Bölüm 45 Uyanış

933 90 19
                                    

Noah, atını ileri alıp babasının yanına doğru ilerledi. Callie at üzerinde duramıyor lakin kimsenin ardına geçmiyordu. Hiçbir uyarıyı kaile almıyordu. Öyleki Noah ve Connor düşmesin diye bitiştirmek zorunda kalmıştı atları Callie in boynuna başını yasladığı at onları kuduz gibi ısıracaktı neredeyse. Hayvan yanına yaklaştırmıyordu. Genç adam asık suratı ile kız kardeşinin perişan görüntüsüne atın yelleri ile karışıp aşağı sarkan saçlarına üzerinde binici kıyafeti olmadan bindiği için sıyrılan eteklerinden öylece sallandırdığı kalın yün çoraplı bacaklarına baktı. Noah çok istesede kızamıyordu ona halbuki vuracak kadar sinirlenmişti kaleye geleceğini duyduğunda. Eğer kardeşini tanıyorsa şu an parmaklarını kesseler muhtemelen neden diye sormayacaktı ve Callie'nin bu tutumu karşısındaki taş olsa eritmek için yeterliydi.

"Lordum... Baba... Bu hızda devam edersek eve dönüşümüz iki haftayı bulacak. Hava karardı geceyarısını çoktan geçtik. En azından bir yerlerde konaklasak?"

Brian dönüp Noah'a baktı. Caledoniayı bu halde görmemişti daha önce. Ne yapacağını bilemiyordu. Öfke ile kızını paralayıp götürüp bir odaya hapis edebilirdi. Evet normal şartlarda kim olsa yapardı lakin evlatlarını tanıyordu Brian. Eğer bu tutumu sergileyen Maeve olsaydı muhtemelen bu dediğini yapardı çünkü fevri hareketleri onunkinden bile fazlaydı. Sadece canı onları kızdırmak için dahi olsa gözünü kırpmadan üzerdi hepsini. Blair'i hiç düşünmedi bile o kadar ürkek ve sevecendi ki her hali ile annesiydi ve cesareti bir yere kadardı. Noah ise bir oğlandı. Kaçsa ardından küfreder dönse şenlikler düzenlenirdi. Fakat bahsi geçen Callie'iydi. Yaptığı hatayı geçip korkusuzca söyleyen, en büyük hatası oğlan kılığında ağabeyinin peşinde hekimcilik oynamak olan kendi halindeki kızıydı. O kadar açık sözlüydü ki hata yaptığını dahi düşünse çenesini açtığında olayları mantığıyla toparlar ve sonunda ona "Sen bildiğin gibi yap" demekten başka bir şey bırakmazdı ve Brian onun yaptığı herşey için kızgın ve kırgın olmasına rağmen suçlayamıyordu Callie'i. Kızının gözlerinde kocasına duyduğu aşkı ayan beyan görüyordu Brian.  Lanet olası kocası tüm bu yaptıklarının bir geri ödeme olduğunu söylemiş olsa da Brian'ın Sinclaire bakarak yorumlayabildiği tek birşey vardı o da Kan davaları yüzünden olan gururunun Callie'e bağlanmış olmasına izin vermiyor olduğuydu. Callie'i ve dahi onu perişan etmek için çıktığı yolda tökezlemiş olmalıydı delikanlı. İş işten geçmeden kızını geri yollama niyetine girmişti. Derin bir iç çekiş koy verdi. Yaşlı beyni dahasını düşünemiyordu. O hinlik bilmezdi. Kızdığını gömer, sevdiğini başının üzerinde taşırdı...

"Ormanlık alanı geçtikten sonra durup bi soluklanır, karnımızı doyururuz. Dinlenmek için ise Oliphans'a uğrarız. "

"Beş saattir yoldayız ve daha tek bir klan toprağını dahi geçebilmiş değiliz." Noah kendi kendine söylenmeye devam ederek dayısının yanındaki yerini aldı. "Lordum.. Lütfen yerinizi almama müsaade edin. Bir hata yapmaktan korkar oldum." Genç adam dayısına yalvaran gözlerle baktı ve Liamh başıyla onu onaylayarak arka sıradaki yerini onun için aldı.

Liamh, tüm bu süreç boyunca susmuştu. Brian'ı onaylamaktan, koca adamın endişelerini gidermekten başka hiçbir şey yapmamıştı lakin Rosalind Thomson gibi o da kimsenin görmediğini görüyordu. Kaldı ki kadın Callie'e aşıktı ve tüm bu sevgisine rağmen dilini kesip atmış yalnızca uzaktan izlemişti. Son olarak William yanlarında gelmeyi reddettiğinde Rosalind'in düşüncelerinden emin olmuştu Liamh. Tüm evlatlarını çok seviyordu. Hepsi birbirinden özel ve güzeldi. Lakin bu güne kadar mesafesini korumuştu her biriyle ki en çok da Caledonia'ya karşı mesafeliydi. Aklı Liamh'ı korkutuyordu. İzin verse ona bile papucunu tersten giydirirdi.Bu yüzden yalnızca güvenmek ile yetinmişti Liamh. Ailesini koruduğu gibi o da onu korumaya, işlerin çırığından çıkmasına engel olmaya çalışmıştı. Lakin anlayamıyordu. Ian Sinclair'in yaptıklarının cezasının canı olacağını bile bile göze aldığı intikamı ne diye bir ay sonra yeniden alevlensindi? Pekala Callie ona giderek beklediğini vermemişti Ian'a... O da, evliliğin ardından fes talebinde bulunarak kızlarının lekeli olduğunu bu şekilde dünyaya duyurmaya çalışmış olabilirdi ve bu her şeyi çözerdi kimse Sinclair'e saldıramaz saldırsa bile Kral Anderson'un acı yaptırımları ile karşı karşıya kalmak zorunda kalırdı. Bu çok büyük bir rezaletti. Sinclair için ise mutlak zaferdi. Liamh göz ucu ile binmek için adeta tepindiği atın üzerindeki yeğenine baktı. Susuyordu. Madem ailesini korumak adına herşeyi göze almıştı Callie bu fes talebini düşünemeyecek kadar aptal mıydı? Adam ona niyetini söylediği an kurtulacak bir yol bulamayacak mıydı bu kız? Haberi yoktu olan bitenden. Callie ümitsizce aşık olmuştu belli ki Ian'a. Kaleden çıkarken "Bana hiç birşey yapmadı. " diye yalvarışı kulaklarından gitmiyordu. Lakin Liamh, şu an burada yemin ediyordu ki Ian da Callie kadar ümitsizdi. Apaçık görmüştü o salonda. Connor bile görmüştü. Liamh'ın mavi gözleri kısılırken odadaki gereksiz tek ayrıntı yeniden aklına geldi ve yine düşüncelerinin doğru olup olmadığını anlayabilmek için ortaya küçük bir yem atması, dahası ilk defa ne yapacağını bilemez hale gelen yeğenini uyandırması şarttı. Onun tepkisi Liamh'ı emin kılacaktı ve bir şekilde ertelediği, Sinclair'in de asla üzerinde durmadığı yazılı anlaşmayı o vakit çıkaracaktı ortaya...

GÜNAH KEÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin