Bölüm Yirmi Beş

351 32 1
                                    


Keyifli okumalar ☁️☁️☁️

...


Bip...

Bip...

Bip...

Sonsuzluğa kadar devam edecekmiş gibi uzun bir Bip sesi...

Duyularım hiç olmadığı kadar birbirine karıştığı halde bir şeyden oldukça emindim.

Üşüyordum..

Hem de öyle çok üşüyordum ki dişlerim birbirine çarpacak gibi geliyordu.

Gerçi bu önemli miydi emin değildim.

Zaten ölmemi bekliyorlardı...

Yapabilseydim acı acı gülmek isterdim ama parmağımı bile kıpırdatamıyorken bu sadece hayal ötesiydi.

Zihnim bir uçurumdan atlamışım gibi ani bir uyanış gerçekleştirirken kollarını bile kaldıramamanın korkusunu aşamadan yepyeni bir duygu ile baş başa kaldım.

Evet... Bu duygunun adı hayal kırıklığından ve üzüntüden başka bir şey değildi.

Zihnimi ilk açan kişi abimdi... Daha doğrusu onun sesiydi.

Masal... Masalım abim... Uyanacaksın değil mi?.

İlk sözleri aynen böyleydi. Ne kadar da inançlı geliyordu değil mi?

Bunu  ne zaman yaşamıştık artık bilemiyordum ama kalbimin çarpma sesi hala kulaklarımda hissedebilirdim.

Beni ümitle bekleyen abim...

Kalbimi parçalamadan hemen önce böyle mutlu etmişti beni.

Masal... Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi? Sen benim kader ortağımdın. Demir yumruğumdun... Eğer bu son konuşmamız olacaksa.. Eğer gerçekten sonsa... Beni affet olur mu?

Doğru...

Son konuşma..

Veda...

Ben uyanığım sizi duyuyorum demek zorken nasıl yaşayabileceğimi düşünebilirdim?

Kendi durumumu bilmeme rağmen bu kelimeler neden kalbimi paramparça ediyordu?

İstediğim şey pervasız bir hayalperest olarak aylarca böyle yatsam bile uyanacağıma inanmaları mıydı?

Yoksa sadece yanımda olmaları mıydı?

Ben daha önceki sözleri sindiremeden devam etmişti.

Kelimesi kelimesine hatırlıyordum.

Tüm kelimeleri zihnimde dolanıyordu.

Teker teker..

Ve Tekrar tekrar..

Hatırlamam şartmış gibi ciddiyetle tekrarlıyorlardı kendilerini.

Küçükken yetimhanede o gün ... Kimsenin bana yerini söylemediğini söylemiştim hatırlıyor musun?

O an kalbim değişik bir kırkla sarsıldı. Doğru olduğuna inandığım bir gerçeğin değişmesi sadece beş saniye sürmüştü.

Kelimelerinin arasında sık sık burnunu çektiği için o an kendini ne kadar suçladığını hissettiğim için üzüntüm daha da artmıştı.

Asaf çakmaktaşı ağlatmak beni de ağlatıyordu.

Ne yazık ki bunu hissetmeden Yavaş yavaş devam etmişti.

Doğru değildi... Bir çocuk bana senin ağlayarak beni çağırdığını söylemişti. Ama ben eninde sonunda yanıma geleceğini düşünmüştüm. Sana gelmek için geç kaldığımı ise  seni  dumanların arasında dedemle çıkarken gördüğüm de anladım.

  Küçük kardeşim bana her zaman
gelmeyecekti.

Korktum...

Öyle çok korktum ki..

. Yanıma gelmeyeceğinden korktum.. Yalnız kalmaktan korktum..

. Her zaman yanımda olan kardeşime hiç bir zaman gelemedim. Suçlamak da kolaydı zor olan anlamaktı. Bunu yapamadım. Özür dilerim Masal... Seni koruyamadığım için özür dilerim..

Dumanları hatırlıyordum. Aynı zaman da dumanların arsında çıkan dedemi de hatırlıyordum.

Kimsenin beni kurtarmayacağını düşünen ruhuma ilaç olan ilk kişi dedemdi...

Bir kurtarıcım olduğu için ve dedemin şefkati beni sarıp sarmaladığı için olayları atlatmam kısa sürmüştü.

Şimdiyse Bu ortaya çıkmasından nefret ettiğim gerçek ikimizi de farklı durumlara itmişti.

Ağlayabilsem ya da kızabilsem bunu kesinlikle yapardım ama tek yapabildiğim öylece yatmaya devam edebilmek olmuştu.

Abimse onun tabiri ile son kez devam etmişti.

İtalya da hiç istemediğin halde seni varis yapan da bendim. Eğer güçlü ve zengin olursan kimse sana dokunamaz sanmıştım. Parıldayan yıldızımızı söndürmek isteyeceklerini tahmin edememiştim. Olaylara sadece kendi gözümden baktım. Masal güçlü olursa bizi de korur diye düşündüm.

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin