de adı metres olarak anılacaktı. Callie her türlü acı çekeceğinin farkındaydı. Ailesini belki de bir daha hiç göremeyecekti lakin burada durduğu her dakika onun için işler daha da zorlaşacaktı. Yıllar geçtikçe evlenmek için talepleri artacak, Callie bunu on yıl erteleyecek olsa bile sonunda yine aynı dedikodular patlak vermeye başlayacaktı çünkü o bir Ferguson'du. Highlands'ın hala en güçlü klanlarından birinin varisiydi. Hakkında konuşulacak çok şey klanın itibarını yerle bir etmeye hevesli pek çok kişi vardı. Fenix denilen adamın yapmak istediği de bu değil miydi? Güttüğü kan davasının bedelini en acı şekilde ödetmek niyetindeydi onlara lakin bunun için mertçe karşılarına çıkıp savaşmak yerine yapabileceği en onursuz şekilde saldırmıştı. Üstelik yakalanma ya da öldürülme korkusu gütmeksizin yapmıştı bunu. Geride bırakacağı, değer verdiği hiçbir şey olmadığı aşikardı. "Sonumsun" demişti... Hoş Callie adama kaçtığında bir eş ve çocuklarla da karşılaşabilirdi ve bu durumda sonsuza kadar metres olarak anılabilirdi lakin her hâlükârda adamın metresi konumundaydı.

Peki ya ölseydi? Gölde boğulabilirdi. Bir hayvan saldırısına uğrayabilirdi ya da çok basit bir şekilde ölüp gidebilirdi. Lakin o kolay yolu seçerken geride acı içinde bırakacağı tek şey onu büyüten ailesi olacaktı ve bu çok bencilceydi. Üstelik ölümünün ardından biliyordu ki onu muayne ettireceklerdi. Yaşadıklarının ne olursa olsun patlak vereceği bir gerçekti ve kendi korkaklığı yüzünden yine perişan olacak olan ailesi olacaktı. Lanet olası Sinclair eğer onu öldürmek isteseydi bunu pek kolay yapardı üstelik. Hayır ölümü ona hediye olurdu...

Genç kız ayağa kalkarak odanın içinde volta atmaya başladı. O Callie Fergusondu. Korkusuz Brian Ferguson'un kızı, İskoçya'nın onuru olan Liamh McAodha'nın yeğeniydi. İkisi de bu zamana gelebilmek için büyük fedakarlıklarda bulunmuşlardı. Babası savaş meydanlarında onur ve özgürlük için hayatını harcamış dayısı topraklarında rahat yaşayabilsinler diye kendisine ne olacağını umursamaksızın bir kadın ile gözünü kırpmadan evlenmişti. Genç kız olduğu yerde durarak başını olumlu manada salladı. O Callie Fergusondu! Ailesi ve toprakları adına zarar vermemek için her şeyi göze alabilirdi ve alacaktı da!

---

17 Kasım 1352

Callie geçen bir hafta boyunca uzun uzun düşünmüş ve olabilecek her türlü senaryoyu kafasında kurgulamıştı. Gitmeye kesin kararlıydı ve bu gidişin Fenix'i yeniden doğmamak üzere yakmasına da karar vermişti. İşte bu yüzden hafta başında saraya, Brian Ferguson'un kızının Sinclair lorduna amansız aşkı uğruna kaçtığına dair bir mektup göndermişti. Mektubun saraya gitmesi ve Kralın Sinclair lorduna kendisi ile evlenmesi için emir vermesi -ki öyle olacağını umuyordu çünkü Leydi Kennedy Pringle lordu ile evlendirilecekti ve davetiyesi çoktan ellerine ulaşmıştı- yaklaşık iki haftayı bulurdu ve Callie yola iki gün sonra çıkarsa şayet gelecek emir ile aynı zamanda Sinclair kalesinde olacaktı. Olay yapacağı yolculuk değildi. Genç kız başına birşey gelmeden nasıl kuzey topraklarına gidebileceğini düşünüyordu. Bir arabacı bulmak zorundaydı. Bunun içinde yanına yüklü miktarda ziynet eşyası alması gerekiyordu. Callie gözünü karartmıştı bir kere. Gidecekti. Her şeyi hazır etmişti ve bunun için iki gün sonraya düzenlenecek av planına kadınları dahil etmeyi dahi başarmıştı. Av üzerindeyken kaçarsa şayet Babası ve dayısı bir müddet kaybolmuş ya da kaçırılmış olduğuna inanacak ve o Sinclair topraklarına vardığında aynı anda kendilerine saraydan gönderilen mektup ile beraber nerede olduğundan haberdar olacaklardı. O vakitten sonrası ise onu değil Fenix'i ilgilendiriyordu. Callie evli bir kadın hükmü giydikten sonrasını umursamayacaktı çünkü tüm Highlands onun aşkı uğruna kaçtığı skandal ile patlayacaktı. Fenixin intikamına yem oluşu değil, azılı iki düşman soyun aşkı konuşulacaktı. Bu çoğunluğu olumlu yönde dahi etkileyebilirdi.
---

GÜNAH KEÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin