Bölüm 29 "Pişmanlık"

925 87 27
                                    

6 Aralık 1352

Ferguson Kalesi

"Brian Ferguson'a,

Mektubun kimden geldiğini gördüğünde muhtemelen şaşıracaksın Brian, Oldukça uzun bir zaman oldu ve yıllar önce yaşananların bizim de aramıza mesafe koyduğu gerçeği su götürmez. Aramızdaki dargınlığın artık bitmesi adına alel acele yazıyorum bu satırları ve umuyorum ki siz düğün için yola çıkmadan evvel güvercinler eline ulaştırsın.

Bu gece Kuzeyli hanımlar ile Lord Sinclair'in McDonald daki kalesinde ihtişamlı bir yemek davetindeydik. Malum, dedikodular iyiden iyiye yayıldı ve son olarak saraydan gelen düğün davetiyeleri üzerine şaşkın hanımlar Leydi Ferguson'u gözleriyle görmek için Leydi Sinclair'e bir davet düzenlettiler. Normalde bu tarz şeylerden haz etmem lakin hiç görmediğim yeğenim sayılan evlatlarından birini olsun tanımak adına bende davete katıldım.

Bir baba için kızının söz dinlemeden kaçmış olması elbet büyük yara bunun farkındayım. Heleki kaçtığı kişi Highlandsta bilinen en azılı düşmanınsa insan neler neler aklına getiriyor değil mi? Şahsım adına bende en başta bazı şeylerin üstünün örtülmeye çalışılmış olduğunu düşünsem de kızın Caledonia ve Lord Sinclair hepimizin ağzını kapatmadı desem yalan olur. Akrabalığımız adına bir parça içini rahatlatmak için yazıyorum bunları sana. Leydi Ferguson bulunduğu yerde mutlu ve Lord Sinclair bu zamana dek kimsenin gözlerinde görmediğim büyük bir aşk ile kızına bakmakta. İçin rahat olsun koca adam. Caledonia Ferguson mutlu güzel koca bir genç kız. Üstelik tüm kuzeyli beylerin gönlünü bir şarkı ile fethetmeyi de başardı.

Lafı uzatma niyetinde değilim lakin olur da kızının düğününe gelmeyecek olursan şayet, mutluluğunu yarım bırakacağını da bil istedim. Üstelik Caledonia'yı gördüğüm andan beri içim geçmişin mutlu anıları ile, çocukluğumuz ile dolup taşmadı desem yalan olur. Kızın tıpkı halam'a benziyor Brian. Onu görmek, halama ve sana olan özlemimi depreştirdi. Umuyorum ki seni ve yeğenlerimi saraydaki düğünde görebileyim. Şimdi kesmek zorundayım çünlü Lord Oliphans sana mektup yazdığımı görürse benimle kavgaya tutuşacak.

Leydi Penolope Oliphans..."

Lily, Brian'ın yüzünden geçen anlık tebessümün ardından merakla mektubu alabilmek için elini uzattı lakin Maeve her zamanki gibi mektubu ondan önce kapmış ve ateşin başına geçerek yüksek sesle tüm salona okumuştu. Lily elbet duydukları üzerine büyük bir rahatlama yaşamamış değildi. Gözyaşlarını silerek elini kocasının dizine koydu. Brian kendisini fark etmedi hala düşünceli gözlerle yanan şömine alevine bakmaktaydı.

"Bu kadın kim baba?" Maeve kaşlarını çattı.

"Penolope benim dayımın kızı Maeve. Kuzeyli akrabalarımızdan biri lakin uzun bir süredir görüşmüyorduk." Brian tane tane konuştu.

"Küçük hanım kendi akranlarını kaleden kovalayıp kuzeyli hanımlarla davetlerde hoş vakit geçiriyor demek!" Noah dişlerini sıktı. Fransadan buraya iki haftalık bir yolculuk yapmıştı ve o yalnızca kardeşinin kaybolduğu korkusuyla acı çekerek kışın ortasında buralara kadar gelmeye çabalamışken kalesine vardığında öğrendikleri içler acısıydı. Kardeşi kaçmıştı. Üstelik bu kaçış Highlands'ın bir ucuna, en azılı düşmanlarınaydı. Mektuptaki kadının da dediği gibi altını deşmemenin mümkünatı yoktu. Genç adam küfrederek yerinden kalktı ve oturma odasında volta atmaya başladı.

"Her ne ise Noah! Kes artık sende başlama. Haftalardır aynı şeyleri dinlemekten bıktım usandım. Callie mutlu ve ona aşık bir kocası olacak olay bitti anlıyor musunuz!" Maeve gözlerini devirip annesine bakmakta olan Blair'in yanına oturdu. Ablası Callie yüzünden gebeliğine dahi sevinememişti ve daha fazla üzülürse hekimler bebeğini düşüreceğini söylüyordu. "Sende kendini topla Blair. Yeğenimi düşün artık."

GÜNAH KEÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin