Bölüm On Bir

720 43 7
                                    

Keyifli okumalar ☁️

...

Evet uzak durma planı demiştim değil mi?

Benim kendimce yaptığım hesaplar boşa çıkmış kendimi bir anda Lucasa yapışık yaşar halde bulmuştum.
Açıkçası bu durumdan o buz dolabının da rahatsız olduğu her halinden belliydi.

Benden kesinlikle bıkmıştı.

Ve bende kesinlikle ondan bıkmıştı.

Sürekli yan yanaydık.  İster istemez birbirimize alışmak gibi bir durumla da karşı karşıya kalmıştık.

Mesela ben onun dışarıya karşı soğukluğuna o da benim anlık sinir harplerime alışmıştı.

Okulda çocuklarla iyi anlaşamam , Jonathanın daha iyi olması ve Lucasın telefonu hediye geri alınmaz diye bana vermesi karşılaştığım tek tük iyi şeydi.

" Uyuyor mu orada?"

Lucasın asistanının mırıldanmasını duysam da gözlerimi açmadım.

Bu lanet olasıca siyah koltukta saatlerdir yatıyordum ama uykum gelmiyordu.

Bir insan nasıl günün yirmi bir saati nasıl çalışabilirdi?

Sonra neden Türk şirketler yabancı şirketlerle yarışamıyor oluyordu.

Adamların patronu bile  günün yirmi bir saati çalışıyordu

Dayıma şikayet etmeye de gelmiyordu zira ilk dediği şey deneyim kazan. Lucas sana çok şey öğretir olmuştu.

Lucas denilen buz yığınına iki soru sorsam üçüncüyü kesmek adına bir iş veriyordu. Zımba yapmaktan ellerim kopmuştu.

Bilgisayar işlerini hemen hallettiğim için başından savacak işte bulamıyordu.

İşin kötü yanı iki işte çalışan bir öğretmene
Para da vermiyordu.

Benim tatlı öğrencilerim bir şey demese de dersine girdiğim bir kaç  liseli ergen ' Yürüyen ölü' ' Zombi' VS diye dalga geçiyorlardı.

Teneffüs arasında yürüyüşümü taklit eden bir kaçına rastlanmıştım. Utanma da yoktu.

Düşünün sabahın altısında da okula gidiyor iki gibi okuldan çıkıp üç gibi burada iş başı yapıyordum.

Bu ülke beni resmen kaçak işçi gibi  çalıştırıyordu.

Ayrıca bu manyak lucas ne zaman Yemek falan yiyecek olsam benimle birlikte yemeğe geliyordu.

Tamam ona ilk başta yalnız yiyemediğimi söylemiştim ama bu sadece evde geçerliğiydi.

Kafede bilmem kaç kişinin içinde yemek yemek sorun değildi.

Öğle yemeği gelip geçip Akşam yemeği geldiğinde hadi gidelim demiştim, ki bu da öğlen beraber iki buçuktan sonra akşam dokuza tekabül ediyordu, bana doğru yeşillerini dikerek " Çok yedin eritmek için çalışmaya ne dersin? Bu saate yemek yemek sana zarardan başka bir şey vermez. Bitirince bana haber ver de eve gidelim." demişti.

Bana resmen çok yedin demişti. 

Aradan daha yarım saat geçmeden ve ben şoku üzerimden atamadan  normal bir şey söylemiş gibi bir toplantıya gitmemiz gerektiğinden bahsetmişti.

Bense ona bir ton laf söyleyerek çalışmayı reddetmiş ve bu siyah koltuğa yatmıştım.

Beni umursamadan çıkıp gittiği için sinirim de geçmek bilmiyordu. Açlıktan karnım gurulduyordu.

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin